• 13 •

3.1K 56 8
                                    

~Söz verdiğim gibi atıyorum bu bölümü..

~Karakter seçmekte ve bulmakta biraz zorlanıyorum önerilerinize açığım.

*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*









Elimde sıkı sıkı tuttuğum bardaktaki kahveyi yudumlarken titreyen ellerimi durdurmaya çalışıyordum.

"Bence şu elbiseyi giymelisin." zorla oturtulduğum sandalyede Eda'ın giyeceklerime karar vermesini bekliyordum. "Eda bu ilk buluşma gibi bir şey değil, elbise ne ayrıca? O uyuz için süslenecek değilim." elindekilerle duraksayıp bana döndü anidan suratıma attığı elbiseyle irkildim.

"Seni çöpe fırlatırım burdan. Unutma," yanıma geldi ve eliyle çenemden tuyarak başımu kaldırdı. "Sen ulaşılmaz dik başlı bir kadınsın o ise senin bu baskın karakterini hissetmeli. Giydiğin şeyi göremeyecek olsa bile bu adamın elleri var ve bir hayal gücü var." elimi tutup altındaki şort takımının kumaşına götürdü. "O giydiklerini avuçlarında hissedecek bak böyle. Hayal ettikçe delirecek." titrek bir nefes bıraktım.

Delirecek. Ayaz Yaman bu gece unutulmazlarını yaşayacak.

Malum inadım, cazibem her şeyi kimden öğrendiğim anlaşılıyordur; Eda. Başımı olumlu anlamda sallayarak sandalyeden kalktım ve üzerime az önce attığı siyah elbiseyi elime alarak havaya kaldırdım. Sanki davete katılacağım! Elbiseli kenara attığımda Edanın ölümcül bakışlarını hisseder gibiydim. Dolaptan elime aldığım mavi düğmeli elbiseyi üzerime geçirerek saçlarımı geriye doğru attım.

"Bu daha iyi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu daha iyi." sözlerimle gözlerini devirerek odadan çıktığında gülümsedim. En azından artık rahattım. Makyaj yapmaya üşendiğimden o işi es geçmiş saçlarımı tarayıp açık halde bırakmakla yetinmiştim. Saate baktığımda onbire geliyordu. Aceleyle odamdan çıkarak yanıma sadece ince askılı küçük bir çanta aldım. Tiribe giren Eda'yı eve geldiğimde hallederdim şu an acilen çıkmalıydım. "Eda ben gidiyorum!"

"Cehennemin dibine de git. Gelme hatta geri." Cehenneme gidiyordum ya zaten? "Bende seni seviyorum canım ikizim."

"Sevme beni!" nefesimi vererek evden çıktım. Kim bilir kaç hafta bu konunun tiribine girecekti şimdi. Boşvererek yola döndüm.

Telefonuma atılan konumu açmama gerek yoktu, gideceğim otel Ayaz'ın yönettiği ve benim malesef her hafta uğrayıp evrak teslimlerini gerçekleştirdiğim yerdi. Ezbere bildiğim yolu kapıda duran taksiye bildiğim gibi adama tarif ederken ikide bir adama hızlı olmasını söylüyordum. "Hanımefendi yeterince hızlıyım."

ARSEL [ Yarı texting +18 ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin