06-Küçük Saray

526 215 95
                                    

PERİ KAFESİ

BÖLÜM 6 - KÜÇÜK SARAY

Morrison's  Jig

❀❀❀

Sıkı sıkı tuttuğum yuların iplerini kendime çekip Moris'in ön ayakları üzerinde yükselişine izin verdim. Bir süredir dinlendiği ahırında sıkılmış olduğunu biliyordum, bu yüzden talim öncesi geniş çayırlıkta koşuşturmak ona da bana da iyi gelmişti.

Çayırın ilerisinde bekleyen askerlerle tartışan Kemancıyı gördüğümde, ayaklarımla atımı ittirip ilerlemesini sağladım. "Deh!" Moris'in siyah yelesi rüzgarın etkisiyle dalgalanırken, onun gösterişli rengini ve kuvvetini seyretmeyi seviyordum.

Elimde toplanan yuları bu sefer hafifçe kendime çekip Moris'in duruş komutunu verdim. "Generalim konuşmamız gerek." Askerler Kemancının ilerlemesini engel olmak için önüme geçtiklerinde, elimi havaya kaldırıp gelmesini işaret ettim. "Sorun nedir Kemancı?" İsminin Kai olduğunu bildiğim genç adam, sarayımda özel davetlerde kemanını çalar ve herkes tarafından Kemancı diye anılır bu yüzden benim de ona hitap şeklim değişmezdi.

"Kusura bakmayın bu durumu askerlerinize söylememin yeterli olmayacağını düşündüm."

"Nedir bu kadar önemli olan mesele?" Seri bir şekilde Moris'in üzerinden inip yularını tutması için askerlerden birine uzattım. "Mesele Marvin." Kafamı ona doğru çevirdiğimde başını hafifçe yere eğdi. "Dinliyorum."

"Dün gece Kara Orman'da gafil avladıkları bir genç kızı tutsak etmiş, yokluğunuzu da fırsat bilip zengin tüccarlardan birine kızı satma niyetinde." Duruşumu bozmadan elimi Kemancının omuzuna yerleştirdim.

"Bu ağır bir itam."

"Doğruyu söylüyorum efendim bana güvenin, size gelmeden önce tüccarın son hazırlıklarını yaptığını gördüm, şimdiye çıkmış olabilir." Omuzunu hafifçe sıkıp elimi kendime çektim. Bakışlarımı seğirtmeden üzerinde gezdirdiğimde doğruyu konuşur bir hali vardı, zaten bu durumda yalan söylemeyi de pek cesaret edemezdi.

"Asker! Saraya gidip Marvin'i bulun, işbirliği yaptığı tüccarı da öğrenip hemen bana bildirin."

"Emredersiniz General!" Askerlerden birkaçı talimatımı uygulamak üzere uzaklaşırken, Kai'ye de gitmesi için işaret ettim.

Üzerimi değiştirmek için saraya vardığımda Kemancının öne sürdüğü suçlamaların doğru olduğunu askerlerden bizzat öğrenip odama doğru adımladım. Üzerimdeki gömleğin düğmelerini çözüp çıkardığımda dayanılmaz eklem ağrılarıma inat bir yenisini üzerime geçirdim.

Şifalı merhemlerin, büyülerin, ilaçların tesir etmediği vücut ağrılarımın, bir çözümü olmadığını bunca yıl anlamış olmam gerekliydi. Bedenim durağınlaştıkça acıyı çok daha yükseklerde tadıyordum, aksine bir savaşın ortasında nükseden ağrılar beni fazlasıyla güçlendiriyordu.

Hizmetimdeki birkaç kadının yardımıyla üzerimi tamamen değiştirdiğimde en son çelik zırhımı giydim. "Efendim," Kadınların arasından çekingen bir ses yükseldiğinde bedenimi çevirdim, utançla kafasını yere eğmiş ellerini de önünde birleştirmişti. "Evet seni dinliyorum."

PERİ KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin