yirmi iki

2K 68 1
                                    

.22.

*

     Elimdeki likör şişesinin kalanını kafama dikiyordum grup, sonraki şarkıya geçmek için ara vermişken; önümüzdeki kız geri geri adımlayarak bana çarptı, çarptığı fark etmeden arkasına doğru döndü, elindeki boş plastik şişe yere düşerken bir öğürme sesi buldu kulaklarımı ve gecenin kalanında hiç istemediğim o şey oldu ve kız, üzerime kustu.

Sarhoş bir hâlde özür dilerken burnum sızladı hızlıca ve ellerimi havaya kaldırarak Gediz'e doğru  bağırdım. "Gediz!" Gediz, hızlıca bana döndü, gözleri kocaman açılıp bana şaşkınlıkla bakarken yanıma yaklaştı ve üzerime baktı yüzünü buruştururken, "Tuvalete gidelim, gel!" dedi. Kafamı yüzümü buruşturup gözlerimden birkaç damla akarken salladım.

Önüme geçip elini bana doğru uzattı, tiksintiden kendi ismimi bile unutacağım saniyelerde elini kavradım; büyük adımlarla kalabalıkta tuvaletlere giden yolda bir alan açtı hızlıca. Kızın bilincinin yerinde olmadığını ve bilerek yapmadığının farkındaydım ama kendimden tiksiniyordum şu an ve kusmuk kokusu burnuma geldikçe midem iyice bulanmaya başlıyordu, gözlerimden akan sinir göz yaşlarından bahsetmek bile istemiyordum.

Nasıl olduğunu ben bile anlamamıştım, şarkı biteli henüz bir dakika bile olmamış Gediz kendisine yeni bir soda alıp gelmişti ve sadece birkaç saniye içinde tüm gün, güzel başlayan; en sevdiğim şarkının bile çalındığı gün çöp olmuştu.

Tuvaletlerin önünde durduğumuzda kafasını kaldırdı ve soldaki kadınlar tuvaletine girdi hızlıca, kapıyı açıp içeriye kafasını uzattı ve içerideki kadınlardan özür dileyerek beni içeri soktu. Tuvaletin en köşesindeki lavaboya geldiğimizde karşımda ellerini beline koyarak dikilmeye başladı.

"Saçlarını topla da hemen üzerinden çıkaralım. Yoksa tenin de kokacak,"

Elimdeki şişeyi lavabo kenarına bırakırken sol bileğimdeki tokayla hızlıca saçlarımı topladım bulaşmaması için ama ben, üzerimdeki uzun kolluyu tek başıma çıkaramazdım; ben yaparsam her yere bulaşırdı. Umutsuz gözlerle kafamı Gediz'e doğru kaldırdım. O daha çok endişeliydi.

"Ne oldu?" diye sordu önce, sonra unutmuş gibi, "Arkamı döneyim tabii— "

"Çıkarsana sen üzerimden," dediğimde gözlerini kocaman açtı ve dudaklarını araladı.

"Ne?" diye sordu şaşkınlıkla.

"Ben çıkartırsam saçlarıma bulaşır, sen çıkart," dedim ısrar ederek.

Yeşil gözlerini kırpıştırarak bana doğru bir adım attı, "Emin misin?"

Gözlerimi devirdim derince iç geçirerek, "Sanki ilk defa bir kızın tişörtünü çıkartıyorsun Gediz. Hadi! Midem gittikçe bulanmaya başlıyor!" dediğimde kafasını salladı ve tişörtün eteklerini kavrayıp dikkatlice yukarıya doğru çekmeye başladı tişörtü, kollarımı havaya kaldırdığımda çıkardığı yerleri hızlıca topladı ve kollarımı da çıkarıp tişörtü hızlıca buruşturup lavabonun önüne bıraktı.

Peçetelikten birkaç peçete alıp ıslattıktan sonra bana uzattı gözlerini yüzüme dikmeye çalışarak, "Al, şey olmasın, hani— Rahatsız olursun sen şimdi," diye kekelediğinde gülerek elinden ıslak peçeteleri aldım ve gerdanımı silip çöpe attım.

Buz Gibi | Texting  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin