1. Bölüm-Bal Arısı?

202 26 52
                                    


Patates kızartmalarını tavadan aldıktan sonra tabağa yerleştirdim. Tabakla beraber salona geçince kahvaltımı etmeye başladık. Başladık diyorum çünkü yanımda arkadaşım Songül de vardı. Beni yolcu etmek için gelmişti ve şimdi kahvaltı yapıyoruz. Kahvaltıya başlamıştık ki çok geçmeden Yusuf aradı.

"Alo,  efendim Yusuf?"

"Ceylin ne yapıyorsun. Umarım hazırlanmışsındır."

"Dün akşam zaten valizleri hazırlamıştım. İki saate çıkarım evden."

"Emaneti ayırmıyorsun değil mi, yanında?"

Neden böyle dediğini çok iyi biliyordum.

"Evet evet. Aldım yanıma."

"İyi o zaman. Evde tek misin?"

"Yok hayır tek değilim. Songülde var yanımda," Songül'e baktığımda ufak bir tebessümle kulağımdaki telefona bakıyordu. Anlam veremesemde çok geçmeden telefonda bana seslenen Yusuf'a verdim dikkatimi.

"Fırına uğrayıp geliyorum, umarım kahvaltı hazırdır... Ceylin? Ceylin orada mısın?"

"Evet evet duyuyorum seni, gel sen. Kahvaltıyı şimdi koymuştum."

Tamam, dedikten sonra telefonu kapattı.

Çok geçmeden Songül'e döndüm ve beynimi kemiren soruyu sormaya hazırlandım.

"Songül, bana demek istediğin bir şey var mı?"

Songül tabağındaki bakışlarını gözlerime sabitledi fakat soru sorduğum zaman gözleri etrafta dört dönmeye başladı.

"N-ne diyorsun Ceylin?"

Ellerimi masanın üstünde birleştirdim ve ona gözümü "ne iş" dercesine kırpıp konuşmaya devam ettim. Hayır edemedim çünkü kapı çaldı. Vay aslanım bu ne hız! Ve bir şey daha Songül sırıtıyor!! Duvara sırıtmış olamaz çünkü ikimizde Yusuf'un geldiğini biliyoruz.

Şüpheli davranışlarını anlamayarak kapıyı açmadan konuştum. Aynen şöyle dedim!

"Ne iş!?" Gözümü kırpmayı unutmadım tabii ki.

Kapıyı açmaya giderken fısıltılı sesini duydum.

"Ne işi yok bir şey."

"Diyorum ki, niye salak salak sırıtıyorsun?" Buna cevap vermedi zaten bende cevap beklemedim.

Kapıyı açmamla Yusuf'un yere düşmesi bir oldu.

Ne yapıyor bu akılsız?

Yerden gülümseyerek kalktı ve içeri ye girdi. Neden herkes gülüyor ben mi tersimden kalktım acaba?

İçeri girdiğimde Yusuf, Songül'ün yanındaki yerini almıştı. Bende yerime oturdum ve kahvaltı ettik. Arada ikisinin kaçamak bakışlarını yakalasamda huzurlu(!) Bir kahvaltı için ses etmedim.

20 dakika içinde konuşmadan kahvaltı ettim. Ettim diyorum çünkü 10. Dakikasında Songül'e acil bir telefon geldiğinde çıkmak zorunda kaldı. Yusuf ise balkona sigara içmeye çıkmıştı.

Ben kahvaltıyı topladıktan sonra balkona Yusuf'un yanına gittim. İçli içli dışarıyı izleyip sigarasını içiyordu.

"Yu-"

"Keşke burada kalsak." Ben konuşamadan Yusuf konuşmuştu. Keşke gitmesek, ne demek?

"Ne? Neden yani?"

Bir anda beni farkettiğinde irkilerek doğruldu.

"Neden kalmak istiyorsun Yusuf?"

Afalladı ardından hiçbir şey olmamış gibi beni kollarımdan tuttu ve yönümü salona çevirdi.

Şakayık BuketiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin