1.7

518 40 14
                                    

düşmemin üzerinden üç hafta geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

düşmemin üzerinden üç hafta geçmişti. yüzümdeki şişlikler inmiş, alnımdaki dikiş de artık erimişti. dominik, milli takım arasından daha bu sabah dönmüştü. şimdi de birlikte benim evimde film izliyorduk. L koltuğun dikey kısmında o uzanıyordu. ben de başımı onun göğsüne koymuş yatay kısımda uzanıyordum.

"annem seninle tanışmak istiyor." gayet normal bir ses tonuyla bunu söylediği için ilk başta anlayamamıştım.

"nasıl yani? annen istanbul'da mı?"

"hayır değil."

koltukta bağdaş kurduktan sonra filmi durdurmuştum.

"dominik şu an bir şey algılayamıyorum. bana her şeyi tane tane anlatır mısın?"

"tabii. annem seninle tanışmak istiyor. kasımda tekrar milli ara var, o zaman benimle gelmek ister misin diye sormak istiyordum. gelmek ister misin? annemle tanışırsın, kardeşlerim ve belki babam falan... ne dersin? bak seni zorlamak istemiyorum. gelmek istemiyorsan çekinmeden söyle tamam mı bebeğim? benim için gerçekten sorun olmaz." her şeyi tek nefeste hızlı hızlı ve gergin bir şekilde söylediğinde gülmüştüm.

"sakin ol. ben de onunla tanışmayı isterim tabii... ama dominik... bak beni yanlış anlama tamam mı? bundan rahatsız olduğum için değil sadece doğru mu yanlış mı ayırt edemediğim için bunu sorguluyorum. biraz hızlı gitmiyor muyuz? yani... daha ağustosta tanıştık ve ekimin üçüncü haftasındayız. her şey bir anda oluyor ve bilmiyorum, bu kadar hızlı ilerlememiz doğru mu?"

derin bir nefes aldıktan sonra "aslında ben de bunu düşündüm. ama seni gerçekten seviyorum ada. eğer beklemek istersen seni tüm ömrüm boyunca bekleyebilirim. ama benimle olmanı istiyorum, seni kaybetmek istemiyorum." demişti. başını geriye atıp "ikimizin de yaşadığı o kadar güven problemi üzerine birbirimize bu kadar bağlanmamız bana... bana çok özel geliyor. bunu kaybetmek istemiyorum...." demişti.

sözleri üzerine gözlerim dolmuştu. ellerini yanaklarımda gezdirip "ada ağlaman için yapmadım... sadece neler hissettiğimi bilmeni istedim. özür dilerim..." demişti.

başımı iki yana sallayarak dudaklarımı onunkilerle birleştirip uzun bir öpücük bırakmıştım. ayrıldıktan sonra "ben de seni kaybetmek istemiyorum ama sanki ne kadar hızlı olursak o kadar çabuk benden sıkılacakmışsın gibi hissediyorum." demiştim.

kafamda bunu dayandırdığım o meşhur söz de şey: hızlı giden atın boku seyrek düşer.

gülüp başını iki yana sallayarak "saçmalama, senden sıkılmam. her gün farklı bir yanını görüyorum ve bu çok hoşuma gidiyor." demişti.

tamam sakin ol aşık oldum sana, tamam.

"bak gerçekten annemle tanışmak zorunda değilsin. bunu sadece bir teklif olarak sundum. zaten doğru zaman geldiğinde tanışacaksınız."

ALL OF THE GIRLS YOU LOVED BEFORE|| LIVAKOVIC.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin