ŞEBNEM

3K 162 409
                                    

"Gız şebnem kör olmayasan şebnem . Gel kaldır mekteplerini aşimdi emin gelir, nerdesen gızz" . (Kitaplarını)

Elinde tuttuğu makası bi hışımla  kenara bırakıp ayaklandı şebnem. Nasılda aklından çıkmıştı kitaplarını  kaldırmak. Ya emmisi görürse napardı .
Ne çok severek almıştı o kitapları    . Hemen gidip almalıydı yoksa yinemi o sözleri duyacak yinemi saçlarının dibi ağrıyacaktı   . Daha yeni yeni kendine geliyordu oysa saç dipleri, ağrısı yeni yeni azalmıştı.

Saçlarının ağrısı yeni azalmıştı ama içinin  acısı azalmamıştı.  Babasının öpmelere sevmelere doyamadığı saçlarını emmisi yumuk yumak yolar olmuş. Gül kokulu kızım diye seven gülüm diye seslenen babası yerine

"yosmami  olacan gız sen başıma geber otur evde ohumak da neymiş ".
diyen bir emmisi vardı  . 

Gözünden süzülen yaşları elinin tersiyle silip yengesinin bir kez daha bağırmasıyla odadan koşar ayak çıktı  .

"Nerdesen şebnem Allah aşgına nerdesen ! .Al ben topladım götür hemen odana sahla. "

Başını salladı şebnem sesini çıkartıp tamam diyemedi.  Sesini çıkartırsa biliyordu hıçkıra hıçkıra ağlardı.

Dolu dolu olmuştu yine  kocamam çimen   gözleri.  Ne zaman ağlasa gözleri dolsa hep sesini çıkarmazdı.   Bilirdi hıçkıra hıçkıra ağlar bitap düşerdi. Belkide en zayıf noktası buydu. Dolan gözlerinin yanan canının sesini kesmesiydi.

"Tamam nazlı gızım ağlama daha  doldurma gözlerin ne diyerem anan ben . Emaneten sahip çıkamadım ağlattım mi diyerem ağlama haydi götür odana. "

Başını salladı şebnem severdi yengesini  anası kadar olmasada oda analık yapmışdı  ona 13 yaşından beri.

"Sonra gel   çay goy emi kınalı guzum . Deyyus emmin gelmeden çay içek gana gana".

Tebessüm etti şebnem yengeside pek sevmezdi kocasını.   Kim severdi ki onu ağzı pis hiç bir şeyden memnun olmayan, merhametsiz vicdansız bir adamdı o .

"Tamam yengem bisküvi  almıştım dün kumaşlardan artan parayla onunla içeriz. "

"Gız Allah canan sağlık vere  şebnem nede çok severem olur olur içerih . Bende lokum aldım hemde senin en sevdiğin den.  Haydi goyda gel odana mekteplerini  ".

"Tamam". diyip tahtaları gıcırdata gıcırdata gitti şebnem odasına.
Derin  bir nefes aldı şükür amcası görmemişti.

Kalçasına kadar uzun karamel rengi saçlarını tepesinde topladı dağınık şekilde.  Masanın üzerinde duran yazmasını alıp beline doladı.
Amcası yada abileri gelince hemen başına takması lazımdı.

Zira amcası lütfü çok kızardı.

"O çalı süpürgesi saçlarının topla namahremdir gösterme bize . Heç mi terbiye vermedi abim sene. " derdi yine ve şebnem dilini çıkarıp babasını korur yine günlerce geçmeyecek ağrıları  olurdu .

Kafasını salladı iki yana zaten aklından çıkmıyordu birde iyice dile getirip üzmek istemedi kendini.

İnce beline yazmasını bağladıktan sonra  odasından dışarıya çıktı.

Alt katta olan mutfağa doğru tahta merdivenleri inmeye başladı.  Merdivenlerin tıkırtısı ona melodi gibi geliyor türkü çağırmasını gerektiği kulağına kulağına fısıldıyordu sanki.

Evleri  2 katlı idi. Alt katta bir tuvalet ve banyo 2 oda bir mutfak vardı. Üst katta
Yengesinin emmisinin  ,mesut ağabeyinin ve esmayla  birlikte uyudukları odaları birde ,diğer odalara nazaran büyük olan    misafirler geldiğinde aldıkları  bir odaları vardı. Misafir gelmediği sürece o odaya girilmezdi. 

Terzilerin ŞEBNEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin