27.Mutluluk

14 4 0
                                    

(Lütfen oy ve yorum yapın banada yazmak için motivasyon oluyor.)

"Beril ya inanabiliyor musun?Bulduk uyumlu ilik bulundu."Sevincimi hastane kantininde oturmuş  kahve içerken karşımdaki Beril'e açıklamaya çalışıyordum.

Bu hallerime önce sessizce güldü. Normalde duygularını asla belli eden bir insan değildi mesleğinin getirdiği bir ciddiyetten böyle alışmıştı demek ne kadar doğru olur bilemem çünkü bizim çocukluğumuzda beraber geçmişti ve o hep böyleydi. 

"Ahenk cidden böyle bir şey mi?"Sorduğu soruya anlam verememiştim.

"Ne böyle bir şey mi?"Bende konuşamıyordum sanırım sevinçten.

"Aşk."Üç harf tek kelime.Vericek cevap düşündüm ama bulamadım.

"Bilmem ben sadece çok seviyorum."

Yüzümde kocaman bir gülümseme vardı genişlememesi için kendimi zorluyordum ama resmen ağzım yırtılacaktı.Hiperaktif olmuştum elim ayağım yerinde durmuyordu.Bu muydu aşk eğer buysa 'Evet hakim bey çok aşığım diye bağırabilirdim.'sanırım öyleydim.

"Onu görünce gülümsemeden edemiyorum içim kıpır kıpır oluyor.Böyle sanki karnımda bir ateş var ama sadece onu görünce harlanıyo."Sanırım yine fazla konuşmuştum ki duygularını belli etmeyen Beril yüzünde asılı duran hafif bir tebessümle beni izliyordu.Dayanamadım kalkıp sarıldım.

"Eğer sarılacak bir arkadaşın olmasını istiyorsan beni lütfen boğma Ahenk."Bunları söylerken gülüyordu çünkü bunun bende alışkanlık olduğunu biliyordu.

"Tamam ya."Diyip ondan ayrıldım o sırada yanımıza doğru gelen Alp ve Göksu'yu gördüm.

Sarılma huyu bana benzeyen Göksu yanıma geldiği gibi boynuma atlamıştı."Ahenk ilik bulunmuş of çok mutluyum ya bunu kutlamalıyız."O da abisi için seviniyordu çok saf ve temiz bir kalbi vardı.Göksu ayrılınca bu sefer Alp kollarını açtı.Hemen kollarımı beline sardım.Hiç bir şey söylemedi sadece saçlarıma bir öpücük kondurdu.

Alp benden ayrılınca Beril'e döndü."Naber Beril?"

"İyi."Beril yine modundaydı.

"Sağol kral bende iyiyim."Beril cevap vermeye tennezül bile etmemişti.

Hem ortamdaki havayı dağıtmak için hemde kocamı özlediğim için ortaya konuştum."Hadi yukarı Korel'in yanına çıkalım sizide gösegörürsevinir."Bunu söyledikten sonra kafamı Beril'e çevirmiştim.Beril'inde gözleri beni bulmuştu hafifçe sırıtmıştı Korel'i çıldırtmak hoşuna gidiyordu.Hepberaber yukarı çıktık ama odadan sesler geliyordu.Korel yanlız değildi.

"Çocuklar hadi Ateş abinize geçmiş olsun diyin."Bu Kemal Bey'in sesiydi ama çocuklar derken kimleri kast ediyordu.Kapıyı tıklatmadan içeri girdim.

İçeride Kemal Bey yani Korel'in amcası.Benden küçük olduğunu tahmin ettiğim bir kız ve bir erkek vardı.Bunlar çocuk yaşı geçmişlerdi ama hala küçüktüler işte.

Korel'in asık olan suratı bizi görünce hafif gülümsemişti."Kardeşim hoş geldiniz."

Hoş bulduk diyip Korel'in yanına giden Alp ilk Korel'in alnından öptü sonrada sarıldı.Bu neydi böyle resmen gözümün önünde birbirlerini seviyorlardı.Kızlardan kıskandığımız yetmiyor birde erkeklerden mı kıskanacaktım?

Sonrasında Göksu'yla sarılmıştı.

Beril yerinde dikilmiş elini uzatmıştı.Korel'de sanki kırk yıllık askerlik arkadaşıymış gibi hiç yadırgamamış elini tutmuş kafalarını hem sağdan hem soldan tokuşturmuşlardı."Geçmiş olsun enişte."
Bu hâlleri hem komik hem garipti.

Galata KulesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin