NERDESİN SEN

779 102 7
                                    


Karahan arkadaki dağlık araziye ilerledi, Ferhat komutanın yanına gitti. Ferhat şüpheyle baktı Karahan'a. Bişey diyecek oldu vazgeçti..

-sor Ferhat sor

-Aydan'ı ne kadar tanıyorsun sen ?

-tanıyor gibi duruyor muyum

-ne tanıyor ne tanımıyor diyemiyorum

Güldü Karahan.

-hah tam da öyle. Ama sen tanıyorsun sanırım

-resmi olarak tanıştırılmadıysan, benim söylemem doğru olmaz.

Yandan bi bakış attı Karahan'a, Karahan yere bakarak cevap verdi;

-Bizim canımızı kurtarmıştı bi operasyonda, o sırada öğrendim, yüzbaşıymış. Sahada aktif görevdeymiş. Bok gibi görevleri özellikle üstlenirmiş. Sonra askeriyede kaldı bi süre, oradan tanıyorum. Gerçi sizinki askeri tanışıklıktan fazla gibi duruyor, derken içindeki kıskançlığı engelleyemiyordu Karahan.

Güldü Ferhat. Karahan'ın merakını şimdi anlamıştı. Aydan'ın bir hayranı daha olmuştu. Acaba Aydan da karşılığı var mıydı bunun. Yine de Karahan'ı sevmişti Ferhat. Biriyle olacaksa Karahanla olmasını isterdi. Biraz deliydi ama Aydan da pek akıllı sayılmazdı.

-fazla zaten.

Bekledi Ferhat. Göz ucuyla tekrar Karahan'a baktı. Karahan'ın kaşları sanki mümkünmüş gibi daha da çatıldı. Devamı getirmesi için bekliyordu.

-İlkokuldan tanışıyoruz Aydanla. Aynı askeri lojmanda kalmıştık. Yıllar sonra, çok sapa bi yerde çok berbat bir durumdayken karşılaştık Aydanla. Ben onu tanımadım. Asker olduğunu bile bilmiyordum, beklemiyordum da. Aldı çıkardı beni o cehennemden. Niyazi Efsun'u duymuşsundur ,zehir bir komutan. Onun kızı aydan. Niyazi albay kızına çok düşkündür, asker olmasına izin vereceğini hiç düşünmezdim. Annesi de askeri hava pilotu ha. Anlayacağın efsane ana babadan efsane bir kıdemli yüzbaşı evlat.

-Aydan kıdemli yüzbaşı mı

-aslına bakarsan hiç rütbede görmediğim için son rütbesini bilmiyorum. En son öyleydi ama. Çıkıp binbaşı deseler, nasıl olur demem yani. Zaten küçükken de başarılıydı. Bütün komutanlar severdi onu. Hala da seviyorlar. Ee hak ediyo orası ayrı

-biraz hayran mıyız sanki ha Ferhat

Karahan açıkça öğrenmek istiyordu, bir tehdit mi diye.. güldü Ferhat,

-Karahan, rakibin değilim. Ama Aydan hoş kadın, sadece hoş da değil üstelik. Hayranlık uyandırmayacak gibi mi sanki de bana hesap soruyorsun. Kimle tanışsa, onda hayranlık uyandırıyor. Diğer becerilerini geç, sırf güzel olduğu için bile bir sürü hayranı var. Sen tek değilsin yani. Benim hayranlığımsa, askeri kabiliyetine..hah bak şenlik ateşini yaktı bizimki, derken bi patlama duyuldu. Tam kamp yerinden bir duman yükseldi.

Karahan'ın kara kara düşünme mesaisi başlamıştı. Selami albayın kendisine kızgınlığını şimdi daha net kavrıyordu. Kendisinden rütbeliydi Aydan. Üstelik askeriyenin en baba komutanlarının kızı gibiydi. Korksa yeriydi Karahan'ın. Niyazi Albay olanları duysa Karahan'ın ağzına sıçardı. Acaba duymuş mudur.. Napsa haklı diye düşündü Karahan. Zaten korkusu da yoktu. Sadece özlem vardı. Daha sarılamamıştı bile. Aydan bu kadar uzakken, aşamazdı bu soğukluğu Karahan. Uzakken ayrı yakınken ayrı sürünüyordu. Şuan tek dileği şu patlamadan sağ salim çıkmış olması. Bunu muhtemelen asla bilemeyecekti. Bir daha böyle rast gelir miydiler bilmiyordu. Gecenin bir yarısı olmuştu. Askerler yatacakları yerleri ayarlıyorlardı. Karahan silahını temizliyordu, Ferhat ortalarda yoktu. Karahan etrafı kolaçan etmek için bi bakmak istedi etrafa. Kaldıkları yerin üst tarafında, elinde bardakla oturan Ferhat'ı gördü.

AY'DANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin