PERİ KAFESİ
BÖLÜM 19- DÜZENİ OLMAYAN EVREN
For the Realm - Ramin Djawadi
Tanıdık bir melodi gibiydi hayatımızdan uçup giden yaşanmışlıklar. Anımsayabildiğimiz kadarına tutunabilirdik çünkü geriye kalanını beynimiz çoktan silip atmıştı. Zarperyon'da gülümseyerek hatırlayabileceğimiz anılarımız pek yoktu, bir tek acı ve kederin yoğrulup bizlere sunduğu hatıralar dolanıyordu kafamızın içinde.
"Kral Magnus, neden yeğeninin ölmesini emretsin, sen Batı Krallığına yeni üye olmuş bir lorddun sadece." Günler önce savaş verdiği, birçok kan döktüğü insanlar aslında onun kanından ve soyundan insanlardı. Kral Magnus annesinin ağabeyi yani Ares'in de öz dayısıydı.
"Azizler sadece krallık için çalışan varlıklardır Zestia, bunun daha fazlası olamaz. Kral Magnus'un gerçek yeğeni olsam bile babamın bir cadı olduğu gerçeğiyle beni kabul göremezlerdi."
"Ama baban Kral Magnus'un emrine karşılık seni birkaç yıl gizlemeyi başarmış, belli ki o yaşamını gerçekten istiyordu."
"O sadece Dione'nin hatırına bunu yaptı Ateş Kızılı. Ben yıllar yıllar önce kuzeyin topraklarına adım attığımda kendime bir söz verdim. Tercihleri kendisine bırakılmamış masum bir canı kabul etmeyen herkes, bunun bedelini dökülmeye devam edecek kanlarıyla ödeyecekler."
"Bu yüzden mi yıllarca Kuzey Krallığı uğruna çalıştın? Az da olsa onlardan intikam alabilmek için." Başını iki yana sallayıp parmaklarını saçlarımla buluşturdu. "Bu intikam değil Ateş Kızılı, beni kabul görmemenin bedeli sadece."
Kafamı öne uzatıp dudaklarına küçük bir öpücük kondurup doğruldum. "Seni kabul etmemenin bedeli büyük olsa gerek." Kolları bir yılan kıvraklığı ile belime dolandığında aramızdaki yorganı kenara itti. Belime dolanmış elleri yavaş yavaş aşağı inip kalçalarımı kavradığında derin bir nefes aldım. "Gitmen gerektiğini sanıyordum."
"Gidiyorum zaten." El çabukluğuyla altındaki pantolonu çıkarıp beni de altına çekti. "Ama öncesinde, tadına doyamadığım o güzel teninde gezinmek istiyorum Ateş Kızılı." Dudaklarıma gömülen dudakları boynumdan aşağıya gezinmeye başladığında, memelerime ulaşmadan önce bir süre nefeslenip avuçlarıyla yavaş yavaş sıkmaya başladı.
Dokunuşları beni bilmediğim başka bir aleme sürüklerken, bundan kesinlikle zevk alıyordum. "Özenle yaratılmışsın Ateş Kızılı." Artan nefesim gözlerimi açık tutmama engel olduğunda zor da olsa aralayıp Ares'e baktım. Dokunuşlarının yanısıra dikkatlice tenimi seyrediyor ve hayran bakışlarını sergilemekten kendini alıkoymuyordu.
Bakışları kısa bir süre gözlerimle buluştuktan hemen sonra suratına yerleşen sırıtışının ardından, avuçladığı memelerimi öpmeye ve dudak oyunlarını sergileyeme başladı.
Bedenim tamamen ona ve yapacaklarına teslim olmuş gibiydi. Uzun bir süre dudakları göğsümde oyalandıktan sonra yavaş yavaş aşağı inmeye başladığında, dudaklarımdan kopan iniltiler daha çok sıklaşmaya başladı.
Bacaklarımı bu sefer onun yönlendirmesine kalmadan kendime çektiğimde gülümseyerek bana baktı. Kaslı ve heybetli vücudunun yanında küçük kalan bedenimi istediği gibi hareket ettirmekte güçlük çekmiyordu. İyice üzerime eğilip gözlerini gözlerime sabitlediğinde dudaklarımdan kopan haykırışla onu içimde hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ KAFESİ
FantasyYaşamın, sadece Büyülü Orman sınırları içinde devam edeceğini düşünen Zestia, günün birinde kalkanı aşarak insanların dünyasına dahil olur. Periler olarak tek hedefleri; Zarperyon'nun yarattığı türleri bir araya getirerek kalbi yeniden birleştirmek...