• 7 •

3.6K 78 0
                                    

Heyoo, ben geldimm.

Nasıl gidiyor sizce bölümler?

Yıldızı parlatmayı unutmayın lütfenn, iyi okumalarr.






&
&
&
&
&
&
&
&
&
&







   Önümde masada duran yığınla dosyanın sadece yarısını ayıklayabilmiştim, ayıklayıp sıraya koyduklarımı daha dosyaya bile kaldırmamıştım.
Elimde tuttuğum telefonun ekranına sırıtarak bakmayı bırakıp telefonu kenara koydum. Uyuz Ayaz'ı çıldırtmış olmanın verdiği huzurla nefes aldım. Bu daha ne ki Ayaz bey? Daha su yeni ısınıyor. Ayağa kalkarak dosyalardan birisini açtım ve sırasıyla evrakları yerleştirmeye başladım. Her bir desteyi dosyaladıktan sonra diğer yığınlı kağıtları önüme çektim. "Nasıl başarabiliyor bu kadar dağıtmayı anlamıyorum. Yeminle şurdan içeriye birisi girse pazarda satış yapıyorum sanır." aniden kapı aralandığı sırada korkuyla kapıya baktım, içeriye giren malum ikizimi fark etmemle rahat bir nefes verdim ardıntan tekrar gerildim. Ayaz onu burada görürse durum fazla yanlış anlaşılabilirdi, az önceki mesajlardan sonra!?

Rahatlığım ne kadar kısa ömürlü görüyorsunuz?

"Ne yaptın sen?" birden kahkahayı bastığında ne olduğunu anlamadığımı belirtircesine kelimenin diğer anlamıyla mala bakar gibi izledim. "Neye gülüyorsun şu an söyle de güleyim?" gülmesini durdurmaya çalışsa da bu pek mümkün görünmüyordu. Eliyle koltuğu işaret ettiğinde kaşlarımı çattım, "Ne koltuğu?" hayır anlamında elini salladığında elimdeki kağıdı yüzüne çarptım. "Gülme de anlat be gebericem meraktan." derin nefesler alarak sakinleştiğinde gözlerine sabırla bakıyordum.

Neden ikizim olduğunu bir kaç saniye sorguladım.

Masaya yaklaşıp üzerine oturduğunda rahatlığından Ayaz'ın uzun süre buralara gelemeyeceğini anladım. "Toplantı esnasında içerideydim ve Ayaz gözünü telefondan ayıramayınca işin içinde senin olduğunu sezdim. Başta sadece sezgiydi ama sonra," tekrar gülmeye başladığında eliyle bu defa ağzını kapatarak kendisini tutmaya çalıştı, "Ama sonra!??"

"Sonra herkes kabul kağıtlarındaki şartları okurken birden içeride şöyle bir ses yankılandı," ayağa kalkarak hızla sandalyeye oturdu ve tamamen Ayazı taklit edercesine kaşlarını çattı. Bu haline gülerek söyleyeceği şeyi bekledim. "Aynen şöyle bak
"Siktir!" ama nasıl yüksek söyledi varya. Sonra toparlamaya çalışışı daha komik." gülmeyi sürdürürken sözler götünden çıkar gibi çıkıyor olsa da anlıyordum, ah ikizlik hissi anlıyorsunuz dilinden. "Ne dedi?" Ayaz'ın o anki suratını hayal edince istemsiz gülmeye başladım. Uyuz bir de etkilenmedim yalanlarına başvuruyordu. "Yüzü önce yavaşça ciddi bir hal aldı sonra "Lütfen işinize odaklanın." diyerek birden önündeki kağıtta yazan kuralları açtı ama suratını görmeliydin." kıkırdayarak telefona baktım, görüldü yemeyi kaldıramadı sanırım.

Eda birden dibime girdiğinde şaşkınca yüzüne baktım "Anlat." şaşkınlığımı gizlemeyerek elimle onu ittirdim, "Anlatamam, karı koca arasına nasıl girilmezse buna da girilmez." imalı attığı bakışları es geçmeye çalışırken o inatla deşti, "Buna da? Bu ne kızım? Adını söyle adını." eline vurarak bastıra bastıra söylediğinde gözlerimi devirdim. Bunun bir adı yoktu. "Bi git artık hadi, bi sal beni gelicek şimdi yirmi saat söylenecek bitirmediğim için." yine aynı imayla sırıttığında elimi kaldırdım, "Yeminle geçiririm ağzının ortasına." gülerek geri çekildiğinde gözlerim kapıya kaydı, "Gelir şimdi git sen akşam anlatırım olanları sana, bana uğrarsın bayağıdır uğramıyorsun." sözlerimi başıyla onayladıktan sonra kapıya ilerleyip çıktı. Ardından rahat bir nefes alarak dosyalara geri döndüm, elime aldığım kağıtları sıraya dizerek dosyaladım.

ARSEL [ Yarı texting +18 ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin