Her sabah aynı saatte girdiğim şirket kapısından içeriye yine aynı saatte adımımı attım. Giriş kısmına yaka kartımı okutarak güvenlikten geçtiğim anda yanıma koşarak koluma giren ikizim Eda'yı boş ifadelerle süzdüm. "Bu enerji nereden?" gözlerini devirerek yürümeye devam etti. "Nasıl bu kadar man kafa bir şey oldun sen anlamıyorum, aynı kan, aynı gen, aynı akıl. Galiba seninkinin işleyişi biraz farklı Afra." her zamanki azarları ve laf sokuşlarıyla güne başlamak mı? Ahh ne kadar güzel!!"Evlenip kocanın evine gitmene bir kez daha şükrettim şu an. Bu dırdırı bir ömür çekersem otuzumda buruşurum valla. " ofis odasının kapısında durup bana o ölümcül bakışlarını atarken yanımıza yaklaşan Mert'i fark etmesiyle namı diğer kocacığını fark etmesiyle yüzündeki bakışlar saniyede kayboldu.
Yılan. Biberin acı tarafını bana tatlı tarafını kocasına yediriyordu. "Günaydın Afra hanım." yapmacık bir gülümsemeyle Mert'e döndüm. "Hıı, ne günaydın ama."
"Ben yine didişme seansınızı böldüm galiba." Eda bu kez de Mert'e göz devirdiğinde güldüm. "Allah kolaylık versin Mert. Bu gün işin zor. Papatya tarlasını yese yine gitmez bundaki sinir." gülerek ofis odasının kapısını araladı, "Geç bakalım güzellik, senin sinirlerini alalım." yanlarından ayrılacakken Eda'nın kolumdan tutmasıyla duraksadım. "Son durumlar ne? Anlatmadın hiç?" kaş göz yaptığında neyden bahsettiğini anladım. Şu gözlerini bölertişi, elli kilometre uzaktaki kişi anlardı gizli bir şey konuştuğumuzu. Birde anlaşılmasın diye fısıldıyor. Akıl fikir verin şu ikizime. "Görüldü attı öküz." güldüğünde elimle omuzuna vurdum. "Gülme."
"En azından engel saplamamış. Bu da bir gelişme. Şaşırdım ben çoktan engelleyeceğini düşünmüştüm." iç çekerek öfkeyle gözlerimi etrafta gezdirdim. "Bir görsen götü nasıl havalarda." elinde tuttuğu telefon çaldığında bakışları o yöne kaydı, "İti an çomağı hazırla diye buna derler, Ayaz beyimiz arıyor kim bilir ney için söylenecek bu defa." eliyle omuzumu sıvazlayıp ofis odasına girdi, üzerime kapanan kapıyla derin bir nefes aldım. Sakin ol Afra.. Sakin ol..
Eda ve Mert, şirketin gelir giderler işleriyle ilgilenen büro yönetimi kadrosunun başlarıydı. Yani kısaca Ayaz uyuzunun birebir görüştüğü şirketteki sayılı kişilerden. Bense malum uyuzumuzun sekreteriydim. İnanın bana her işten daha zor onun sekreteri olmak. Bir insanın, istekleri hiç mi bitmez? Merdivenleri çıkarak üçüncü katın lavabosuna yöneldim, içeriye girerek elimdeki dosyaları kavabo tezgahına koydum üzerimdeki ceketimi hafifçe düzelttim.
Yeşil bir takım giymiştim. *sonda takımı atacağım* altımdaki eteğin bel kısma hafifçe parmağımı sokarak dışarıya çıkan kumaşı içeriye soktum ve aynadan kendimi süzdüm. "Görev başlasın, kod adı uyuz." kendi kendime gülerek lavabodan çıktım ve koridorun sonundaki kapıya ilerledim; Ayaz öküzünün odasına.
Kapıya geldiğimde bir koluma sıkıştırdığım dosyaları elime alarak kapıyı çaldım. "Gir." içeriden gelen tok sesiyle kapıyı açtım ve içeriye girerek ardımdan kapattım. "Sigorta bölümüne bırakılan dosyaları gözden geçirmeniz için getirdim Ayaz bey." eliyle masayı gösterirken gözlerini bilgisayar ekranından bir saniye dahi ayırmadı. İlgisinin asla üzerimde olmamasından faydalanarak gözlerimi devirdim, sinirlerimi bozuyordu bu adam. Masaya doğru ilerleterek dosyayı sakin sayılmayacak bir şekilde masaya koydum.
Bakmadı tabiki. Sadece gözleri saniyelik dosyalara kaydı ardından tekrar önüne döndü."Soğuk olsun."
"Ha? Yani anlamadım?" gözlerini bıkkınlıkla bilgisayardan ayırarak yüzüme baktığında bir kaç saniye şaşırmadım dersem yalaj olur. Böyle yetenekleri varmıymış onun? Manda kafalılar türü demekki bu yönden eksik değilmiş, Ayaz yüzünden tüm hayvanlar aklımda artık masumiyetlerini yitirdi. "..diyorum." ne demişti o? Yine dalıp gidip dinlememiştim. Yüzüme mala bakar gibi bakarak bir cevap bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARSEL [ Yarı texting +18 ]
Novela JuvenilBilinmeyen Numara: Buraya yazıyorum Ayaz Yaman, bir gün o kimseye sürmediğin gözlerin benden başkasına değmeyecek. Bilinmeyen Numara: Bu zamana kadar karşına çıkan her kadının tek derdi seninle yatmakken ben karşında dimdik duracağım. Bilinmeyen Num...