Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
9 aralık cumartesi
"of birinizin evlenmesi lazım. çok güzel bir elbise buldum, giymezsem öleceğim." selin yattığı yerden telefonda gördüğü kıyafeti bize gösteriyordu. "ada senin adayın var. hadi dominik'le evlenin. düğününüzde giyeyim bunu."
"he yok kanka, kalsın sağ ol."
"niye ya? çok iyi çocuk..." selin, cehennem presse devam ediyordu.
"hayatım ben kötü çocuk demiyorum ki zaten. ayrıca çok seviyorum ama evlilik için daha erken ya."
"kanka 27 yaşındasın."
"sen de 27 yaşındasın, triplere bak. sen evlen o zaman devo, allah allah..."
"yok ben ghostlanma kraliçesiyim, evlenmek bizim töreye ters."
"nasıl yani? dominik'in takım arkadaşı olan, beyaz tenli, dövmeli, tatliş zargana çocuk da mı ghostladı seni?"
sanırım selin, szymanski'den bahsediyordu.
"sebastian'dan mı bahsediyorsun?" devrim sorduğunda selin "heh o! valla unutuyorum, isim hafızam yok benim." demişti.
"ama şeyi hatırlıyorsundur ya... mert hakan'ı!" deyip güldüğümde devrim de gülmüştü.
"harbiden baya konuşuyordunuz ikiniz o akşam."
dominik, maçtan sonra neredeyse tüm takım arkadaşlarını doğum günüme davet etmişti. o gece neredeyse herkesle tanışmıştım. e tabii benim biricik arkadaşlarım, devrim ve selin de onlarla tanışmıştı.
"ay evet, tatlı biriydi. numaralaştık da bakalım yani olur mu olmaz mı, bilemiyorum."
"ya selo ablayla mert hakan ikilisini kafanızda bağdaştırabildiniz mi? selo abla, dünyanın en aşko insanı çünkü de... düşünsene selo abla maçlara geliyor, sonra maç dönüşlerinde 'seni severdim' dinliyorlar mert hakan'la... allahım hayali saç beyazlattı."
selin, ege'ye göz devirip "ablaların işine karışılmaz. sana ne?" demişti.
ben de o sırada devrim'e dönüp "sebastian seni gerçekten ghostladı mı?" diye sormuştum.
"ay hayır ghostlamadı da elin topçusuyla benden ne olacak, boşver."
"bak devrim abla, bizim çocuk sana yazarsa hemen yüz ver! hemen! galatasaray'daki elemanla onun sevgilisi olan devrim gibi olmayın, süründürme hiç. çok tatlı biri zaten."
"ege, ablacım sen pazarlama uzmanı mısın? işine baksana sen. hem selin doğru söylüyor, ablaların işine karışılmaz."
"aman size de yaranılmıyor ya... ayrıca normal ablalar da fenerli topçularla takılmıyor, haberiniz olsun. gidiyorum ben. mina'yla buluşacağız. maçı dışarıda izlerim, siz takılın kafanıza göre." dedikten sonra koltuktan kalkmıştı.
