2,6

1.6K 102 29
                                    

Selamlarr! Nabersinizz!?

Aşk dolu bir bölümle geldim sizee

İyi okuyun tamam mı kuzularım. Yıldıza basmayı, yorum atmayı unutmayıın.

Medya: Adamlar-Derine İndik

***

Hastaneden çıkalı üç gün oldu. Meriç kendi evime gitmeme izin vermeyip resmen beni kendi evine taşıdı

Allah'tan bayıldık. Kendimi Feriha gibi hissediyorum.

Meriç bu üç günlük süreçte ilgisini benden hiç ayırmadı, normalde de ilgiliydi ama şu an her hareketime bir tepki gösteriyor. Ve en ufak harekette hastaneye gitmeye çalışıyor. Ne kadar hoşuma gitmiyormuş gibi yapsam da insanın bir götü kalkmıyor değil.

Koray ben hastaneden çıktıktan bir gün sonra memlekete geri döndü. Meriç'te eski yayın programına geri döndü.

Meriçin yayınlarının bazen ırl*, bazen de oyun kısımlarına katılıyorum. Hatta bu akşam da yayına katılacağım.

O tatsız olaya dönersek Meriç ve Kerem o olaya müdahale etmeme asla izin vermiyorlar. Onlar halledermiş. Meriç'i ne kadar karanlık geçmişime dahil etmek istemesem de olayların akış hızı bazı şeylere müdahale etme yetkimi elimden alıyor.

"Güzelim?"

Meriç'e döndüm " efendim hayatım?"

" Dalmışsın, Seslendim duymadın. Kahve yapmıştım." Elindeki iki kupayı oturduğum beyaz L koltuğün önündeki masaya bıraktı ve yanıma oturdu.

Kafasını omzuma koydu ve derin bir nefes aldı.

" Ne düşünüyorsun? "

" Son olayları, bayılmamı, o saçma yazıyı, beni, seni, bizi.."

İki elini belime sardı ve benim ona dönmemi sağladı, bende iki elimi onun omzuna sardım. Kafasını omzuma gömdü. Sarıldık yani.

"Bizi?"

Konuşurken dudaklarının hareketini boynumda hissediyordum. Bu da vücudumdan bir ürperti geçmesine sebep oluyor, kalp atışlarım anında hızlanıyordu.

" Bizi.. geleceği, belki evliliğimizi, belki gelecekteki çocuklarımızı.. bizim hayatımızı."

Boynuma gömülü kafasını kaldırdı ve parlak gözlerle gözlerime baktı. O kadar yoğun bakıyordu ki..

"Bakma öyle."

Ufak bir tebessümle " nasıl bakmayayım? "

" Güzel.. çok güzel bakıyorsun. Yapma."

Daha da güzel bakması tüm dengelerini altüst ediyordu. Vücudum hiç bilmediğim hislerle başa çıkmaya çalışıyor, ama bu garip bir şekilde çok güzel hissettiriyordu.

" Sende o kadar mükemmel cümleler kurma o zaman. "

" Seninle hayal ettiklerimi paylaşmayayım mı yani?"

Omuzlarımdan tuttu ve beni kendinden uzaklaştırdı. Gözlerime baktı, gözlerine baktım. Gözleri doldu. Gözleri doldu? Gözleri doldu!

Ve hemen beni kendine çekip sıkıca sarıldı. " Ulan ben seni çok seviyorum.."

Bu bana karşı bir itraf değil de sanki daha çok farkına vardığı bir gerçek gibiydi.

" Eğer aşk buysa, ben sana aşığım Seren Aşıkoğlu.."

" Eğer aşk buysa, ben sana aşığım Meriç Dağdelen."

O vardı, ben vardım, biz vardık. Engeller yoktu, rampa yoktu, çukurlar yoktu.. dümdüz bir ova vardı önümüzde, Ötüken gibi, ve biz yavaş yavaş bu ovaya kurulacaktık.

Rastgele Beşinci Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin