10- Savaşın İlk Kırıntısı

484 183 87
                                    

PERİ KAFESİ

BÖLÜM 10- SAVAŞIN İLK KIRINTISI

Merry Men- Marc Streitenfeld

❀❀❀

İçimde büyüyen ve büyüdükçe yükselen bir yangın vardı, avazım çıktığı kadar da bağırsam, bedenimi ele geçirmekten vazgeçmeyecekti. Damarlarımda dolanan kan değildi sanki, içten içe beni yakıp kavuran ateş, kendisini gösteriyordu artık.

Robin'in dokunuşuyla birlikte açığa çıkan kıvılcımlar, yaranın üzerinde kendisini belli ettiğinde dokunulmayacak kadar sıcaktı. Robin ürkek bakışlarını yanan elleri ve bedenim arasında gezdirirken, defalarca insan olmadığımı mırıldanıyor ve korkarak yüzüme bakmaya devam ediyordu.

"R-Robin!?" İki arada kalıp sıkışmış bedenimin terlediğini hissederken, ellerimi havaya kaldırıp bedenimi doğrulttum. "S-Sakin ol!"

"Hangi saraydan geldin sen, kimin casususun, söyle!?"

"Ne?! Casus falan değilim ben!" Ekseninde birkaç sefer dönüp sakinleşmek için yüzünü sıvazladı. "Büyük Saray'daki tüm cadıları tanırım ben, seni daha önce görmediğime de eminim."

"Bak..." Nefes alış veriş hızım arttıkça, yükselen göğsüme elimi bastırıp dudaklarımı araladım. "Robin, ben cadı değilim."

"Kimi kandırıyorsun?" Yanmış ellerini yüzüme doğru tuttu. "Aziz gücü bu! General biliyor mu insan olmadığını?" Korkudan kabaran kalbim, yerinden çıkmak için çırpınırken, ona gerçeği söylemek dışında bir çarem kalmamıştı. "H-Hayır bilmiyor!"

"Tahmin etmiştim, hangi krallıktan getirtildin?!"

"Robin!"

"General'in bunu öğrenemeceğini mi sandın, ne olacak sanıyordun, seninle evleceğini mi?"

"Robin dinle beni!?" İsminin defalarca dudaklarımdan dökülmesine karşılık, yüzüme öfkesini kusmaya devam ediyordu.

"Gidip her şeyi General'e anlatacağım."

"H-Hayır! Bunu yapamazsın bekle!?" Kapıya doğru adımladığında kolundan tutup bedenini kendime çevirdim. "Bırak beni!"

"Robin! Sana aksi bir şey söylemiyorum, beni dinleyecek misin artık." Sesimi olabildiğince yükseltip kolunu sıkıca kavradım. "Dinle!" Direnişini sonlandırıp başını bana çevirdi. "Sakın bana tipik cadı yalanlarını sıralama, aksi taktirde bu senin aleyhine olur."

"Sana yalan konuşmuyorum!" Kolunu elimin arasından sıyırıp önünde birleştirerek, benden birkaç adım uzaklaştı. "Dinliyorum öyleyse, fazla vaktim yok haberin olsun."

Derin bir nefes alıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım, bu dakikadan sonra her şey nasıl ilerler, ya da ne olur kestirmem güçtü ama başka bir çarem de kalmamıştı artık. "Evet insan değilim ama senin düşündüğün gibi cadı da değilim."

"N-Ne demek bu!?"

"Şu demek, ben bir periyim Robin." İnanmayarak yüzüme baktığında, yüz ifadesi de bedeniyle birlikte kilitlenmişti adeta. "N-Ne!?"

PERİ KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin