17- Boğulmuş Kalp

285 123 75
                                    

PERİ KAFESİ

BÖLÜM 17- BOĞULMUŞ KALP

Mary Queen Of Scots

Kin ve nefret tutan kapler miydi, yoksa bastırılmış organların üstadı olan beyinlerimiz mi?

Tarifi pek mümkün olmayan bir duygu çevrelemişti vücudumu. Gözlerimden akıp süzülen yaşlar hüzünlüydü, kalbimde hissettiğim amansız bir sızı, kahroluş isteğini beraberinde getiriyordu. Dudaklarım eskiden olduğu gibi yukarı kıvrılıp bir daha gülümsemeyecek gibiydi ve tüm bunlar olurken içimde yükselen büyük bir öfke vardı.

"Zestia!?" Bacaklarımı kendime çekip başımı da dizlerimin üstüne yaslayarak durmaya devam ederken, Milo ağır adımlarla yaklaşıp hemen yanıma oturarak kafasını çevirdi. "Kaç saattir tek bir kelime etmedin, beni endişelendiriyorsun."

"Sence, bunu o mu yaptı?" Pozisyonumu bozmadan mırıldandığımda, Milo hızlıca etrafını kontrol ederek iyice dibime girdi. "Ben de en az senin kadar şaşkınım çünkü Aurora'nın söyledikleri benim gördüklerimin..." Milo cümlesini yarıda kestiğinde hızlıca başımı kaldırıp doğruldum. "Ne demek istiyorsun?"

"Kafam çok karışık, belli ki saçmalıyorum."

"Milo, bana ne gördüğünü anlatacak mısın, neler oluyor!?" Etrafını yeniden kontrol edip Aurora'nın bizi duyup duymadığından emin olduğunda konuşmak için dudaklarını araladı.

"Daphne ve seni aramak için ormana döndüğümde Aurora'yla karşılaştım, bir anda karşıma çıkması tesadüf değildi Zestia. Başından beri hepimizin nerede olduğunu biliyordu bence." Dikkatle onu dinlerken konuyu nereye getireceğini merakla bekledim. "Seni alıp gelmemi emretti sonra kendisi de Daphne'yi bulacağını söyleyip ormanda yeniden buluşmak için birbirimizden ayrıldık. Saraya geri döndüğümde Kai'yi gördüm, başını önüne eğmiş hızla uzaklaştığında bir gariplik olduğunu sezip peşine takıldım. Elinde, kana bulanmış bir hançere bakıp ağlarken yakaladım onu, beni görünce panikle bir şeyler mırıldandı ve yüzü kireç tutmuş gibiydi. Başta neler karıştırdığını anlamadım ama seni bulamayıp ormana geri döndüğümde, Daphne'nin kanatlarını elinde tutan Aurora ağlayarak feryat edince aklıma üşüşen tek şey..."

"Daphne'yi öldürenin Kai olduğu gerçeğiydi." Milo kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktığında derinden nefeslendi. "E-Evet ama Aurora onu öldürenin General olduğunu söyledi, neden!?"

"Başından beri bizi takip eden gizemli peri Aurora olmalı, General'le evlendiğimi de biliyordu bu yüzden Büyülü Orman'a itiraz etmeden geri dönmemiz için bu yalanı uydurdu."

"Ne yapacağız peki, dönecek miyiz?" Gözümden süzülen bir damla yaşı elimin tersiyle silip yutkundum. İçimde yanıp kavrulan ateş, bedenimi enerjisiyle doldurduğunda başımı iki yana salladım.

"Daphne'nin intikamını almadan hiçbir yere gitmem Milo."

***

"Delirdin mi sen?"

"Şh, sessiz ol." Aurora'nın peşine takılıp kasabanın boş ve kiralık evlerinden birine yerleşmiştik. Kuzey Krallığından her ne kadar uzaklaştığımızdan bihaberdim ama bulduğum ilk fırsatta geri dönmek için aklımda planlar kuruyordum.

PERİ KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin