TİMUÇİN

2.2K 91 5
                                    

       AYDANDAN..

   Ben Aydan Efsun. Narin kırılgan nazlı kadın imajının tersine, tabiri caiz ise erkekten halliceydim. Elbet narin kadınlarımız da başımızın tacı. Ama öfkeli kadınlara da mensli veya menapozlu damgasının vurulmasından yıldık.

   Ben Aydan Efsun. Ya vücudum ya ruhum yada beynim işkence altında olur. Hepsinin rahat olduğu zaman yok hayatımda. O yüzden istesem de durmaz, ihtimaller üretir beynim durmadan. Fiziksel antrenmanlarda ya tamamen boşalır beynim yada tamamen sonuca odaklanır.

   Ben Aydan Efsun. Terör örgütünün doktoru, yemekçisi, şifacısıyım. Yakalanan askerlere, esirlere benimle işkence ederler. Benimle konuştururlar. Onlar konuşmazsa ben yerim dayağı. Onlar bağırmazsa benim kırılır kemiklerim. Peki kimin canı daha tatlı ?

     Tabi ki onların.

   Ben Aydan Efsun uzun süredir hiç bu kadar rahat yatakta yatmamıştım. Hiç yerimi yadırgamam. Anında da uyurum. Kapıda kilit olmaması beni bozmaz. Umrum değil aslında. Çünkü çıt çıksa uyanırım. Önce duş aldım. Allah'ım her seferinde şu duşa alışmamak için zorluyorum kendimi. Dağda en zorlandığım şey bu. Şehrin ise en lüks şeyi. Çıplaklığıma aldırmadan yattım yatağa. Komutan giyecek vermemişti zaten. Yan gelip yattım resmen. Sabahta çarşafla giderim artık kahvaltıya. Çok eğleniyorum burada çok. Komutandan ufak bir tırsmıyor değilim ama beni fazla hafife alıyor. Zaten herkes beni önce bi hafife alır. Beni er meydanında görse, yüzünün alacağı şekli merak ediyorum. İlk öğrenmem gereken neden her daim maske yüzünde. Umarım bugüne özel bişeydir bu. Ben zaten gördüm seni komutan. O yüzden bu sıcakta maske takmaya ne gerek. Neyi saklıyorsun.. Gel vazgeç bu işten. Mimik okumak benim işim ona göre gardımı alıyorum ben.

     Sabah uyandığımda ciddi ciddi çarşafla dışarı çıkacağım herhalde diye düşündüm. O pis pijamadansa çarşafı tercih ederim çünkü. Kapı hafifçe tıklatıldı. Başka ses gelmedi. Kapıdan sadece kafamı çıkarıp bakınca, kapının önünde siyah tişört ve pantolon gördüm. Eee şansınıza küsün beyler, çarşafla çıkmıcam. Tişörtün içine düştüm. Pantolonun da beli iki tur katlayıp zar zor tutturdum. Umarım düşmez. Yoksa mal meydan da.. şıpıdık hastane terlikleriyle kombinim şahane doğrusu. Ama olsundu biz her daim güzeliz.

   Sakin sakin yemekhaneye gittim. Herkes boka bakar gibi bakıp önüne döndü. Birçoğunu tanıdım. Ama onlar tanıdı mı orası muamma. Tanısalar nasıl bakarlardı acaba. Şimdiki bakışları ise nefret bile değil iğrenmeydi. Alışkınım nasılsa. Ne dağdakiler ne buradakiler kimse kendinden saymaz beni. Kahvaltımı alıp kırık bir masanın ucuna oturdum. Gayet rahat bi şekilde kahvaltımı ettim hatta bu kadar rahat olmam beklenmiyordu muhtemelen. Kafamı kaldırmadan kahvaltımı bitirdim. Kimseye bakmadan çıkıyordum ki bi ses duydum.

- Nereye çapulcu, keyfine göre gezebileceğini mi sandın sen burada

Döndüm ve gayet sakin dedim ki;

--evet

  Sadece bu kadar dedim ve yoluma devam ettim. Nereye gittiğimi bile bilmiyordum ama biraz güneşte mayışmak planlarım dahilindeydi. arkamdan şiddetle yere çarpan postalların sessi ne kadar da minnoştu öyle. Dönüp bakmadım ama Adımlarımı yavaşlattım, sonuçta kaçmıyordum. Biri kolumdan tutup sıktığında ,dağda yediğim dayak yetmedi sanırım diye söylendim. Omuzumun üzerinden baktım. Bu ensesine silah dayadığım askerdi. Umarım beni tanımaz, konuşacak enerjim hiç yok. Bu bu kadar iri miydi yav. Bazen verdiğim kararlara sonradan baktığımda, tüylerim ürperiyor. Bu adamın boynuna zincir dolamaya çalışmıştım ben. Ben ben 165 boyumla bu adama zincir dolamaya cüret etmiştim. Benden ses çıkmayınca daha sinirlendi :

-bana bak çapulcu seni fazla şımartmışlar. Seni çivilerim olduğun yere.

Tam döndüm ağzımı açtım ki. Beni tanıdı. Beni bildi. Onun beni tanıdığını, anladığımı da anladı. Esselaaaaaaa....

   Yerimden kıpırdamadım. Tehlike işareti sayardı bunu. Benimse bir ordu asker arasında en istemeyeceğim şey ,kim olduğumun afişe olmasıydı. En iyisi ne tepki vereceğini beklemek. Bana baktı bi süre. Kolumdan usulca tutup bahçeye çıkardı. Göz hizama eğildi.

-işkencelerinin hesabını mı sorayım yoksa can borcumu mu ödeyim doktor

--önce can borcunun karşılığını konuşalım. Sonra işkenceye geliriz.

Güldü başını sağa sola salladı.

-tek dilek hakkın var doktor. Canını bağışlamamı iste çünkü işkencenin karşılığında boynunu kıracağım

  Bunların tim olarak benim boynumla ne alıp veremedikleri var yav. Canım boynum. İçimdeki neşeli halime zıt, dışımda nemrut gibi dururum ben. Yine öyle durdum.

--Bildiğin ve bundan sonra da göreceğin duyacağın ne varsa kimse bilmeyecek. Tek isteğim bu.

Doğruldu karnını tuta tuta güldü. Bende o ara kar zarar hesabı yapıyordum.

- ben senin yandaşın mıyım doktor.

-- asker bildiğin bileceğin hiç bişey vatana yada askere zarar verecek şeyler değil. Bunları saklayarak da vatan haini olmazsın. İçine sinmezse doğrudan Selami Albayla görüştürürüm seni

Gözleri açıldı.

-doğrudan...Selami albayla.. güzel şaka.

Tam o anda bi kaç kişi bize doğru geliyordu. Cevap vermedim. Konuşacak vakit yoktu. Umudum o ki benle konuşmadan kimseye bişey dememesi.

-ooo bebek. sorguya bizden önce mi başladın dedi biri.

Konuşanı dağda hırpalamamışlardı çok. Bende bişey vermemiştim o yüzden.

--hanımlar beyler çok sıcaksınız ama benim kıyafet bulmam lazım. Zira sorgunuz sırasında pantolonum düşer ve beni taciz ediyor olursunuz.

diyerek kalktım yerimden. Cevap beklemeden koridora ilerledim. Nerdeydi bu Karahan'ın odası. Birine sormayı düşündüm ama hepsi nefretle baktığından, hiç birine yaklaşamadım. Kimse de durdurmayınca. Buldum sonunda. Yazan isme baktım Karahan Efsunlu . Gülesim geldi. Benim soyadıma bi kaç harf ekleyerek çalmıştı. Bilahare bunun esprisi yapayım..kehkehkeh..Kapıyı çaldım . duyduğum tek şey bir girrr diye bi nida oldu. Kaba herif.

-- Merhaba komutan. Bana kıyafet ayarlamamız lazım. Çok kibarsın bana kendi pantolonunu göndermişsin ama ben senin yarın kadar yokum bile. Ya bana bişeyler bulalım ya pantolonun düşecek. Askeriyede donla gezmemi istemezsin demi.

Kafayı kaldırdı kötü kötü baktı. Yüzünde maskeyle bi tuhaf oluyordu iletişim.

--bu arada niye yaz günü maske takıyosun sen

-Sen burada oldukça maskem kalacak. Ne olduğun belli değil.

--Emin miyiz. Bence bana layık görmüyorsun kendini ondan bu maske

-seni gebertme isteğim hala geçmiş değil. Eceli gelen köpek misali dolanma etrafımda..

--hımm cami de sen oluyorsun. Sevdim

-ne istiyosun aydan niye geldin

-Kıyafet diyorum komutan kıyafet. Askeriyenin ahlakı diyorum. Zor duruyor belimde bu.

-tamam bugün gelecek bişeyler. Şimdi çık dışarı. Çağırmadan da gelme bi daha.

Meymenetsiz adam. Göz zevkinin seviyesini arttırıyorum. Şükürsüz yaratık. Ona uyum sağla kızım Aydan. Dümdük baktım.

--Bedenimi hemen de anlamışsın. Ne göz varmış sende. borcuna sayıyorum komutan o yüzden teşekkür bekleme.

Belimi tutarak kalktım. Ciddi halime sekte vuruyordu bu bol pantolon.

Aksama kadar yattığım odanın kapısı vurulup bi askerelinde bi kaç poşetle girince benden keyiflisi yoktu.

AY'DANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin