<Stockholm Sendromu>

197 16 39
                                    

<uyarı: cinsellik!>


Yorgunlukla kafasını uyuduğu yere daha çok gömdü. Dün gece evde tek başına olduğundan uyku tutmamıştı, ama yine de sonrasında uyku bastırmıştı.
Etrafındaki konuşma sesleri çok rahatsız ediciydi. Harushi sadece uyumak istiyordu.
Yumuşak lavanta kokusu onu olduğu yere daha da hapsediyordu. Fakat en sonunda konuşulan sohbet seslerine dayanamayarak kafasını izana'nın boynundan kaldırdı.

Bir süre etrafa sersemce baktıktan sonra nerede uyduğunun farkına varması ile kendine geldi.
En son bir otele gelmiş, karşılıklı koltuklarda birilerinin gelmesini bekliyorlardı.
Genç kız ise, vücudunda yayılan uykusuzluk ile izana'nın omzunda uykuya dalmıştı. Harushi'nin kalkması ile etraftaki tüm sesler kesilerek, gözler ona dönmüştü.
Siyah saçlı kız, beyaz tenine yayılan kızarıklık ile, utandığını her türlü belli etmişti. İzana'ya biraz daha sokuldu. Etraftaki kişiler gözlerini ondan çekip konuşmaya devam ettiklerinde, onları daha dikkatli inceleme fırsatı buldu.



Her zamanki yüzlerden farklı iki kişi daha vardı. Temelde çekinmesinin sebebi bu iki kişiydi.
Biri ortalama boylarda, sarı saçlı ve gözlüklü bir çocuktu. Yüzünde asla gülmemişçesine stabil duran bir somurtması vardı. Diğeri ise, yanındakina kıyasla oldukça uzundu. Hatta o kadar uzun ve iri yapılıydı ki, gözlüklü kişi onun başka bir organı gibi kalıyordu yanında. Boyunun diğer yarısı ise, kendisi kadar olan jöleli saçlarından geliyor gibiydi. Yarı sarı, yarı siyah saçları, ve stabil olmayan bir yüz ifadesi vardı. Altın rengi gözleri, harushininkini andırıyordu.

Bu uzun saçlı çocuğun gözleri genç kız ile kesiştiği anda, yanındaki figürün elini tuttu. Ne olursa olsun, dışardan bakınca oldukça korkutucu görünüyorlardı. Yanındaki kişinin ise o ikisinden kat ve kat daha tehlikeli olduğunu unutuyordu ama. İzana'nın yanında o kadar güvenli hissediyordu ki, şu zamana kadar ona zarar veren herkes, arkadaşları,ailesi,akrabaları...
Kime ona artık zarar veremez gibi geliyordu.

Bu bir yanılgı mıydı, yoksa tamamen doğru olan bir içgüdü mü? El ele tutuşunca oluşan sıcaklık, hotaru ve arkadaşlarına olan soru işaretlerini unutturuyordu.
Dudakları birbirini bulduğu anda kalbi hızdan duracak gibi oluyordu. Bu gerçek bir aşk mıydı, yoksa zayıf olanın hayatta kalmak için güçlüye biat etme dürtüsü müydüStockholm Sendromu mu yaşıyordu, yoksa çocukluğunda oluşan duygular hala kendini devam mı ettiriyordu.

Birkaç saat süren konuşma yavaş yavaş sonuna ulaşıyor, harushi çoğu şeyi anlamasa bile, hiç alakası olmayan çete dünyası hakkındaki temelleri öğrenmeye başlıyordu. Yine de toplantı sırasında normalmiş gibi söylenen söylemler, espiriler genç kızın tüylerini diken diken ediyordu.
Dövdükleri insanları, yaptıkları işkenceleri hatta ölümüne sebep oldukları kişileri bu kadar rahat anlatmaları, harushi'nin bir kez daha kaderini sorgulamasına neden oluyordu. Eğer izana onu hiç hatırlamasaydı sonu anlattıkları insanlar gibi olacaktı.

Konuşmanın sonuna gelince ise herkes ayaklanmıştı.
ahhh... Çok konuştuk, bir cluba gidip stres atmamız gerekiyor gibi” dedi örgülü. “sikişmeden de duramıyorsun amına kodumun” diğerek sırtına vurdu shion.
Bu söylemler ile oda yavaş yavaş boşaldı. Fakat odadan son çıkan kişi olan kisaki'nin, gitmeden önce harushi'ye attığı son bakış oldukça rahatsız ediciydi.

Mektup arkadaşı «izana kurokawa x reader»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin