-
-
-
-
Duyduğu şey ile içtiği bira'yı zorlanarak yutmuştu kakucho. Şaşkın gözler ile karşısında oturan efendisine baktı. “saçmalama izana! Bu kadar ileri gitmene gerek yok, azıcık korkutsan yeter!”
Karşısındaki beyaz saçlı genç, önündeki birasından bir yudum alırken, elindeki mektuba bakmaya devam etmiş ve tepkisiz yüzünü bozmamıştı.
“kes sesini, sana fikrini soran oldu mu?” sözleri her zamanki gibiydi.
Siyah saçlı çocuk birşeyler söyleyecek gibi olsa da, karşısındaki oğlanı ikna edemeyeceğini çok iyi bildiğindan kapadı çenesini. Yıllardır yanında olan arkadaşına bir kere daha baktı. Çocukluğundan beri çok acımasızdı. Yakardı dokunduğu yeri... Elinden kimse kurtulamadı bu zamana kadar. Kötü bir çocukluk geçirdiğinden mi, yoksa doğuştan mı böyle doğmuştu? Kakucho bunu bazenleri çok düşünüyordu. Gene de hep onun yanında kalmaya devam edicekti. Tek yapabileceği şey, zavallı kıza bundan sonraki süreçte yapabileceği minik iyiliklerdi.Tamamen karanlıklar içinde...adım atacak herhangibi bir yer bile yok. Anlamsızca etrafına bakıp birşeyler aramaya çalışsa da, heryer tamamen tekel... Galiba bir karadeliğin içi, ışık bile kaçamıyor içinden. Çığlık atmak isteyince sesin çıkmıyor, görmek isteyince görmüyor, nereye gidersen git tek bir noktaya gidiyorsun... Tam çaresizliğin içinde arkasından gelen beyaz bir ışıltı ile kafasını çeviriyor harushi. Beyaz saçlı bir genç, varlığı harushi'yi rahatlatsa da bir kısmı tereddütte kalıyordu, yüzü ışıktan görünmeyen bu adama güvenmeli miydi?
“annen yok, baban yok... Sadece ben varım harushi!”
Derin nefes alarak uykusundan ani bir şekilde kalktı harushi. Nefesini kontrol etmeye çalışırken, ter içinde kaldığını fark etmesi uzun sürmemişti.
Battaneyi de ani bir şekilde üstünden atıp, oturur pozisyona geçtiği esnada ise son bir kere derin bir nefes verdi. İçinde anlam veremediği bir korkma hissi vardı, gördüğü rüyanın korkutucu olmamasına rağmen... Genede içindeki korkuyu bastıramamış ve kalkıp ışıkları yakmıştı.
Salondaki konuşma sesleri odaya kadar gelirken, harushinin bunu ciddiye alacak mecal'i bile yoktu. Genede duvardaki saatin 2'yi göstermesi, harushinin istemsizce sinirlenmesine neden olmuştu birazcık.
“insan uyuyan kızını hiç mi düşünmez” diye düşündü birden. Genede bir yandan da rahatlamış hissediyordu. Demekki bu günde okuldan bir haber gelmemişti. Bilmiyordu ki sevinmek için erkendi...
İçeriden birkaç dakikalığına seslerin kesilmesinden sonra babasının yüksek sesi geldi içeriden “Harushi!” duyduğu ses tonu ile içindeki diğer korku başlamıştı. Okul olaylarını öğrenmiş olamazdı ya... Gecenin ikisinde de mesaj yazacak değillerdi.
Harushi bunları düşünürken içeriden ikinci bir bağırış sesi ile korka korka salona doğru ilerledi. Keşke bir mucize olsa da biri gelip kurtarsaydı bu durumdan. Salona gittiğinde ise, şarj aletindeki telefona bakan babasına çekinerek baktı.
Görüntüden anlamıştı okuldan mesaj geldiğini, ve babasının bir sebepten ötürü bunu daha yeni gördüğünü. Herhalde şarjı yoktu gün boyunca. Babasının gözleri öfke ile döndü kızına “okulda ne bok yedin?”
diye sordu, sesi herzamanki gibi kalındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mektup arkadaşı «izana kurokawa x reader»
FanfictionTek bir kişi bile yok beni dinleyecek, bir tek sana yazıyorum. Lütfen ama lütfen okuyorsan en azından tek seferlik bir cevap var, bir cümle olsa bile... Çok ihtiyacım var buna. Warning: manga spoiler!Toxic!cinsellik? şiddet!psikolojik şiddet!