2,3

2.4K 147 24
                                    

Selamlarr!

Biraz arayı açtık galiba. Bu bölümü çok zor yazdım, aklıma hiç birşey gelmiyor.

Medya: Yüzyüzeyken Konuşuruz - Durmaz Akar

***

Saat gece dört sularıydı, Serenin başında durmuş hiç uyumamıştım. Kısaca nöbet tuttuk diyoruz.

Şen şakrak, konuşkan, güzeller güzeli sevgilimin, mutluluğumun baş yapıtının.. o durağan halini gördüğümde, kollarıma yığıldığında birileri kaburgalarımı kırıp geçmiş, kalbimi avucuna almış sıktırıyor gibi hissetmiştim. Tüm vücudumdan bir ürperti geçmiş, tiril tiril titremiştim. Ki o titreme hala devam ediyor, benimle beraber Seren'in uyanmasını, o şen şakrak haline geri dönmesini bekliyordu.

Kızılın en güzel tonu, saçları yastığın üzerine yığılmıştı, bu haliyle bile dünya'nın en güzel kadını olmayı başarıyordu ya..

... Derken Seren mırıldanmaya başladı, sanırım kabus görüyordu.

" Dokunma... Git. Git.. "

Ne!?

" Yaklaşma..."

O an öyle bir andı ki kan beynime sıçradı, ortalığı yangın yerine çevirip, hem o baba olamayan sözde babayı, hem o yorumu atabilme cesaretinde bulunan o şerefsizi bulup, cehennemin en dibine sokmayı, tekrar tekrar öldürmeyi, leşini bile rahat bırakmamayı istiyordum.

" Seren! Seren kalk! Kabus görüyorsun!"

Gözünden bir kaç yaş düştü.

O ağlamasındı... Ağlamasın ben ağlardım..

"Seren!"

Nefes nefese kalktı, gözlerinden sicim sicim yaşlar akıyordu.

Ağlama ben ağlarım...

"Meriç.."

O güzeller güzeli sesi buruktu.

" Efendim güzelim? Söyle yavrum."

Kolunda serumu vardı, hareketleri kısıtlıydı.

" Meriç.. bana sarılır mısın?"

Tek gözümden yaş düştü, hastane yatağının düğmesine bastım ve hafif kaldırdım, kollarımı beline doladım, çiçek kokusunu içime çektim.

" Sorman hata güzelim, sorma.. niye soruyorsun?"

Seren" Meriç, ben çok mu çocukça davranıyorum? Yani rahatsız oluyor musun? "

Saçmaladın şu an.

" Seren saçmalama, saçmalama lütfen. Çocukça falan da davranmıyorsun ayrıca."

Seren" Meriç, biz bir ilişki içerisindeyiz, senin bunları sanırım bilmen gerekiyor. Ben çocukluğumu yaşayamadım, hadi çocukluğumu geç, ergenlik çağlarım berbat geçti, çok erken olgunlaşmak zorunda kaldım. Şu gözümdeki yara var ya.." duraksadı biraz, tek gözünden akan yaşı narince sildi " bu yara on dört yaşımdayken oldu, on dört. Yıllarca yalnız kaldım, olgun insan neyse ben oydum işte. Ama bu biryerden sonra patlak vermeye başladı, hani insan sevdiklerinin yanında özü neyse o olurmuş ya.. öyle oldu benimde. Sen geldin, peşinde binbir türlü mutluluk getirdin. Seren, sen geldiğinde Seren oldu. Ben seninle ben oldum."

Çok güçlü.. çok.

" Seren, her zaman yanındayım biliyorsun değil mi?"

Seren" biliyorum. Sen her zaman yanında olduğumu bilyorsun değil mi?"

**
(2 saat sonra)

Seren'le son konuşmalarımızdan sonra Seren serumun etkisiyle uyuyakalmıştı.

Bu sürede doktor gelmiş ve olması gereken kontrolleri yapıp gitmişti.

Koray Manisa'ya dönüşünü Seren'in durumundan dolayı ertelemişti.

Bir 15 dakika sonra Koray ve Semih gelmişti, geçmiş olsun dileklerini sunup, Seren'in durumunu sormuşlardı.

Telefonum çaldı,

Ciddi herif arıyor

Arayan Kerem'di, hemen açtım.

"Alo?"

-" Adamı yakaladılar, karakoldayız."

" Geliyorum"

O adamla yüzleşmem gerekiyordu.

" Koray benim bir 1-1.30 saat gitmem lazım-"

Semih" anladık abi biz, sen hiç yorma kendini. Biz bekleriz."

" Eyvallah "dedim ve koşar adım kapıdan çıktım."

**
(Seren Aşıkoğlu)

Karanlık..

Beyaz ışığı da görmedik ama, neyse.

Bakayım parmağım kıpırdıyor mu.

Oh. Kıpırdıyor. Demekki ölmedik.

Uyudummu lan yoksa? Meriçle konuşuyorduk en son.

Gözlerini açmayı denesen hani?

Tamam.

Aha vallahi açabiliyorum! Önce tek gözümü, daha sonra öbür gözümü açtım.

Tabi başımda zebani gibi dikilen Koray'ı görmeyi beklemiyordum.

Ya da öldümde zebaniler mi geldi?!

" Anansikim!"

Benim ani tepkimle Koray'da korktu.

Koray" Euzubillahimine! Ne bağırıyorsun kızım!"

" Zebani efe müslüman olduktan sonra yerine geçmiş gibi ne başımda dikiliyorsun sende!"

Koray" uyanır gibi oldun, ne bileyim be!"

Tavırlı bir şekilde gitti, refakatçi koltuğuna oturdu, kollarını göğüsünde bağladı, ve yine tavırlı bir şekilde kafasını ola doğru çevirdi.

Koray" ne yaparsan yap! Hıh!"

Onu umursamayıp Semih'e döndüm,

" Meriç nerede?"

Semih " ufak bir işi çıktı, gelir birazdan."

" Tamam."

Onunda tek işi ben değildim sonuçta. Ama buna aptal gibi trip atamam.

Ben genel olarak trip atmam zaten, sevmem. Trip atarım ama küçücük olaylarda değil.

Uykum geldi.

Yeni kalktın, hatırlatayım.

Olsun, geldimi geldi.

"Ben uyuyorum."

Koray" yeni kalktın?"

"Ee?"

Koray " sen bilirsin."

Sanki bunu bekliyormuş gibi hemen uykuya daldım.

***
Helüü!

Bölüm nasıldı?

Ay çok ciddi oldum.

Uf aman neyse.

Satır aralarındaki yorumlarınız beni çook mutlu ediyorr!

Yıldızı parlatmak = yazarın motive olması = daha uzun bölümler!

🇹🇷🐺🤘









Rastgele Beşinci Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin