<umut kırıntısı>

232 24 2
                                    







Tik tak, tik tak, tik tak


Geçmek bilmeyen saniyeler, birikerek güneşi çıkardı ortaya, hatta bunun üzerinden baya zaman geçmiş, saat neredeyse öğle vaktine yaklaşmıştı. Harushi ise neredeyse depresyondaki biri gibi davranıyor, yataktan çıkmaya bile korkar durumdaydı.

İştahı iyice azalmış, uyku düzeni de bozulmuştu. Yorganın altından çıkmıyordu. Uyuyabildiğinden de emin değildi. Bu süreç iki gündür devam ediyordu neredeyse.

Hatta iki gündür açık olan camı kapatmaya bile zahmet etmemiş, içeri giren soğuğu görmezden gelmişti genç kız. Bir tek iki gün önceki sabah, erken saatlerde postaneye gitmişti ki o da panki ve babasının acil bir işi olduğu gerekçesi ile evden çıkmasıydı. Harushi de onlarla birlikte çıkmıştı çünkü küçüklüğünden beri ilk defa evde tek durmaya korkmuş, dışarısının daha güvenli olduğunu düşünmüştü.

Postaneden çıktıktan sonra da gidip hazır yemekler almıştı biraz. Pankinin bir süre yemek hazırlayacak hali olmayacağını tahmin etmişti. Ardından sokaklarda tedirgin tedirgin gezip babasının eve dönmesini beklemişti, sanki yeniden bir olay olsa harushi'yi koruyacakmış gibi.

Eve girdikten sonra da şuanki durum devam etti. Zaman öğle vaktine yaklaştığında yorganın içinden çıktı genç kız. Çıktığı anda odanın soğukluğu ile titredi ve yatağının yanındaki kazağını alıp üstüne geçirdi. Karnı acıkmasa çıkmaya bile tenezzül etmez, bütün gün öyle yatmaya devam ederdi.

Ve dünden beri yapmadığı şeyi yapıp camı kapatmayı ihmal etmedi bu sefer, soğuktan hasta olmak istemiyordu. Mutfağa doğru yürüdü ve dağınık tezgahın üzerinden çaydanlığı alıp yıkadıktan sonra içine su koyup ocağa koydu. Suyun kaynamasını beklerken mutfaktan çıkıp göz ucu ile salona baktı. Babasının telaşı hala geçmemiş, karalar bağlamış ve koltukta oturup ne yapacağına karar vermeye çalışıyordu.

Harushi ise babasının bu haline artık alışmaya başlamıştı. Ne garip, biri 1 hafta önce gelip babasının bu halde görüceğine söyleseydi, harushi onun deli olduğunu bile düşünürdü. Çünkü babası çok vurdumduymaz, rahatına düşkün ve soğukkanlı biriydi. Ama işte 20 yaşlarındaki bir genç, 20 dakikada herşeyi değiştirmiş, hayatlarını alt üst etmişti.

Panki ise her zamankinden sessiz, yüzündeki morluklar ile koltukta uzanıyordu. Bu aralar her zamankinden fazla kavga ediyorlardı. Aniden kapıdan gözüne çarpan bir detay, harushinin büyün dikkatini dağıttı. Birşey gördüğünden emin olan genç kız kapının etrafını incelerken, yerdeki zarfı görmesi ile neredeyse dona kaldı.

Bir kaç dakika öylece durduktan sonra hızlı adımlar ile mektupa baktı. Sonunda diye düşündü harushi... Sonunda dertleşebileceği biri vardı. Karnındaki gürültüyü görmezden gelerek odasına koştu. Kapıya kapattığı an yere oturdu ve heyecanla elindeki mektubu okumaya başladı. Okurken ise, sevgilisinden gelen mektupları okuyan bir kız edası ile gülümsemesini engelleyemiyordu.

Kısa bir mektuptu... Kısa ve öz olmasına rağmen her satırında etkiliyordu insanı. Harushi gibi tüm hayatını anlatmasa da küçük ipuçları veriyordu. Yetimahane... Orayı gayet iyi biliyordu genç kız ancak üzerinde düşünmek istememişti. Belki de harushi'yi uzun zaman sonra tek mutlu eden durum bu olduğu için bu kadar etkileyici gelmişti mektup.

Mektubu okuduktan sonra sevinçle çalışma masasına koydu. Tabiki bu süre içinde çaydanlıktaki suyun kaynama sesleri geliyordu. İç karartıcı ev ortamını umursamamaya çalışarak mutfağa gittiğinde, daha önce hazırladığı hazır ramenin içine kaynar suyu boşalttı ve yemek masasının üzerine koyarak beklemeye başladı. Anlaşılan uzun zaman sonra ilk defa bir yemeği huzurlu geçicekti ve  yedikten sonra hemen mektubunu yazmaya koyulacaktı...
-
-
-
-
-
-
-

<Selam gençler ^⁠_⁠^  neden bilmiyorum ama hikayenin bu taraflarını gereksiz uzatıyor, sıkıcılaştırıyormuş gibi hissediyorum. Ama 2-3 bölüme kadar daha çok olay örgüsüne yakın kısımlara geçicem (⁠^⁠^⁠)>





Mektup arkadaşı «izana kurokawa x reader»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin