1.5

534 44 25
                                    

nöbetçi doktorun gözüme tuttuğu ışığı takip ettikten sonra doktor selin ve devrim'e dönüp "ilk muayenede bir sıkıntı göremedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

nöbetçi doktorun gözüme tuttuğu ışığı takip ettikten sonra doktor selin ve devrim'e dönüp "ilk muayenede bir sıkıntı göremedim. tomografide de bir sorun yok ama her ihtimale karşı bu gece müşahade altında tutacağız. kolunda da kırık yok. ezilmeler var." ardından bana dönüp "bu gece uyumuyorsunuz. herhangi beklenmedik bir olayda hemşirelere haber verin." demişti.

ardından beni tomografiden sonra aldıkları odadan çıkmadan önce "tekrar geçmiş olsun." demişti.

"kanka nasıl becerdin ya? insan bi' önüne bakar." devrim, bana nutuk çekerken selin "aşkım ben dominik'e haber verdim, ege'ye de söyledim. ikisi de yolda." demişti.

"ya ege'yi anladım da, domi'ye niye haber verdin abi!? sonra söylerdim ben ona panik olacak şimdi. yarın antrenmanı falan var..."

"ay aman olsun boşver. gelsin, ne olacak allah allah."

devrim'e dönüp "ya ege video atmış, onları izliyordum. sonra merdivene geldiğimi görmemişim. en son yuvarlanırken fark ettim." demiştim.

"çok erken fark etmişsin valla. farkındalık deyince de sen zaten..."

göz devirdikten sonra "telefonunu versene ya, benimkinin ekranı kırıldı. ön kameradan bir tipime bakayım..."

devrim telefonunu uzattıktan sonra sola kaydırıp kamerayı açmıştım. alnımın sol tarafındaki uzun dikişin üzeri bandajlanmıştı, üst dudağım patladığı için şişmişti. ince bir bant da orada vardı. düşerken burnumu da çarptığım için kırılmasa da darbeye bağlı kanamıştı. burnumdaki tamponlar da eklendiğinde tertemiz bir dayak yemiş gibi görünüyordum. elimdeki telefonu devrim'e geri uzattıktan sonra odanın kapısı açılmıştı.

"ada!" kapı açılır açılmaz dominik'in endişeli sesi odayı doldurmuştu. suratımı gördüğündeki yüz ifadesi ise gerçekten dayak yemişim gibi göründüğünü kanıtlıyordu.

devrim ve selin'e başıyla selam verip yanıma gelmişti. yatağın iki yanındaki tekli koltuklardan birine oturup elimi tuttuktan sonra başıma az kalsın hissedemeyeceğim kadar nazik bir öpücük bırakmıştı.

gerçi... beynim uyuştuğu için de hissedememiş olabilirim.

"nasıl oldu bu? selin, merdivenden düştü dediğinde bileğini falan incittiğini sanmıştım. sen daha çok birileriyle kavga edip bütün darbeleri suratına almış gibisin."

"yani nasıl olduğu çok önemli değil bence..." dediğimde tek kaşını kaldırmıştı. devrim araya girip "önüne bakmak yerine telefonla oynuyormuş." dediğinde dominik bana bakıp göz devirmişti.

"ada kaç yaşındasın? 12 mi?.. ciddiyim 12 yaşındaki kız kardeşim bile bunu yapmaz."

abart.

"ya tamam gerçekten önemli bir şey yok. iyiymişim. sadece herhangi bir riske karşı bugün uyumamam gerektiğini söyledi, o kadar." kolumu gösterip "bak kolum bile kırılmadı. sadece ezilmiş." demiştim.

ALL OF THE GIRLS YOU LOVED BEFORE|| LIVAKOVIC.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin