~acı Gerçek~

110 15 37
                                    










Çok garip bir aura vardı etrafta. Hava sıcaktı ama bu gün ayrı bir havaydı, yaprak bile oynamıyordu yerinden, kuşlar ise ötmeyi bırakmıştı. Sarışın çocuk gelen gürültünün arkasından gitmişti.
Harushi ise izanayla baş başa kalmıştı eskiden olduğu gibi.



Genç kız, uzağındaki oğlanın donuk yüzüne baktı. Her zaman poker yüzlü olmuştu. Ama tıpkı o günkü hava gibi, yüzündeki ifade de bir farklılık vardı. Nefesi düzensizdi, gözleri ise her zamankinin aksine oldukça kısıktı. Göz kırpmayı da bir kaç dakikadır bırakmıştı.
Fakat çok vakit geçmeden mezarlığın çıkışına doğru yürümeye başladı.
Genç kızın ise 6. Hissi zil çalıyor, kalbi neredeyse ağzından atıyordu. Ne olup bittiğiyle ilgili hiç bir şey bilmiyordu.
Bu bilmece onu daha da sıkıyordu. Seçim şansı olmadığı için beyaz saçlı oğlanın peşine düştü.


İzana, mezarlıktan çıktıktan sonra öldürdüğü kardeşine doğru bakarken, hayatındaki en soğuk bakışı atmıştı. Ardından hiç bir şey olmamış gibi ordan yürüyerek uzaklaşmaya başladı.
Ortalık o kadar karışıktı ki onu fark eden olmamıştı haliyle.
Fakat izana'nın hemen arkasından çıkan harushi için bu soğukkanlılık söz konusu değildi.  Donup kalmıştı. Ciddi anlamda donup kalmıştı.

Daha beş dakika önce gördüğü; gördüğü an kendine yakın hissettiği, güzelliğine hürmet ettiği, neşeli o kızın yerde yatan bedenine bakarken. İçindeki o korku bir anda uçup gitmişti. Etrafındaki mahvolmuş iki çocuğa bakarken, içinde kopan ağlama isteğine engel olmaya çalışıyordu.
O an kafasına her şey dank etmişti. Bu kız izana'nın öldürmeyi planladığı kardeşiydi...


Derin nefes alırken yutkunamadı. Yıllar sonra ilk defa gördüğü, o iyi bir şekilde yaşayamadı diye vicdan azabı çektiği, gece yatarken gizlice eskisi gibi olduklarını hayal ettiği kardeşi tarafından öldürülmüş belki de. Harushi bilmiyordu ki, Emma onu ilk gördüğü anda bu hayallerin içine dahil etmişti.
İzana ile çocuklarının ne kadar sevimli olacağını düşünmüş, draken ile kendi çocuklarıyla birlikte oynadığımı hayal etmişti. İzana'nın yanında gördüğü anda biliyordu bu kızın ayrı olduğunu. Fakat birbirlerini tanımadan gideceğini tahmin edememişti.


Sarı saçlı çocuk yerde yatan kızı sırtına aldığınında harushi ile tekrar göz göze geldi.
Siyah saçlı kız, simsiyah umutsuz o gözleri gördüğünde dayanamamıştı. Gidip o çaresiz bedene sarılmak istiyordu. Tam bir adım atacağı sırada izana tarafından elinden tutulurak sürüklenmemiş olsaydı bu mümkün olabilirdi.




İzanayla olabildiğince uzaklaşmadan genç kız kendine gelememişti. İşi boş gibi sadece yürüyordu ki bu ona yetimhaneye gittiği günü hatırlatıyoru. Bu kötü günde aklındaki tek soru “neden?“
Hiçbir şeyden haberi olmayan sıradan bir kız, tek derdi makyaj yapmak, yemek yapmak, arkadaşlarıyla eğlenmek belki hoşlandığı erkeği düşünmek... Çetelerle hiç bir bağı olmayan bir kız gerçekten bunu hak etti mi? Ya da sadece yalnızlıktan rasgele mektuplar yazmaya başlayan o kız bunları hak etmiş miydi?
Hatoru ve arkadaşlarına ne olmuştu o günden sonra? Kafasına tüm sorular akın ediyordu
“izana... " diye mırıldandı sessizce.


“İzana!” diye bağırdığında önündeki figür de durmuştu.
“sen... Sen... Sen... Öldürdün” derin nefes alıp vermişti
“o kardeşindi ve sen kardeşini öldürdün” dedi ilk defa tepkisiz gözleriyle ona bakarken. Beyaz saçlı çocuk tam olarak ne olduğunu anlamamıştı.
Fakat günün stresiyle vücuduna yüklenen siniri gayet iyi anlayabiliyoru. “Derdin neydi!” diye bağırmıştı genç kız. Niye bu kadar sinirli olduğunu kendisi de bilmiyordu fakat genç çocuk bu tepkiye biraz da olsa şaşırmıştı.



Mektup arkadaşı «izana kurokawa x reader»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin