Ateş ve Su | Hyunlix

25. Arkadaş

"Bence ben... su bükebilirm."

Bir süre hiçbir şey demedim. İçinde daha fazla söyleyecek şeyi olmalıydı. Ellerini tuttum ve dinlemeye devam ettim.

"Aynı anda iki elementi bükebilen başkaları var mıdır bilmiyorum ama bir süreliğine Bilge Jisoo'nun yanına gitmek istiyorum. Belki bana ders vermeyi kabul eder ve su bükmeyi de öğrenirim!"

Çok hevesli görünüyordu. Açıkçası pek inanmamıştım ama Felix Bilge'yle konuşmadan rahat etmezdi, onu tanıyordum. Bizzat duyarsa ikna olabilirdi ancak. Ben de bu geçici sürede gitmesine izin verecektim. "Pekala... Ne kadar vakit alır bu eğitim?"

"Bilmiyorum. Bunu bir tek Bilge Jisoo söyler. Su bükmek daha zormuş diye duymuştum, ateş gibi hassas değil. Çok ağır olduğu için yorucu ve eğitimi de buna paralel olarak daha çok pratik gerektirebilir, uzayabilir."

Bunu duyunca endişelendim, Felix'ten uzun süre uzak kalmak istemiyordum. Buranın Kralı olsam bile Meleğim yanımda değilken hiçbir şey yapamazdım ki ben...

"Felix, sen Ateş Ulusu Meleğisin. Su bükmenin mümkün olabileceğini sanmıyorum." deyip ellerini tuttum.

Ellerini geri çekti ve gözlerime baktı:
"Hayır Hyunjin. Hissettim, gerçekten hissettim. Suyu çok seviyorum, bunu yapabileceğime inanıyorum."

İç çektim ve "Sen bilirsin." dedim. Tepkimle biraz morali bozuldu ama pek ses çıkarmadı. Yavaşça arkasını dönüp uyumaya çalıştı.

Yaklaşıp göğsümü sırtına yasladım, çenemi omzuna gömdüm ve elimi karnına getirdim. "İyi geceler..."

Onunla ayrı kalmak istemiyordum ama Ulusumun başında durmak zorundaydım. Felix ses vermiyordu, sanırım uykuya dalmıştı. Karnını okşayıp iyice ısıttım, benim de gözlerim kapandı.

🔥🔥🔥

"Her şey hazır mı?"

"Evet evet, yola çıkabiliriz!"

Araba uzaklaşırken birbirimize baktık. Adam akıllı vedalaşamamıştık.

Hemen sürücüyü durdurdu ve üstüme koştu. Kollarımı açıp o atladığı gibi kucağıma aldım, sımsıkı sarılıp kokusunu içime çektim. "Meleğim..."

"Hyunjin... Ben giderken öyle üzgün üzgün bakma. Çok uzun kalmayacağım, işim bittiği gibi döneceğim. Tamam mı?" deyip yanağımı öptü.

Ben de boynunu öptüm ve "Tamam... İyi ki geri geldin, öyle ayrılsaydık huzursuz olurdum. Kendine iyi bak Felix." dedim.

"Sen de kendine iyi bak."

🔥🔥🔥

Felix ufukta kaybolana kadar onları izledim. Artık yalnız kalmıştım. Odama çıkıp uyumaya çalıştım.

Ertesi sabahtan itibaren hayatımın neşesi gitmiş gibiydi, idari işlerle falan uğraşıyordum.

-Toprak Ulusunun temsilcileri sizi ziyarete gelmek istiyor Kralımız.

-Peki, haftaya olacak ayarlayın.

-Nasıl isterseniz.

Rahat hissettiğim tek yer ateş bükme derslerimdi. Ama oradaki hocam da eğitime gitmişti, okullar başlamıştı.

Yerine çok daha genç biri geldi. Hatta bence benimle yaşıt gibiydi? Bu kadar küçükken Ulusun Kralına Ateş Bükme dersi verebiliyorsa çok güçlü olmalıydı.

Muhafızlar bizi tanıştırdıktan sonra siyah kapıyı kapattılar. Sahada sadece biz kaldık. Çocuğun gözleri çok agresif bakıyordu, beni zorlayacağı her halinden belliydi.