Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"depresyondayım! unutuldum! aldatıldım! sevgilimden ayrıldım! çok yalnızım!" yattığım yerden bağırırken ege iç çekmişti. "götünden atma, aldatılmadın. tribe girip ayrıldın. rahat battı sana."
"ya defol! sen nereden biliyorsun? yanında mıydın?"diyerek elimdeki yastığı sertçe ona fırlatmıştım.
"ya yanında değildim de, adam bana konuşmaları gösterdi. tamam, kız baya bir cilve yapmış da... yani dominik yüz vermemiş. dinlemiyorsun ki adamı!"
"hırvatça mı biliyorsun da okudun gerizekalı ege? bir de gördüm, kız cilve yapmış diyor."
"google translate diye bir şey var üstün zeka aç bir bak derim." demesinin hemen ardından fenerbahçe'nin bu gece yediği bir başka gole sıkı bir küfür edip "sikeceğim şimdi senin aşkının ızdırabını ama ya! bak ne hale getirdin fener'i! köy takımından altı yedik!"demişti.
"ya ege bana fenerbahçe deme! ben ne diyorum sen ne anlatıyorsun, siktir git evimden ya! izlemek istemiyorum!"
"sövüyorsun falan çok ayıp. kardeşe öyle denmez. hem dominik çok üzüldü. bak direğe falan vuruyor."
vurma askim elin acır...
"beter olsun!"
hayır bipolar değilim.
ege maçı kapatıp "ya ada... bak seni anlıyorum. aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorsun, bunu görüyorum ama geldiğiniz günden beri seni her gün arıyor. hay anasını satayım seni bırak; beni, devo ablayı, selo ablayı... hepimizi arıyor. bi' aç... bi' dinle... o gece söylememiş. belki şimdi söyler." demişti.
"erkek dayanışması yapma bana! ilk ciddi kavgada ayrılık kelimesini geçirmesi hoş bir şey mi sence!? mina, sana yapsın bakalım ne hissedeceksin."
"hoca mina'yı karıştırma, biz her gün kavga ediyoruz. ayrılık kelimesi yasak bizim ilişkide."
"olması gereken..."
durakladıktan sonra "ege ben onu özlüyorum... gerizekalı, aptal... sadece 4 aydır hayatımda... ama o kadar fazla anlam yükletti ki kendine... gidince mal gibi kaldım..." demiştim.
ege, yanıma oturduğunda olduğum yerde doğrulup ona sarılıp ağlamaya başlamıştım. "tek istediğim şey yalan bile olsa bir açıklama yapmasıydı. bunu istedim... ama yapmadı..."
ege sakinleştirmek için sırtımı sıvazlarken saçlarımın arasına birkaç öpücük bırakmıştı. "onu gerçekten sevip güvendiğini ama söylediği şeyi kendi kendine yediremediğini biliyorum abla... ama seni bu kadar arıyorken... sana ulaşmak için çaba sarf ediyorken... bir şans vermelisin. dinle... bir şey yap... bak, devrim abla bile söylüyor; o gece panikle saçmalamıştır diyor, bir kez daha dinle, hemen kestirip atma diyor. selin abla'yı zaten söylemiyorum, team dominik tam... ama biraz daha görüşmezsen tamamen bitecek ve içinde hep bir yerlerde bugünler kalacak. ya ona kendini anlatması için son bir şans verseydim? diye kendine sorup duracaksın... lütfen, en azından bu pişmanlığı yaşamamak için görüş..."
