Ben geldim canlarımm💋
Yorum yok iyi okumalar 😁
🍷💋💋💋
Gözlerimi araladığımda beyaz bir tavanla
karşılaşmıştım. Ne kadar güzel bir manzara (!) gerçekten...
Acaba ne zaman sıcak yatağımda gözlerimi kızıl saçlı bir melekle açabilecektim.
Biz niye evlenmiyoruz ki? Meleğim de beni seviyor, ben ortada bir engel göremiyorum. Hem yaşımızda geçiyordu. Meleğim yirmi dört yaşında olabilirdi ve evet yinede yaşımız geçtiğini düşünüyordum.Yavaşça doğruldum yattığım koltuktan,
heryerim tutulmuş. Yavaşça ayağa kalkıp bedenimi esnettim ve sonra karşımda bulunan kapıya baktım. Gözlerim birkez daha "sorgu odası" yazısında oyalandı sonra kolumdaki saate baktım. Saat sabahın üçü olmuştu fakat hâlâ bu sorgu bitmemişti.Görevin ajanı Ceyran olduğundan dolayı sorguda da bulunuyordu.
Benimde öyle bir yerde bulunmam aslında bana zarar verirdi. Sonuçta saygın bir iş adamıydım ve bir Gümüşerdim.
Neyse ki sevgili nişanlım orada öyle bir amaçla bulunmadığımı savunmuş ve beni bu durumdan kurtarmıştı.
Ayılmak için koridorda biraz yürüyüp tekrardan sorgu odasının önünde bulunan siyah koltuğa oturdum. Ne bitmek bilmez sorguymuş ya, ceylan gözlü kızımı özledim.
Ben oturmuş sabırsız bir şekilde kapıya bakarken yanımda bir hareketlilik hissettim sonra burnuma kahve kokusu geldi.
Kafamı sakin bir şekilde sağa çevirince gördüğüm kişilerle sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.
Yanımda yeşil gözlü bir Demir, pardon Emir ve yanında elinde iki bardak kahve olan bir de Alp vardı.
Bir dakika Alp ablasının ajan olduğunu biliyor muydu? Yani bizim ilk başta gerçekten nişanlı olmadığımızı biliyor muydu o zaman?
Sanki zihnimi okumuş gibi gülerek cevap verdi.
"Evet ablamın ajan olduğunu bir süredir biliyordum. Sizin nişanlı olayının yalan olduğunu da, fakat görüyorum ki yalan gerçeğe dönmüş. Ne diyelim hayırlı olsun enişte, bana da bir staj ayarlarsın artık"
Sözünü bitirip elindeki kahvelerden birini bana uzatıp göz kırptı. Alp'e kanım ısınmıştı tatlı çocuktu.
Gülüp elindeki kahveyi aldım ve ona cevap verdim.
"Olur aslanım bugün bu işi hallederim en geç üç gün sonra başlarsın staja-"
Ben daha sözümü bitirmeden Alp dikkatli bir şekilde bana sarılmıştı. Bende kahve üzerine dökülmesin diye kolumu yana doğru açmıştım. İçten gelen bir istekle benimde dudaklarımda hatrı sayılır bir tebessüm oluşmuştu.
Ceylan gözlü güzelimin kendisi kadar çevresinde ki insanlar da bana iyi geliyordu.
Alp birden benden ayrılınca ne olduğunu şaşırdım o ise mahçup bir şekilde bana bakıp konuştu.
"Enişte şey ben bir anda sarıldım sana kusura bakma heyecandan oldu rahatsız etmek istemedim" dedi.
Onun bu haline güldüm ve bu sefer ben ona sarıldım.
"Saçmalama Alp niye rahatsız olayım sen hem nişanlımın kardeşi hemde bundan sonra benim kardeşimsin" dedim.
Kısa bir sarılmadan sonra yanımda bulunan Emir homurdanmaya başladı.
"Ben üveyim zaten, ben yokum umursamayın siz beni..."
Alp bu dediklerine gülüp konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Bahar
Romance~Aysız gecenin yarısı solmuş günebakanlarıydık, güçlüydük ama yaralıydık~ Kırmızıdan kahveye dönen yapraklar gibiydik. Aynı onlar gibi yavaşça güçsüzleştik, birinin tek bir dokunuşu ile toz olduk. Geçen zaman bize daha soğuk daha zor daha yalnız bir...