ALINTI

331 34 24
                                    

Vuruldum  aynı   yerden  üst üste 
VURULDUM . 
Yoruldum ,dağıldım.   Korkuyorum Anlıyormusun .!

Dağılmış bir haldeydi Şebnem yine kaybetme korkusu buhrana çevirmişti hayatını. Bir kez daha kaybetmeye hazır değildi.

Ben ben olmaktan çıktım bir kez daha yaşatma bunu bana .
Bir el var sanki boğazımı sıkı sıkı tutmuş nefesimi kesiyor.

Ellerini boynuna gitti hayali bir el nefesini kesiyor gibiydi. Oysa asıl nefesini kesen ruhunun suyu sevdiğinin yanında olmamasıydı.

Dile döktü yine içindekileri sanki karşısında Maraz Ali varmış gibi.

Öyleki elleri yerini çok sevmiş gibi.  Tenime bıraktığı kırmızılık yerini mora çalacağı çok aşikar. İçimde bi sıcaklık var ateşe düştüm sanki İçimde korlar var .

Korkuyorum  Anlıyormusun Korkuyorum !. . Daha seni yeni bulmuşken doyamamışken kaybetmekten Korkuyorum. Kokun kokun Alim silinir diye koklayamıyorum sürekli. Elimde bir künyen senden bana hatıra anılar alnıma kondurduğun buseler var.

Yetmiyor ama ben nefessizim ,
derince nefes çekti içine ama istediği nefes ciğerlerine dolmadı.
Ruhum kaybolmuş gibi  o  günden sonra terk etti beni ruhum.  Bir kez daha anladım sadece kalple sevilmezmiş ,sadece kalp özlemezmiş . Ben her zerremle seni çok özledim. Ne zaman geleceksin  Marazım  güneş gözlüm toprak kokulu Alim .

Ben nefessiz kaldım bir yudum suya muhtaç kaldım. Sensiz ben ayazda kaldım

dedi Şebnem gözlerinden taşan yaşlar  toprağa damlarken.

Toprak olmus ellerini burnuna götürdü. Henüz toprak yaştı.

"Tıpki Maraz Alim gibi kokuyorsun.  Ama  o senden daha güzel kokuyor. Sakın onun kokusunu çaldığın gibi bedenini de esir etme kendine. ".

dedi .Elindeki toprağı parçalamak istercesine.
Dayanamıyordu artık Çatısı bacası olmayan bir ev gibiydi.
Rüzgar vurdu yel vurdu. Savruldukça savruldu. Ne zormuş bi adamın evin olması ,limanın olması.

Hıçkıra hıçkıra ağladı o günden sonra tek bir haber yoktu Maraz Ali den öyleki Mustafa 'yı bile görmemişti .

"Ağlama o gözler ağlamayı hak etmiyor.
Seni kim ağlattıysa onun canını alabilirim ".

Duyduğu tok sesle ağaca yasladığı sırtından destek alıp ayağa kalktı.
Bu ses hem çok bir o kadar da yabancıydı.  Sesini unutmuş olabilirmiydi.

"Sen ! sen burdasın ne zaman geldin . ".

diyip sıkıca sarıldı Şebnem  önünde dağ gibi duran özlediği adama .

******

"Mehmet ".

dedi Esma kalbi ağzında atarken daha önce hep korkudan atan kalbi şimdi mutluluktan atıyordu. Bu adam onun bütün ilklerinin imzası kalbinin mührüydü.

"Söyle Mehmet 'in duası. ".

Duyduklarıyla adeta eridi Esma. Kalbi kanat çıpmış ellerine usulca koymuştu.

"Ben senin  duanmıyam".

"Seni gördüğüm ilk gün  .. duraksadı alnını Esma'nın alnına değsirdi.

Dualarımda ki kadın karşımda dedim gülüm ".

dedi Mehmet dudaklarını koklayak öptüğü kadının alnında buluştururken.

Hangisine kalbi daha fazla  hızlansın hangi sözünde dili tutulsun bilemedi Esma  ama alnına değen dudaklarla bütün kanının çekildiğini bedenini terk ettiğini hissetti.

Sevdiği tarafından öpülmek böyle bir hismiydi işte şimdi anlaya tada bilmişti.

Ömür boyu tatmak isteyeceği tek duygu buydu buna adı kadar emindi. Belki şuan kendi adından emin değildi ama zira Mehmet 'in yumuşak dudakları aklını başından çoktan almıştı.

Hele aldığı sık nefeslerle yüzüne değen sıcaklık tenini alev alev yakıp geçiyordu. Bu adamda soluklanmak istemesi günahmıydı.

******

Evett Şimdi size bir soru.

Şebnem 'in sarıldığı adam Maraz Ali mi ?

Yeni bölümde görüşmek üzere..  😉

Terzilerin ŞEBNEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin