bugün son gelinlik provamı yapıyordum. artık onu teslim alacaktım.
uzun arayışlar sonucunda annemin de olaya dahil olmasıyla ünlü bir modacının elinden çıkan ve benim için dikilen bu gelinliğe üstümde bakarken zevkten dört köşe olmuştum.
"ay valla son üç hafta! ay! çok heyecanlıyım! hadi hemen eve gidip playlist yapalım!" selin, ellerini çırptığında gülmüştüm.
"selin yani, koyun can derdinde kasap et derdinde be kızım..."
"biz ona mahalle yanarken hafif meşrep kızlar saçını tararmış diyoruz devoşum neyse bu başka günün konusu."
"ay ama vallahi aşk olsun size ya... şurada benim biricik prensesim evleniyor, heyecandan ne yapacağımı bilmiyorum yani doğal olarak." deyip dudak büzdüğünde devrim kolunu ona sarıp alaycı bir şekilde "oy kıyamazlar sana... hadi ara merto'nu da teselli versin sana." demişti.
"galatasaray'ın stadına gidiyorlarmış, açamaz şu an aşkbahçem."
"şu an sizin iletişim kuramayışınız bizi mahvetti selo ya... bitti şu an bak... aaa... tüm günüm mahvoldu..." devrim, selin'le dalga geçmeye devam ederken ben gülüyordum.
selin ikimize de göz devirdikten sonra "neyse... bi' şey demiyorum..." demişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
30 Mayıs 2024 a.k.a. Wedding Day
"bana kalsa ne güzel 1 haziran olacaktı! ah ege ucubesi ah!"
ege, bigudilerle dolu saçımı bozmamaya özen gösterip yanağıma bir öpücük bırakmıştı. "yahu ablaların sultanı, prensesi, canı, ciğeri, en güzeli... ne oldu yani iki gün önce yaptın? bak mayıs ayında ailecek dubrovnik'teyiz. akşam da sen evleniyorsun, oh! mis valla..."
