Ne renk gözlerinin rengi

1.6K 118 126
                                    

Yolumumu kaybettim ben ,neydi şimdi bu yolumu kaybetmiş gibi ayaklarımı yere mıhlayan  . Oysa ne dar  uçurum dolu yollardan geçtim ,karanlıkta kaldım, yaralar aldım düştüm ,kalktım nefesimi kesti  o yollar, geldiğim geçtiğim  yolu  hep buldum ben.

Bi iz bırakmadım sormadım sordurmadım ,sorgulamadım şaşmadım gözlerimi bile kırpmadım .
Neydi şimdi bu içimi yakan adını bilmediğim tanısını koyamadığım his mi  !hissedebiliyormuyum ben.
His denen şeyin ne olduğunu bile bilmedim, bilemedim izin vermediler ki !.
Neydi o zaman şimdi göğüs kafesimde nefes alış verişimi değiştiren göğsümde dövünen şey. Neydi bu daha da ileri gitmek için çabalayıpda sadece bakmakla yetinmekle kalan ben.

Gözlerimin önünde ki bu kadın 28 yıllık hayatımda ki ölü ruhumu sıkıp sarmalayan  bu kadın neydi, kimdi nasıl bir güzellikti. Nasıl bir cevvallik asillikti.  Nasıl da dik başlı fındık burunlu.
Nasıl güzel bir yüzdür bu,  özenle tek bir kalemden tek seferde çizilmiş gibi !   sesimi ,bedenimi  ruhumu kesen  titreten kadın.

Dünyanın bütün güzelliklerini mi  topladın   aydan mı  aldın güzelliğini ,ay mı  senden aldı beyazlığını ay tenli kız.   Saçlarının rengini  güneşten mi aldın  , rüzgar mı dokundu her bir teline .  Kirazlardan mı aldın  öpülesi dudaklarının rengini. Kıskanmadılar mı   seni   sana  daha çok yakıştı onların rengi diye.  Elmalar mı kondu yanaklarına  al al,  çiçekler mi filizlendi yanaklarında,  gülünce kocaman çukurlar oluştuda seyre doyumsuz bir manzara  çıktı ortaya.

Çok mu baktın nehirlere gözlerin nehir yeşili gibi. Hangi zümrüt çaldı gözlerinin renginide yer aldı altınların gümüşlerin içinde.  Ne renk o adını koyamadığım gözlerinin rengi. Uzun sık  kıvrımlı kirpiklerin hangi okun zehri ,panzehiri    .Bilemedim her şeyi bilen ben göremedim her şeyi gören ben  senin gözlerinin rengini ,seni bilemedim ben.

Beyim ,beyim her şey hazır dediğin gibi yaptık "

Diyip bağırışla gelen lütfünün sesiyle çevirdim bakışlarımı karşımdaki dilberden.  Nasılda sarılası korulası duruyor öyle. Ne yapmıştı bu it onada böyle rengini bilmediğim gözlerinin içi titredi.

"Hele getmediz mı gızlar   ?"
diyen lütfü itiyle yönünü ona.

" Bizde tam gidiyorduk emmi sesini duyunca bir şey oldu sanıp geri döndük ".
dedi ellerini yanına silerken.

Nasılda içim titredi korkmuşmuydu hemde çok yanımdaki adamı parçalamamak için biri bir sebep sunsun bana. Zira onu kimse elimden alamaz.

"Ey hadi işlere goyulun anca yetişir ".
dedi dişlerini siktiğimin iti

"Tamam emmi gidiyoruz biz.".
diyip son bir bakış atıp gitti öylece güzeller güzelim.

*
Giden şebnemin arkasından baka kaldı  maraz ali . Nice şehir gezdi dağ gezdi tepe gezdi . Denk gelmedi böyle güzeline cevvaline . Nice şehirli  nice köylü gördü, okumuşunu kendini geliştirmişini gördü ama şebnem gibisi görmedi. Neydi bu devirin hükmü "erkek baktıysa  kadın bir sey yapmıştır ".
Sustu kadınlar korktu en çokta kendi canından olanlar ses çıkarmadı inanmadı diye sustu. Aman elalem duymasın diye sustu. Bu  gördüğü dilber öyle değildi nice erkeği susturdu hem diliyle hem bileğiyle gösterdi kadının gücünü.

"İşte benim  dişi versiyonum be!nikahıma alıp  4 de çocuk  yapayım senden de gör ".
dedi giden şebnemin arkasından bakarken. 

Döndü sağına maraz ali  lütfüyü görür görmez çattı kaşlarını "hadi lan yürü lütfü  gidelim şu itlerin cezasını kesmeye".

"Önden buyur beyim ".
dedi lütfü.

Az daha  maraz ali, öyle bakmaya devam ederse olduğu yerde işeyecekti lütfü  valla.

Terzilerin ŞEBNEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin