• 15 •

2.7K 54 5
                                    

Biliyorum biliyorum
biraz fazla gecikti bölüm..

Geldim yavrular geldim.

Sizi de kendimi de Ayaz'ıda
Yakmaya geldim.


*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*

Elimde salladığım çantayla şirket kapısından içeriye girdim. Girişte kartı okutarak geniş alana ilerlediğimde içerinin boş oluşu beni şaşırtmıştı.

Herkes sonunda Ayaz'ın ne kadar piç olduğunu öğrenip istifa etmiş olabilir miydi?

Anlam veremeyerek koridor boyunca ilerledim, Eda ve Mertin odasının kapısını çalıp içeriye girdiğim sırada boş olmasıyla tedirgin oldum.

Ulan bu şirket neden boş!? İyiki iki gün boyunca rapor alıp evde yatmıştım, Ayazla geçirdiğim pardon geçiremediğim o geceden sonra rapor almış ve iki gün kendime tatil izni vermiştim.

Tamam rapor bahane uğradığım büyük göt oluşu sindirip sinsi planlar düşünmek için aylak aylak yatmıştım.

Sessiz olan şirkette adım seslerim yankılanıyordu, telefonumu çıkartıp Eda'yı aradım. Çaldı çaldı çaldı, 'Aradığınız kişi şu anda meşgül..'

"Ne zaman aradığımda açtın sanki!" üst kata ilerleyerek Ayaz'ın odasının olduğu kısma geçtim. Odanın kapısına geldiğimde içeriden gelen tıkırtılardan orada olduğunu anladım.

Kardeşimizden terk yedik uyuzlar efendisine soralım birde belki ondan bir cevap gelir. Malum rolümün ezberlerine uyarak kapıyı tıklattım.

"Girebilirsin." sesiyle içim ürperirken sinir katsayılarım arttı. Birden hiddetlenen öfkem o geceye bağlı değildi tamamen o geceden kaynaklıydı! Şerefsiz herif!

Kapıyı açarak yavaşça içeriye girdim. "Ayaz bey diğer herkes nerede?" başını önündeki dosyalardan kaldırarak yüzüme baktığında afalladım. "Sen neden diğerleriyle değilsin?"

Al işte. Arkadaşım sana sordum dimi? Sen bana neden sorarsın? Gönül diyor al önündeki bilgisayarı çarp kafasına dert mert kalmasın.

"Nerede olduklarını bilmiyorum? İzinliydim iki gün, biliyorsunuz." son kelimeyi bastırarak söylememin sebebi bildiği halde azar çekebilmek için bilmemezlikten gelmesindendi.

"Bir iş yemeği düzenlendi, sen olmadığın için beni temsilen alt Mert'i gönderdim." ben olsaydım beni yollayacaktı tabii, her zamana ki gibi kendisi karpuz götünü büyütecekti. "Uyuz."

"Anlamadım?"

"Anladım dedim Ayaz bey. Benden istediğiniz bir şey yoksa ben yemeğe yetişebilirim." başını olumsuz anlamda sallayarak önüne döndü. "Yemek bir saat önce başladı yetişemezsin." tamam işte şimdi biraz ayvayı yemiş olabilirim. Ağzıma sıçacaktı.

Ayağa kalktığında elimdeki çantanın kulbunu sıktım. Gelme uyuz deve gelme yakınıma. "Bana kahve getir, terasta olacağım." yanımdan geçip gittiğinde ardından estirdiği kokusuyla gözlerimi kapattım.

Hayır, ona sinirliydim. Basit hallerine bile dibim düşerken ona nasıl sinirli kalacaktım. Kalmalıydım, öfkeliydim ve bunu belli etmeliydim; Arsel olarak..

ARSEL [ Yarı texting +18 ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin