KARAHAN'DAN DEVAM..
Timuçin'in elinde bi kapak tencereye oturtmaya çalışıyor. Aydan'ın ellerinde eldivenler. Önlerinde et mi tavuk mu belli olmayan bişey. Aydan bana ters ters bakıyor. Kapak Timuçin'in elinden yere düştü şangur şungur.
--ne bağırıyorsun, ödümüz koptu.
-bu saatte ne işiniz var burada
-komutanım biz çorba yapıyorduk da
-neden siz ?
-anlamadım komutanım
-niye ikiniz çorba yapıyorsunuz Timuçin
--benim canım çekti
-ozaman sen yapsaydın. Askerim senin aşçın mı
--yemedik askerini. Ayrıca o kendi istediği ile burada
Timuçin'e baktım. Tek kaşımı kaldırdım
-öyle mi asker
Timuçin yutkundu.Bi bana bi Aydan'a baktı.
-komutanım sonuçta buraları bilmiyor. Yardım edeyim dedim.
--lan kim kime yardım ediyor. Hiç bişeyin yerini bilmiyorsun
Araya girdim..
-çünkü o mutfak personeli değil Aydan. Asker.
--olsun bişey olmaz. Öğrensin bunları lazım olur
-karısı öğretir ona, sana kalmadı öğretmek
--kalmıştır belki komutan. Benim kime ne öğreteceğim de sana kalmadı
-benim askerim yanındaki, tabi bana kalacak. Gecenin köründe gelmişsiniz buraya tek başınıza.
Dudağının kenarı sinsi sinsi yukarı kıvrıldı.
--tek başımıza ?? seni rahatsız eden kısmı tam olarak ne yüzbaşı
-tamamı, olayın tamamı
--ozaman üzgünüm bunu ağlayarak günlüğüne yazman gerekecek
-timuçin git zıbar.
--koca askeriyede..kocccaaaaa askeriyede. Bana yardım edecek birini elbet bulurum demi Timuçin. Sen git.
-sende odana Aydan
--ben sizin askeriniz değilim komutan. O bakımdan bana emir vermeyin, dinlemem.
Timuçin olay büyümesin diye orta yolu bulmaya çalıştı;
-komutanım zaten az kaldı. Bitirip çıksak. size de ikram ederiz hem
--içmez o. Zehir filan katmışımdır diye.
-la havle vela. Kısa kesin çok oyalanmayın
Mert ve mitat da içeri girince bi kaldılar. Bana baktılar, Aydanlara baktılar.
-askeriye mi kız yurdu mu belli değil. Oğlum sizin ne işiniz var burada. bu saatte ben kaldırsam sızlanırsınız
-komutanım acıktık
-geçin geçin..başka gelecek olan var mı. Tüm askeriyeyi buraya dökmeyeceksiniz inşallah Aydan hanım
--yok. herkese yapamam valla. Anca kendime. Diğerlerine de kalırsa vericem
--mert şuradan şehriyeyi bul bana
-şehriye ne Aydan
--böyle minik minik şeyler
Aydan arkasını dönüp işlerine dönünce bende mutfaktan çıkıp, görünmeyecek bir yere sandalye atıp oturdum. Bu geceyi böyle düşünmemiştim. Şansıma sıçayım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY'DAN
Azione"Yavaşça boğazına, maskenin ucuna doğru indirdiğim elimi yakaladı. Hafifçe sıktı. Gözleri uyarır şekilde parladı. --tamamen çıkarmayacağım. İzin ver dudaklarını açayım. Sadece o kadar açacağım. Nefes alamıyorum Karahan.. diye fısıldadım. Elim...
