PERİ KAFESİ
BÖLÜM 18- BEDENİMİN SAHİBİ
The Bridge Of Khazad - Dum - Euirella
Akışı gerçek kılan, hayallerin ötesindeki eylemlerimizdi. Tek bir nefesle başlayıp ardı sıra devamı eklenen hayatlarımızın bizlere borçlu olduğu pek çok şey vardı. Buğulu gözlerin içine işlenmiş derin düğümler, her bir kafanın başından geçen gerçekliklerdi. Acı her canlı için yaratılmıştı ama üzerimize giyilmiş görünüşlerimiz, bir duyguyu aynı tatta hissetmemizin önündeki tek engeldi.
Zarperyon sandığımın aksine pek de masum değildi artık...
"Bir şey söyle." Dudaklarımdan fısıltıyla çıkan kelimeler adeta yalvarıyordu.
"Ateş Kızılı..." Derine gömülen sessizliğin, çıkarmak üzere olduğu uğultuları nihayet işitmek üzereydim. "Daphne ö-öldü mü?" Bir başka ses kulaklarıma doluştuğunda büyük bir hızla üzerime doğru yaklaşan Noah'a baktım. İrileşmiş irisleriyle gözlerimin içine bakarak sorusuna bir cevap vermemi bekliyordu.
"Leydi Zestia, lütfen susmayın."
Göz pınarlarıma birikmiş yaşların, yanaklarımdan aşağıya süzülmemesi için direndim. Amacımla duygularımı birbirine karıştırmamalı ve bugün burada sadece gerçeği öğrenmeliydim. "Doğru duydun Noah, o öldü!" Öfkeden nasıl bir hâl aldığını bilmediğim bakışlarım doğrudan Noah'la kesiştiğinde yüzündeki hüznü okuyabiliyordum.
Ama tüm bunlar benim hislerimin yanında kifayetsizdi.
Öfke içimdeki gücü harlıyor ve bedenimi kontrolüm dışında hareket etmeye zorluyordu. "Sen de o bakışların da yanılıyor Ateş Kızılı."
"Pekte yanılıyor sayılmam General Ares, sebeplerin olabilir." Kollarımı iki yana açıp tüm gerçekliğimi sergilemek istercesine kendi etrafımda döndüm.
"Aptal düşüncelerini kendine sakla Zestia, acını hissedebiliyorum ve bu yüzden çok üzgünüm."
"Senin öldürdüğünü iddia eden biri var, buna ne diyeceksin?" Noah araya girip yüzünü bana doğru çevirdi. "Bu imkansız Leydim, böyle bir şeye nasıl ihtimal verebilirsiniz?"
"Henüz gözlerimin içine bakarak 'hayır ben öldürmedim' diyemiyorsun Ares." Öfkenin çevrelediği bedenim; kelimeleri, olabildiğince dudaklarımdan yüksek çıkardığında, daha önce böyle bir hisle kavrulmamıştım.
"Leydi Zestia!" Noah yükselen öfkeme karşılık verdiğinde Ares kolundan tutup aramızda duran bedenini geriye çekti. "Tamam Noah, bırakalım da öfkesini çıkarsın."
"Öfkemi mi çıkardığımı düşünüyorsun?" Az önceki cümleme karşılık bu seferki sesim daha cılız dökülmüştü dudaklarımdan. "Saraya dönelim sana her şeyi açıklayacağım Zestia ve görüyorum ki senin de bana anlatacağın çok şey var." Elimden tutmak için kolunu uzattığında bedenimi geriye çektim. "Ben hiçbir yere gelmiyorum, ne anlatacaksan şimdi burada anlatacaksın."
Bakışlarım, taviz vermeyecek kadar kararlı bakmaya devam ederken, o da en az benim kadar bunun ne anlama geliyor olduğunu biliyor olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİ KAFESİ
FantasyYaşamın, sadece Büyülü Orman sınırları içinde devam edeceğini düşünen Zestia, günün birinde kalkanı aşarak insanların dünyasına dahil olur. Periler olarak tek hedefleri; Zarperyon'nun yarattığı türleri bir araya getirerek kalbi yeniden birleştirmek...