Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sabah alarmın sesi eşliğinde arasında uyanmayı beklediğim güçlü kolların arasında değildim. tamam alarm burada da, kollar nerede abi?
hayırdır? n'oluyor? rüya mıydı her şey? aman yarabbi, delusionallık seviyem bu kadar mı arttı?
yataktan kalktıktan sonra içeri ilerlemiştim. salona girdiğimde burada da yoktu. banyoya bakmadım ama ışık açık değildi zaten.
eee... nerede bu adam? ay kesin gitti... ya da aslında hiç mi gelmedi? cidden kafam allak bullak olmuştu.
çalışma odama girdiğimde balkonda durduğunu görünce rahatlamıştım. yani kardeşim, kızı niye bırakıp gidiyorsun. az daha romantik ol, uyurken izle falan... klişeleri de biz mi öğretelim sana?
"dominik?" acilen bir iki kere domi deyip ona alıştırmam gerekiyor. dominik gerçekten çok uzun bir isim ve bana survivor izlemekten başka bir şey yapmadığım korona günlerimi hatırlatıyor.
bir daha asla izlemeyeceğim tek program...
kapıdan içeri girdikten sonra yanağımı öpüp "günaydın!" diyerek odadaki koltuklardan birine oturmuştu.
ben de çalışma masamda duran rahat döner koltuğuma oturup bilgisayarımı açtıktan sonra "günaydın... ne zaman uyandın? hiç fark etmemişim." demiştim.
"yani bir saat falan oldu sanırım. seni benden ayırmak biraz zor oldu ama başardım." deyip güldüğünde sahte bir şüphecilikle "ya... öyle mi?" diye sormuştum.
başını iki yana sallayarak çok bilmiş bir tavırla "ah biliyorum, bu harika vücuttan bir an bile ayrı kalmak istemediğin için o kadar sıkı sarılmıştın." demişti.
gülüp "beni tanımaya başlıyorsun, bunu sevdim." demiştim.
"istediğim şeyleri başarma konusunda iyiyimdir. bu arada odaya girerken yüzündeki korkuyu fark etmedim sanma. neden bu kadar telaşlandın, nereye gitmiş olabilirim ki?"
"ne bileyim... gece yanında uyuduğum birini göremeyince bir panik oldum. bir an kendimi sorguladım. rüya mıydı acaba diye ama değilmiş."
"sen istemediğin sürece seni bırakıp gitmem..."
dur vallahi dur, kucağına atlayacağım şimdi... allahım hangi sevabı işledim de böyle birini çıkardın karşıma.
"biliyor musun, bu hafta sonu maçımız yokmuş. takım gelecek hafta içinde hollanda'ya deplasmana gidecek. ama ben gitmiyorum, elemelerde zagreb'de oynadığım için kural gereği fenerbahçe'yle maça çıkamayacağım."
e yani?
"hırvatistan'a mı döneceksin?"
"hayır zaten milli ara için gelecek haftalarda döneceğim. acaba... seninle zaman geçirebilir miyiz? antrenmanlardan sonra bir şeyler yaparız."
