"Gız şebnem kör olmayasan şebnem . Gel kaldır mekteplerini aşimdi emin gelir, nerdesen gızz" . (Kitaplarını)
Elinde tuttuğu makası bi hışımla kenara bırakıp ayaklandı şebnem. Nasılda aklından çıkmıştı kitaplarını kaldırmak. Ya emmisi görürse napardı .
Ne çok severek almıştı o kitapları . Hemen gidip almalıydı yoksa yinemi o sözleri duyacak yinemi saçlarının dibi ağrıyacaktı . Daha yeni yeni kendine geliyordu oysa saç dipleri, ağrısı yeni yeni azalmıştı.Saçlarının ağrısı yeni azalmıştı ama içinin acısı azalmamıştı. Babasının öpmelere sevmelere doyamadığı saçlarını emmisi yumuk yumak yolar olmuş. Gül kokulu kızım diye seven gülüm diye seslenen babası yerine
"yosmami olacan gız sen başıma geber otur evde ohumak da neymiş ".
diyen bir emmisi vardı .Gözünden süzülen yaşları elinin tersiyle silip yengesinin bir kez daha bağırmasıyla odadan koşar ayak çıktı .
"Nerdesen şebnem Allah aşgına nerdesen ! .Al ben topladım götür hemen odana sahla. "
Başını salladı şebnem sesini çıkartıp tamam diyemedi. Sesini çıkartırsa biliyordu hıçkıra hıçkıra ağlardı.
Dolu dolu olmuştu yine kocamam çimen gözleri. Ne zaman ağlasa gözleri dolsa hep sesini çıkarmazdı. Bilirdi hıçkıra hıçkıra ağlar bitap düşerdi. Belkide en zayıf noktası buydu. Dolan gözlerinin yanan canının sesini kesmesiydi.
"Tamam nazlı gızım ağlama daha doldurma gözlerin ne diyerem anan ben . Emaneten sahip çıkamadım ağlattım mi diyerem ağlama haydi götür odana. "
Başını salladı şebnem severdi yengesini anası kadar olmasada oda analık yapmışdı ona 13 yaşından beri.
"Sonra gel çay goy emi kınalı guzum . Deyyus emmin gelmeden çay içek gana gana".
Tebessüm etti şebnem yengeside pek sevmezdi kocasını. Kim severdi ki onu ağzı pis hiç bir şeyden memnun olmayan, merhametsiz vicdansız bir adamdı o .
"Tamam yengem bisküvi almıştım dün kumaşlardan artan parayla onunla içeriz. "
"Gız Allah canan sağlık vere şebnem nede çok severem olur olur içerih . Bende lokum aldım hemde senin en sevdiğin den. Haydi goyda gel odana mekteplerini ".
"Tamam". diyip tahtaları gıcırdata gıcırdata gitti şebnem odasına.
Derin bir nefes aldı şükür amcası görmemişti.Kalçasına kadar uzun karamel rengi saçlarını tepesinde topladı dağınık şekilde. Masanın üzerinde duran yazmasını alıp beline doladı.
Amcası yada abileri gelince hemen başına takması lazımdı.Zira amcası lütfü çok kızardı.
"O çalı süpürgesi saçlarının topla namahremdir gösterme bize . Heç mi terbiye vermedi abim sene. " derdi yine ve şebnem dilini çıkarıp babasını korur yine günlerce geçmeyecek ağrıları olurdu .
Kafasını salladı iki yana zaten aklından çıkmıyordu birde iyice dile getirip üzmek istemedi kendini.
İnce beline yazmasını bağladıktan sonra odasından dışarıya çıktı.
Alt katta olan mutfağa doğru tahta merdivenleri inmeye başladı. Merdivenlerin tıkırtısı ona melodi gibi geliyor türkü çağırmasını gerektiği kulağına kulağına fısıldıyordu sanki.
Evleri 2 katlı idi. Alt katta bir tuvalet ve banyo 2 oda bir mutfak vardı. Üst katta
Yengesinin emmisinin ,mesut ağabeyinin ve esmayla birlikte uyudukları odaları birde ,diğer odalara nazaran büyük olan misafirler geldiğinde aldıkları bir odaları vardı. Misafir gelmediği sürece o odaya girilmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terzilerin ŞEBNEM
ChickLit" Watpatte Terzilerin Şebnem adlı tek kurgudur." Bana aittir. Lütfen izinsiz almayınız. Hikaye köy kurgusudur . Eski zamanlarda geçen bir kurgudur. İnsanların hala daha değişmediği, ama şehir ve kasabaların biraz daha geliştiği köydeki hayatın...