26.Pusula'nın Yönü

14 4 0
                                    

Bazen kendimi çok yanlız hissediyorum.Kalabalık bir ortamda yanlız olmaktan farksız etrafımda insanlar var ama bir elimin parmaklarını geçmeyecek kadarı bana değer veriyor.Benim bu hayattaki en büyük şansım karım.Ben Korel İz hep yarım olan ancak sadece bir kadının tamamlayabildiği adam.

Annem ve babamı kaybettim.Yıllarca yetimhanede kaldım.Sonra çalıştım kendime yarattığım imkanlarla geçte olsa üniversiteye başladım.Üniversitenin ilk senesinde amcam beni buldu.Gerçekten iyi bir insandı şirketteki payımı kullanmamı istiyordu ama şirketin isteklerinin içinde evli olmak vardı.Kendilerine göre evlilik hem olgunluk hem düzen demekti.Bense evlilik taraftarı değildim.Hayatımda evlenebileceğim bir kadın yoktu,olmamıştı.Sadece birisi vardı onu gördükten sonra gözüme  kimse karşı cins olarak gözükmemişti.Yetimhanede gördüğüm kızda kalmıştı kalbim.

Benim güzel sevgilim uyuyordu.Benimde uyanalı çok olmamıştı.Saçlarıyla oynuyordum yüzünün her noktasını ezberlemek istiyordum.Pürüsüz bir yüzü vardı sadece gözünün biraz aşağısında kalan bir çizik vardı.Bence kendisinin bile fark etmediği bir çizikti fark etmek için çok dikkatli bakmak gerekiyordu.Rengini seçebilmek için günlerce bakıp düşündüğüm gözlerinde mavi renk daha baskındı.

Benim için çok üzüldüğünü anlamak için süper zeka olmaya gerek yoktu.Fark etmediğimi düşünüyordu ama hastalığımdan haberdar olduğundan beri gözlerinden hüzün eksik olmamıştı.Beni seviyordu belkide beni benden çok seviyordu.Bazen bir insanın hem mutluluğu hem hüznü olmak ağır geliyordu.Özellikle bu aşık olduğun kişi olunca işler dahada zorlaşıyordu.Alp'le bu konu hakkında konuşmuştum ne yapmam gerektiği hakkında bana söylediği tek şey 'Gözlerinin içine bak o zaman bu kızın seni kefenlede olsa yanında istediğini göreceksin.'demişti.Göksu'ya danışmamıştım bile objektif olabileceğini düşünmüyorum o genellikle duygusal bakardı olaylara.Kendime bile şuan şaşırsamda Beril'i de aramıştım çünkü Ahenk'i en uzun süredir tanıyan kişiydi.Bu durumu ona açtığımda ilk bir posta sövmüştü sonrasında bunun ne kadar saçma olduğunu belirterek telefonu yüzüme kapatmıştı.Benim Ahenk'i yanlız bırakma gibi bir düşüncem hiç bir zaman olmamıştı olamazdıda.Sadece bencilik etmek istemiyordum onunda bir hayatı vardı ve onu ne kadar yanımda istesemde sevdiğim kadınında mutlu olmasını isterdim.Ahenk yirmi yaşındaydı ve bu yaşta hastane köşelerinde olmasını genellikle enerjisi yüksek olan kızın yüzünün gülmemesini  kendime yetiremiyordum.Ahenk'in şimdi hastanede olmak yerine arkadaşlarıyla eğlenmeliydi  tek derdi kombin yapamamak olmalıydı.Maalesef sevdiğim kadın hastanedeydi benim için.Göğsümde uyuyordu zaten geçmişinden dolayı tek başına bile uyuyamıyordu.

Bana söz vermek istememişti daha doğrusu küçüklüğüme yani Ateş'e bana bir şey olursa doyasıya yaşasın istiyordum.

İlerde iyi birisiyle evlensin bu ne kadar canımı sıkacak olsada o mutlu olmayı hak ediyordu.Çocuğumuz olsun istiyordum küçük Ahenk'in kopyası bir kız çocuğu onu kıskanayım bana naz yapsın sanırım çok istiyordum.Geçen gün onun hamilelik şüphesi olduğunda çok mutlu olmuştum baba olacağımı düşünmüştüm.Bu benim için tarif edilemez bir heyecandı.Ahenk dün bana bunun imasını yapmıştı.Elif teyzenin ona yaptığı konuşma onu etkilemişti.Bunu ona yapamazdım bu yaşta bu yükü ona veremezdim ne kadar baba olmak istesemde çocuğumunda babasız büyüme ihtimalini göze alamazdım çünkü ne demek olduğunu biliyordum babasız büyümenin.

Kollarımın arasındaki beden hafif kıpırdandı düşüncelerimden sıyrılıp  onu izlemeye başladım.Yavasca gözlerini açtı ama hala uykunun etkisindeydi.Göğsümde duran elini yavaşça yanağıma koydu.Dikkatlice ne yaptığını izliyordum.

"Allahım neler yaratıyorsun."dedikleri sırıtmama sebep olurken devam etti."Yaratıyorsan bari bana nasip et ya."Kahkahamı daha fazla tutamadım uykulu haliyle bile bana yürüyordu ve böyleyken çok tatlıydı.Kahkamla kendine gelmiş olacak ki bana ne olduğunu anlamamış bir şekilde bakıyordu.

"Güzelim benim,Allah sana nasip etti zaten."Onu utandırmayı seviyordum yanakları kızarıyor yüzünü gizlemeye çalışıyordu.Yine alışık olduğum şekilde yüzünü boynuma gömüştü.Ordan derin bir nefes aldığını hissetmemle kalbimin ritmi ve rotası şaşmıştı.

"Pusulanın kalbime gösterdiği tek yön oydu."

"Korel ya niye utanıdırıyorsun uyku haliyle ne dediğimin farkında mıyım?"Kafası hala boynuma gömülüydü nefesi boynuma çarpıyordu.

"Bebeğim uykuluyken bana yürüdün."Keyifliydim sevdiğim kadının uykulu halde bile bana söyledikleri epey hoşuma gitmişti.

Kafasını kaldırdı yüzünü yüzüme hizaladı.Bazen utanıyor bazende aniden cesaretleniyordu.Sanırım şuan cesaretlendiği bir anındaydık.Dudaklarını dudaklarıma sürttü yanılmıştım bu sadece cesaretli bir anı değildi en cesaretli anıydı.Öpmüyordu bastırmıyordu sadece sürtüyordu beni baştan çıkarmaya çalışıyordu.Gerçi göz göze gelmemizle bile beni baştan çıkartıyordu tabi bunu sevdiğim kadın bilmiyordu.O bana cilve yapmakla mesguldu hoşuma gitmediğini söyleyemezdim sadece çok fazla yorgundum ve onun isteklerini karşılayamamaktan korkuyordum.Dudaklarımı öpmemeye dayanamamıştı benide daha fazla zorlamadan buluşturmuştu dudaklarımızı.Öpüşmemiz yumuşaktı elimi beline koymuş kendime daha çok çekmek istemiştim bedenini, bu kadın beni deli ediyordu.Dudaklarımdan ayrıldı boynuma yöneldi komuta tamamen ondaydı sevdiğim kadındaydı.Öpüyordu boynumun her bir noktasını yavaş yavaş bu beni delirtirdi artık buna dur demeliydim.

"Ahenk dur."Belinden tutup üstümden kaldırdım ve yanıma koydum.Bana inanmaz bir şekilde bakıyordu ilk şaşkınlık şimdide hayal kırıklığı gözlerine hakimdi.Sonrasındada kabullenmişlik.

"Peki."Yataktan kalktı ve resmen ışık hızıyla odadan çıktı.Kırmıştım yanlış anlamıştı.Bunları düşünürken odanın kapısı aniden açıldı.Ahenk girmişti gözlerindeki duygu sinirdi.Şaşırmıştım Ahenk genelde sinirli olmazdı.

"Ne oluyor Korel?Benden sıkıldın mı?Beni neden kendinden uzaklaştırıyorsun?Amacın ne beni artık sevmiyor musun?Boş-"Bu kelimelerin iyi yere gitmediğini görünce hemen sözünü kestim.

"Güzelim çok konuşuyorsun,nerden çıkardın tüm bunları.Son kelimeyi bir daha söyleme lütfen öyle bir şey olmayacak."

Kafası karışmıştı tabi birazda rahatlamıştı."Az önceki davranışını açıkla o zaman."Bugünde bir şeyden daha emin olmuştum sevdiğim kadın sinirlenince kaba olabiliyordu.Değişmeyen tek şey tatlılığıydı hep öyleydi hep öyle kalacaktı.

"Sevgilim benim yorgunum ve bitkinim  üstelik sana karşı yetersiz olmaktan korkuyorum.Ha birde farkındaysan hastanedeyiz."

Gözlerindeki sinir geçmişti ama daha farklı bir duygu vardı.Hızlıca gelip yatakta kalan boşluğa oturmuştu."Ben ne sandım senin haberin var mı?Sen nasıl böyle düşünürsün senin bakışın bana yeter.Bir daha böyle saçma sapan şeyler duymak istemiyorum."

Ahenk böyleydi hep güzeldi hep tatlıydı kalbi güzeldi onun ruhu güzeldi.

Kapı yine açılmıştı giren doktorla karımın sevmediği hemşire girmişti.

"Gözünüz aydın!"

..

Bölüm Sonu!

Uzun süre sonra merhaba.Bence güzel bir bölümdü yorumlarınızı bekliyorumm.

Galata KulesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin