Günler günleri kovalaya kovalaya, okulun başlamasına sayılı günler kalmıştı. Tam olarak iki hafta. Verlaine, Chuuya'nın odasına habire dalıp, içeriyi kontrol ediyordu. Chuuya da bu bir kaç gün geceleri kendi odasında geçiriyor, gerekmediği sürece Dazai ile konuşmuyordu. Bu durum Dazai'nin pek hoşuna gitmese de, yapabileceği bir şeyi yoktu, şimdilik.
O sıra da esmer olan Verlaine ile nasıl barış sağlayabileceğini düşünüp durdu. Türlü türlü planlar kurdu, "Zor İnsanlarla Anlaşmanın 151 Yolu" adlı kitabı okuyup bitirdi ve en sonunda aklına bir fikir geldi.
Böylece kurduğu en mantıklı plana Chuuya ve Tachihara'yı dahil etmek üzereydi.
________________________Kızıl saçlı her zamanki gibi işinin başında, (yanlışlıkla tepsinin üstündeki siparişi devirip yeri siliyordu-) uslu ve becerikli bir şekilde çalışıyordu. Kesinlikle sövüp sayıştırmadan.
Cebinde hissettiği titreşimden dolayı irkilip, telefonunu eline aldı. Dazai'dan bir mesaj gelmişti. Mesajda Chuuya'dan, Tachi ile birlikte iki sokak aşağıdaki markete gelmesini rica etti.
Çok fazla sorgulamadan telefonu tekrar cebine soktu. Ablasına, Tachihara ile markete gideceğini söyledi ve küçük kardeşinin elini tutarak oraya doğru ilerlediler.
O malum günden sonra Kouyou ve Chuuya'nın arası daha da gerilmişti. Kızıl saçlı akşamında ablası ile kavga etti. "Neden karışıyorsun ki?" "Neden onu suçladın ki?!" "Ben seni korudum, o benim umrumda bile değil!" Sonrasında Chuuya, ablasını odasından kovdu.
Hoşuna mı gitmişti? Elbette hayır. Ama içinde tuhaf bir öfke birikmişti. Bu ona göre bencillikti. O gecenin suçlusu tek Dazai değildi. Ve genel olarak kimse de suç bulmamıştı.
Ailesi yüzünden kısıtlanmış hissediyordu. Onu zerre ilgilendirmeyen bir sebepten, kendi arkadaşlarını seçemez oldu diye düşündü.
Daha önce hiçbir zaman sogrulamadığı bu düşmanlığın aslını merak etmeye başlamıştı.
Abisine karşı hissettiği korku yavaş yavaş başka bir şeye dönüşüyordu. Nefret değildi, kin de değildi. Verlaine'nın sürekli olarak algıda seçicilik yapmasını kınıyordu.Bir süre sessizce yürüdükten sonra, bahsedilen markete vardılar. Tachihara gülerek markete dalıp abur cubur reyonların arasına karışmıştı.
,, Fazla uzaklaşma! " Chuuya'nın önü birden karardı. Gözlerini kapatan ellerin üstüne ellerini koyunca, bilek kısmındaki tuhaf ve tanıdık yünlü kumaşı okşadı.
,, Dazai? "
Esmer olan sırıtıp, Chuuya'nın kulağına yaklaşarak fısıldadı. ,, Yanlış. "
Chuuya iç çekti. Dokunuşundan, kokusundan, yakınlığından ve nazik fısıltısından, gayet de doğru tahmin ettiğini düşünüyordu.
,, Bay bandaj israfı? "
Kızıl saçlı önünü ve arkasını kör misali görmüyorken bile, Dazai'nin sessizce güldüğünü ensesinde hissedebiliyordu.
,, Hadi Chuuuu... saksıyı çalıştır birazcık. " Dazai cilveli konuşup ellerini asla diğerinin gözlerinden çekmedi.
Peki.
Chuuya düşündü.
Dazai şu an Dazai değildi. Herhangi birisi de değildi.Çok saçma bir oyun.
Sert bir tonla ,, Kimsin, kim!? ", diye sorunca, Dazai kısa bir kahkaha attı.
,, Peki, tüyo vereyim o halde. Bu pozisyonda duran iki kişi arkadaş değil, başka ne olabilirler? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Rekabet [ TAMAMLANDI ]
Fanfictionİki ailenin yıllardır komşu olması yetmezmiş gibi, bir de karşı karşıya pastane açınca gereksiz ama fazlasıyla ciddi bir rekabete girilmişti. Yaz tatilin de başlamasıyla, oğullarını yanlarında çalıştırmaya karar verdiler. Dazai Chuuya'dan hoşlanmıyo...