LOVE IN İMPOSSİBLE _DAZATSU

"Seni Uyarmıştım..."

......

( ATSUSHİ )

Neredeyse nefesim duracaktı. Kapı açılınca olduğum yere iyice sinmiştim. Gelen kişinin yüzünü karanlıktan göremiyordum ama Dazai olmadığına emindim.

Elinde bir şeylerle içeri girip bana yaklaştı.

Ch. Şey... Merhaba,uyanık mısın acaba?

Sesi çok dost canlısı geliyordu. Yanıma gelip dizlerinin üstünde yere oturdu.

Ch. Benden korkma... Adım Chuuya, seninki ne?

At. Merhaba... Ben Atsushi...

Ch. Sana yiyecek bir şeyler getirdim Atsushi ama keşke yüzünü net görebilsem.... Bir dakika...

Cebiden telefonunu çıkarıp fenerini açtı. Başta gözümüz kamaşsa da sonra birbirimizi görebildik.

Chuuya kesinlikle yakışıklı biriydi. Benden birkaç yaş büyük ama gençti. En fazla 22'ydi. Ayrıca çok hoş kızıl saçları ve masmavi gözleri vardı. Gülümsemesini söylemiyorum bile!

Ch. Ne güzel saçların var öyle! Bembeyaz...

At. Teşekkür ederim. Seninkilerde... Şey acaba bir şey sorabilir miyim?

Ch. Tabi?

At. Ben neredeyim?

Ch. Tamam, sana herşeyi bildiğim kadarıyla anlatıcağım ama önce sen yaşadıklarını anlatır mısın?

At. Peki... Ben bir yetimhanede yaşıyordum....

Böyle başlayarak ona Dazai ile olanlara kadar herşeyi anlattım.

Ch. Oh... Ne desem bilmiyorum. Neyse, sıra bende...

Böylece o da bana Dazai'nin arkadaşı olduğunu, yemekteki konuşmalarını ve yanıma gelmesini anlattı. Dinlerken bir yandan da getirdiklerini yiyordum.

Ch. Anlayacağın seni kontrol etmek ve kurtarmak için geldim. Hadi gidelim!

Beni elimden tutup kaldırmaya çalıştı ama elimi geri çektim.

At. Chuuya senpai, bir sorun var. Ben bağlıyım.

Böyle deyip bileklerimdeki zincirleri gösterdim.

Ch. VAY ANASINI! Dazai bu kez fazla abartmış.

Zincirleri eline alıp çekmeye çalıştı ama çok sertlerdi.

Ch. Atsushi ben bunları çözücek bir şeyler bulup geleceğim tamam mı, korkma sakın.

Kulağıma birden ayak sesleri gelmeye başladı. Biri geliyordu.

At. Chuuya senpai biri geliyor! Yoksa Dazai mi?

Ch. Atsushi korkma sakın, ben halledeceğim.

Böyle deyip kapıya döndü.

Ch. Bak Dazai, her şeyi açıklayabilirim....

Ak. Gerek yok Chuuya. Biliyorum.

Bu sefer de başka biri gelmişti. Chuuya senpai'in telefonunun feneri sayesinde net görebiliyordum. En az onun kadar yakışıklı, onun yaşlarında, siyah ama uçları beyaz saçlara sahip bir adamdı. Elini cebine sokup bir anahtar çıkardı.

Ak. Bunu arıyordun değil mi? Zincirlerin anahtarı...

Ch. Akutagawa, sen bir tanesin!

Chuuya senpai böyle bağırıp az önce adını öğrendiğim Akutagawa'yla sarıldı.