TİMUÇİNLE DEVAM

2K 100 2
                                    

    Birkaç gün böyle devam etti. Hala kimse benle konuşmuyor. Kimse yüzüme bakmıyor. Normalde sıkılır insan ama ben aylarca konuşmasam da bana fark etmez. Yalnız o bebek denen askeri göremedim bu da beni geriyor. Kimseye bişey de soramıyorum. Karahan zaten buz dağı. Sonunda çam ağaçlarının altında otururken gördüm bebeği. Bana doğru geliyordu. Gelsindi. Ha herro ya merro.

-Naber aydan

Aydan demek. Hakaret yok küçümseme yok. Bu iyiye işaret.

--iyilik bebek senden naber. Kaç gündür yoksun ortada

- Aydancığım dünya etrafında dönmüyor. İzin kullandım bi kaç gün. Bu muhteşem vücudun bakıma ihtiyacı vardı.

--Aydancığım ??? en son beni boynumla tehdit ediyordun

-Nolmuş.. Komutanım albay la görüşmüş. Terörist olmadığını söylemiş albay. O sebeple öldürmekten vazgeçtim seni. İşkence edeceğim sadece bize yaptığın gibi.

 Kocaman güldü bebek . Dişleri de fazla düzgündü bu adamın. Kumral saçları biraz uzamış,bana bakarken açık kahve gözlerini kısmıştı.

--bebek kimseye bişey söylemeyeceksin demi

Ciddileşti bebek.

- ben öyle bi söz vermedim

Ciddileşme sırası bende

--bebek işkence yapılırken canın ne kadar acıdı ?

Bebek durdu düşündü bi

-biliyor musun aydan. Hiç acımadı bile diyebilirim. Herşeyi hissettim ama acımadı

--yara yerleriniz hiç enfeksiyon kapmadı demi o bok gibi yerde

-yok kanımızda enfeksiyon bulunmadı.

  Dikkatle dinliyordu Timuçin. Gözünü kırpmadan izliyordu aydan ı. Gerçi bu kadının yüzünden bir şey okumak imkansızdı ama en ufak şeyi fark edecek şekilde eğitilmişti Timuçin. Aslında en başından beri bi hıncı yoktu bu kadına. Beyninin bir yerinde bişeyler oturmuyordu sadece. Aydan derin bi nefes aldı ve gözlerini kapatıp başını yukarı kaldırdı. Kafasını ağaca dayadı.

--bebek isteseydim hepinizi öldürürdüm demi. Zaten konuşmuyordunuz. Bilgi yoksa sizi niye canlı tutalım ki

-bok öldürürdün. Yanındaki itler de seni öldürürdü. Sanki senin keyfine ordaydık.

--bebek siz acı çekmediğiniz gibi hiç bişey de söylemediniz. Hoş çekseniz de söylemeyeceğinizi biliyorum. Aynı yerde çok fazla durulamayacağı için 2 gün daha konuşmazsanız öldüreceklerdi sizi. Önümde çok fazla seçenek yoktu. Anestezi vermeseydim de konuşmayacaktınız. Boşa acı çektiğinizle kalacaktınız. Bu durumda son kapı öldürülmek oluyor sizin için.. Yemekleri de ben yaptığım için uyku ilacı kattım. O kadın askerde oyüzden uyuyordu da sırtınızda taşıdınız zaten. Ona da yedirdiler yemekten çünkü. Ben aslında işkenceye dayanabileceğiniz şekilde sizi hayatta tutmakla görevliydim. Ama bana çokta güvenmedikleri için tarafımı görmek adına, bazen bana da yaptırıyordı. Yapmasaydım hepimizi öldüreceklerdi oyüzden en az kalıcı hasar olacak şekilde kestim. Yapabileceğimin en iyisi buydu ve bu benim için hiç kolay olmadı. Önce son güne kadar bekleyim dedim ama komutan daha fazla dayanamazdı. Ayrıca öyle bir durum çok dikkat çekerdi benim açımdan. Sen bana doğru davranmasan, ben silah doğrultmazdım size. Ama iki taraf da bana güvenmediği için her daim tetikteyim ben bebek. Ölüm bir işe yaramaz oyüzden hayatta kalmak tercihim.

Sırıttı aydan. Hala gözleri kapalı kafası ağaca dayalıydı.

--Ve bebek bana işkence yapmayı düşünüyorsan, benimle dövüş. Temiz bir dayağı hak ettim

Timuçin normalde inanmazdı bu sözlere ama herşeyi tam ve net olarak açıklıyordu. İçinden değerlendiriyordu durumu. "Kadın dövecek halim yoktu ama biraz silkeleyebilirdim. Ozaman daha açık konuşur." Diyordu.

-kız senin etin ne budun ne. Bide meydan okuyosun bana

--şimdi pantolonum düşüyor ama sonra bunu düşünmek için vakit vereceğim sana bebek

-aydan sana bişey soracağım. Komutan nasıl tanımadı seni ?

-- görmedi ki beni düzgün

-peki niye söylemiyorsun

--Selami albay la ortak paydada buluşamıyoruz. O söylememi istiyor bense söylememek. ne kadar az kişi bilirse okadar iyi. Dağa ne zaman geri dönerim belli değil dahası döner miyim onu bile bilmiyorum. Ayrıca söylesem nolacak, beni kestiniz diye daha çok nefret edecek benden.

-sende tamamını anlat. Eninde sonunda kabullenir

--neden bebek. Ne gerek. Onun güvenine ihtiyacım yok ki. Bi tık daha iyi davransa kafi aslında bana. Ama ebu cehile dönüyor beni görünce. Ve bu hali Selami albayla konuşmuş hali. Niye bana bu kadar ters davranıyor anlamıyorum. Lann yoksa eski sevgilisi terörist filan mı çıktı. Bi başkasının günahını çekmediğim kalmıştı.

- bilmiyorum, biz karahan komutanı bildik bileli tek tabanca. Aydan sen niye normal doktorluk yapmıyorsun , senin dağda ne işin var. Bide yine dönerim belki diyorsun. Ne iş ?

--hah işte bu yüzden söylemiyorum kimseye. Bak sana söyledim soruların bitmiyor. Bana kahve bulursan söylerim. Battı balık yan gider ama birinden duyarsam bisturiyle keserim ses tellerini

Timuçin yan yan baktı Aydan'a. Bu kadın tekin değildi. Son cümlesini ciddi ciddi söylemişti. Ha korktu mu Timuçin. Asla. Ama askeriyenin ortasında böyle şeyler söylüyorsa götüne güveniyor demekti. Keşke Selami albayla görüştür beni deseydi zamanında. O sırada yüzbaşını gördü Timuçin. Kırmızı görmüş boğa gibi geliyordu komutan. Aydan la konuşuyor diye mi kızmıştı acaba. Karahan kükrer gibi bağırdı..

AY'DANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin