AYDANIN ASKERİYE GÜNLERİNİN BAŞLAYIŞI

2.4K 100 8
                                    

Sorgu odasına sokmadım fırlattım. Ben böyle bir rahatlık görmedim. Sakince sandalyeye oturdu. Bilerek yapıyordu. Ama bundan eline ne geçecek orasını anlamıyordum işte.

--Komutan yalnız mıyız burada. Kayıt alınıyor mu ?

Deyip gözlerimin içine dümdüz baktı. Dişlerimi sıktım ve elimi masaya vurduğumda çıkan sesten ürkmesini bekledim. Gözünü kırpmadı.

Komutan diye tekrarladığında ,dayanamayıp üstüne yürüdüm. Ensesinden tutup yüzünü yüzüme yaklaştırdım. Acı duymuş olacak ki hafiften inledi.

- Hiç kimse yok. Kayıt da yok. Yani Senin dişlerini ağzına döküp, masaya çarptı diyebilirim. Oyüzden kork benden it soyu.

-- Niye bana bu kadar öfkelisin komutan dedi. Buz gibi bir sesle

-Beyinsizsin farkındayım o sebeple açıklayacağIm; vatanına ihanet edenleri sevmem

--Yüzümü duvara çevirir misin komutan diye fısıldadı.

-Niye manzaranı beğenmedin mi diye dalga geçtim. Dudaklarını okumasın kimse diye cam bölmeyi tersine almak istiyordu. Oysa gerçekten kimse yoktu bu koridorda. Deli halimi bildikleri için kimse girmezdi buraya artık. Çevirelim bakalım duvara, ne yumurtlayacak. Ensesinden tutarak duvara çevirdim yüzünü.

-Al manzaranı güzelleştirdim. dedim. Sesi fısıltıyla çıktı.

--Nereden biliyorsun kim olduğumu yüzbaşı

Ne dediğini anlamadım. Boynuna sardım parmaklarımı.

-Kim olduğundan bana ne lan

Boğazındaki parmaklarıma rağmen, biraz daha bana yaklaşıp, yüzünü gövdemin arkasına sakladı. Hala derdi diyeceklerinin kimse tarafından görülmemesiydi.

- Diyorum ki hani bana dedin ya, vatanına ihanet edenleri sevmem diye, vatana ihanet ettiğimi nerden biliyorsun. Kim olduğumu nereden biliyorsun komutan ?

Deyip yüzüme uzun uzun baktı. Hala elim boynundaydı. Sesi boğuk bile çıkmadı. Derin bir nefes aldım. Güzel oynuyorsun ama yemem ben bu numaraları kadın. Kahkaha attım. Masaya doğru ittim onu bende diğer sandalyeye rahatça kuruldum. Oyun mu istiyorsun aaa nede olsa kadınsın demi, seversiniz oyunu.. Ozaman oynayalım bakalım dedim içimden,

-Teröristlerle dere kenarında, pişpirik oynuyor değildin demi.

Gözlerini kıstı, güldü. Kafasını duvara döndü ve tereddütsüz bir sesle konuştu.

--Komutan, esir olmuş masum bir kadın olamaz mıyım ? Niye hiç bunu düşünmedin. Neden yakıştıramadın bunu bana ? Hiç mi rastlamadın esir olan masumlara ? öyleysem, sen vatanın günahsız canının boğazına çökmüş olmayacak mısın ? Sıradan biri gibi olmadığım için mi bu iğrenmen ? Ağlamadım diye mi ? Ki buna fırsat vermedin gözümü açmadan boğazıma yapıştın diyebiliriz değil mi ? Dilim uzun diye mi ? Kurtuldum diye özgürlüğün tadını almak istemiş olamaz mıyım. Senden korkmadım diye mi ? Onların kıyafetlerini giydim diye mi ? Düzgün giyinebilen esir gördün mü sen ? Söylesene komutan, zaten vatan haini olsam beni dövüp, öldü diye niye atsınlar ??? Ve vatan haini olsam albay beni askeriyenin göbeğinde serbest koyar mı ? Şimdi başa dönüyorum. Bana niye bu kadar sinirlisin komutan ?

Başını bana çevirip, anlamadığım bir şefkatle baktı bana. Bana.. onun kanına susamış adama. Çıt çıkmıyordu odada.

Siktir. Siktir. Öfkeden gözüm döndüğündendi herhalde, hiç bunları görmemem. Dondum. Kafamda bir ampul patladı ve her şey olmasa da bir çok şey aydınlandı. Hak veriyorum demek bana uymazdı ama bunlar aslında doğru da sözlerdi. Bir es versem daha iyi olacak. Her şeyi geçtim albay kısmı net doğruydu. Sandalyeden kalktım. Bozuntuya vermedim. Ellerimi masaya koyup yüzüne yaklaştım.

-Sana inanmadım ama araştıracağım kadın, eğer öyleysen elbet özrümüzü dileriz, değilsen kemiklerini kırarım.

Dedim.

--Özrünü kabul edeceğim komutan ama bana çok borçlanıyorsun haberin olsun, dedi ve bir anlık güldü.

Yerinden kalktı. İkimizde ayakta karşı karşıyaydık. Kafasını kaldırmadan gözlerime dikti gözlerini. Beni tanıyacak gibi maskeli yüzümün her yerine baktı.

--sorduğum son soru en önemlisi EFSUNLU KOMUTAN.

Kafasını eğip yakamda yazan soy ismime baktı. Sonra tekrar yukarı kaldırdı kafasını ve devam etti.

-- Bana niye bu kadar sinirlisin ? Bakalım hangimiz önce bulacak cevabı.. Ayrıca adım AYDAN. Kadın kadın deyip durmandan da hoşlanıyorum gerçi.

Parmak uçlarına yükseldi ve sesini iyice kıstı.

--Ve ben askeriyenin ortasında bu pijamayla mı dolaşacağım.

Bir ciddi bir ukala tavırlarına ayar oluyorum. Ciddi olsa her şey daha kolay olacak. Geçelim bakalım dalgamızı..

-Bu pijamayla değilse nasıl bir pijamayla..

--ya komutan tercihim saten yada ipek gecelik. Ama ayıcıklı pijama da olur. Resmini üzerimde taşımaktan memnuniyet duyarım. Artık sen hangisini tercih edersen sonuçta bana fark etmez..

Dik dik baktım yüzüne Aydan denilen bu kadının. Bu nasıl rahat bu nasıl utanmaz bir kadındı. Benimse belki de tek tahammül edemediğim gevşek insandı.

Bileğinden tutup yürüdüğümde, bileğini çevik bir hareketle elimden kurtardı.

--Bileğim acıyor. Güç gösterin yetsin artık. Elini de ensemden tutmaya alıştırma. Bi şey dememiş olmam demeyeceğim anlamına gelmiyor.

- Ne diyebilirsin ulan. Ne yapabilirsin ?

Öfkeyle bir adım attım ona doğru. Oda bana doğru bir adım attı. Çenesi kasıldı.

--Acırsa inlerim. Ve bunu yapmaktan tek hoşlandığım yer yatak. Ayrıca her durum için söylüyorum, inleyen tek ben olmam bilesin komutan.

Geri zekalı mı bu kadın. Aklı yerinde değil mi. Benim muhakeme yeteneğim mi kayboldu. Ne diyor bu lan. Esir alınmış, boğazı benim tarafımdan sıkılmış, oradan oraya fırlatılmış, çöp yerine koymayacağım biri bana yatak imasında mı bulunuyordu. Bu nasıl bir özgüven bu nasıl bir canından korkmama. Sinir harbi resmen. La havlevela diye başımı sağa sola salladım. Bir adım daha yaklaşıp aramızdaki mesafeyi korkmadan sıfırdan daha yakına indirdi. Bir tane vursam yarısı boşa gider ama hala dibimde dolanıyor.

--Hadi beni yatacağım yere götür Karahan

Misafir odasına nasıl geldiğimi bilmiyorum. Kapının kilidini açıp kapamaya çalıştım ama uzun zamandır kullanılmayan odanın kapısı bozuktu.

--Sorun değil yüzbaşı. Kilide gerek yok

- Seni korumak için değil kendimizi korumak için. İti var kopuğu var var oğlu var sonuçta..

Dudağının bir köşesi kıvrıldı Aydan'ın.

--Dediğin gibi teröristsem , beni bir kilit tutar mı yüzbaşı ? Bence beni gözünden ayırma, ya sen burada kal ya ben senle kalayım.

Kapıyı çarpıp çıktım. Albayla konuşmam lazım. Yoksa emirlere ilk kez uymamazlık edeceğim, elimden bir kaza çıkacak.

AY'DANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin