<baltaları sıyırma>

234 25 1
                                    

<bu bölümde çok az, 1 cümlede Japonya'daki şehir isimlerini kullandım. Anlamanız için medyaya japonya haritasını koyarım>






Dünyanın en erken güneşi, kış zamanı tüm ülkeyi aydınlattığı zaman vakti genç kız uykulu gözler ile saçlarını taradıktan sonra okul gömleğinin düğmesini ilikledi. Kilotlu çorabı çıplak bacaklarından geçirdiği gibi, siyah renkli eteğini de aynı şekilde giydi, hemen ardından da hafif pembemsi ama krem rengine yakın süveterini de üstüne geçirdi. Masasının üstündeki son kahve yudumunu da içtikten sonra, paltosunu alıp evden çıkarak durağa doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı.

İlk başlarda tedirginlikten okula gidemeyen genç kız, aptallık ettiğini ve okulun evden daha da güvenli olduğunu anlamıştı sonunda. Yolda ise tedirginlik içinde yürürken, ince bacakları soğuktan titriyordu. Giydiği kilotlu çorap bir işe yaramamıştı anlaşılan. Duraktaki kalabalık ile birlikte, kalabalık tıkış tıkış otobüsü atlattıktan sonra çok ta haz etmediği okula vardı. O sırada da güneş varlığını daha çok göstermiş, hava iyice aydınlanmıştı. Geç kaldım diye endişelense de gene çoğu kişiden erken gelmişti okula. Soluklanarak yavaş adımlarla sınıfa gelip sırasına oturduğu an, kafasını koyup gözlerini kapatmıştı. Sabah içtiği kahve de işe yaramamıştı çünkü hala gözlerinden uyku akıyordu.

Birkaç sıkıcı geçen dersin ardından sonunda öğle arasına gelmişti vakit, sanki okuldaki vakit normal zamandan daha da yavaş geçiyordu. Evden getirdiği bir dilim yeşil elmayı yerken, bir de kağıt çıkarmıştı yanına. Sınıfta çok fazla kişinin olmadığı vakit mektubuna devam etmek istiyordu.

Okuldan sonra da postaneye uğrayacaktı. Edindiği mektup arkadaşı,birkaç gündür kendisine eksiksiz bir şekilde cevap veriyordu. Dolma kalemi ile, özenli bir şekilde yazısını yazarken yanına gelen kişileri fark edememişti genç kız...

"harushi Tanaka!" kendi ismini duyması ile kafasını önündeki yaşıt kıza döndürdü harushi "Hotaru..." dedi hafif bir sesle. 5-6 kişilik kız grubu arasında, sarı saçlı hotaru, her zamanki otoritel hali ile harushinin sırasına oturup bacak bacak üstüne atmıştı. Bu dönemdeki ergenlerde bir "aykırılık" modası olduğundan saçlarını sarıya boyamıştı. Ama kendisinin boyadığı, saçındaki boyanın kötülüğünden anlaşılıyordu. Gösterişi sever ve herzaman çok süslü giyinmesinin yanında çok dikkat çeker, kendi arkadaş grubunda baskın bir tavrı olurdu. Ona lider demek çok yanlış olmayacaktı.

"hayat nasıl gidiyor, bir ara niye gelmiyordun okula?" diye sordu hafif bir gülümseme ile. Harushi ise bu gülümsemenin hiç samimi olmadığını çok iyi biliyordu. Hiç bir zaman tam olarak bir sorun yaşamasa da, Hotaru, genç kıza karşı küçümseyici tavrını her zaman belli eder, güler yüzünün ardından sinsi bir tavır takınırdı. Belki de harushi'ye takmış olmasının sebebi hep tek olmasıydı. Okula 2 hafta geç başladığı için yanlız kalmıştı. o okula gelmeden gruplaşma başlamıştı çünkü.

Harushi cevap vermek için ağzını açacağı sırada, hotaru önündeki kağıdı sertçe almıştı. "bu devirde mektup arkadaşın mı var? Ha ne kadar inekçe" diyerek hafif sesiyle gülmeye başladı. Siyah saçlı genç kız, ani haraketler ile mektubunu almaya çalışsa da, hotaru buna izin vermemişti.

"bana cevap vermen uzun süre sonra başıma gelen en iyi şeydi, içimi rahatlattı. Umarım bundan sonra arkadaşlığımız daha iyi seviyelere gelir, belki de ileride gerçekte arkadaş olabiliriz" hotaru sınıfta yürüyerek sesli şekilde mektubu okurken, yüzündeki aşşağılama ifadesi açık şekilde gözüküyordu. Harushi mektubu almak için yanına gidip tekrar tekrar hamle yaparken, karşısındaki yapılı kız buna gene fırsat vermemişti.

Mektup arkadaşı «izana kurokawa x reader»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin