29. Bölüm

260 17 7
                                    

Doruk sabah uyandığında Ayaz'ın cama bakarak derin derin düşüncelere daldığını farketti çünkü 3 defa Ayaz demesine rağmen minik bedeni duymamıştı.

Biraz doğruldu o sırada bacağındaki yarayı unutmuş beden biraz hızlı hareket edince acıyla inledi. O sırada telaşlı gözlerle döndü Ayaz.

"İyi misin?"

"Bak ya adama 3 defa Ayaz diyorum minicik iniltiye bakıyor."

Ayaz sinirli sinirli bakan bebeğini yavaşça çekip sarıldı.

Doruk hem sımsıkı hem de incitmekten korkan adamın sarılışına boynuna bir öpücük kondurarak yanıtladı. 

"Nefesim?"

Ayaz kafasını kaldırıp Doruk ile göz temasını kesmeden derin derin baktı gözlerine.

"Bir şey oldu ve bana söylemeye çekiniyorsun."

Ayaz kafasını salladı.

"Bebeğim Arslan hapishanede intihar etmiş."

Doruk ifadesiz bakmaya devam etti. Ayaz her tepkisiz anında korkuyla baktı Doruk'a.

"Tamam."

"Tamam mı?"

"Evet tamam."

"Sorun yok o zaman."

"Nefesim sen de biliyorsun benim canımı ne kadar yaktığını son yaptıklarından sonra da büyük bir savaş verdim. Ama iyiyim ben cidden iyiyim. Çünkü sen varsın benim yanımda sen benim söylenmemiş sözlerim alamadığım nefesim ve iki gözümsün bunlardan birini kaybetsen insan gibi hissetmezsin ya ben seninle iyi ki yaşıyorum diyorum seni çok ama çok seviyorum."

Ayaz'ın gözlerinden akan yaşları silip öpücük bıraktı yerlerine Doruk. Ayaz'ın duygu yoğunluğundan akan yaşları sadece mutluluktandı.

"O zaman bir şey daha söyleyeceğim. Bence biraz buralardan uzaklaşalım ister yurt dışı ister yurt içi sen nereyi istersen."

"Hayatım bizim artık işe gidip çalışmamız gerek değil mi bir de bacağımdan ayağa bile kalkamıyorum ben."

Ayaz Doruk'u kucağına alıp bir tur döndürdü.

"Ben seni kucağımda taşırım. Ayrıca senin patronun ben değil miyim iş gezisi haline dönüştürürüm. Hollanda'da ortaklarımız yanına gideriz. Bayadır yoklamıyordum. Sen evet de ben her şeyi hallederim."

"Pekala sana bıraktım o zaman."

"Tamamdır bebeğim şimdi sen azıcık daha uyu benim minik bir işim var."

Ayaz Doruk'un alnına öpücük bırakıp çıktı odadan. Doruk yeni uyanmanın verdiği mahmurlukla geri daldı uykusuna. Bu arada Arslan aklının ucundan dahi geçmedi. Onun yüzünden mutluluğunu zedelemeyecekti çünkü. Değmezdi.

Yeniden uyandığında aşağıdan gülüşme sesleri geliyordu. O sırada sesler kesilmiş. Ayaz minik bebeğini uyandırmaya gelmişti ama uyanık duran bebeği ile gülümsedi.

"Aşağıda misafirlerimiz var. Senin kıyafetlerini giydirelim çook mutlu olacaksın."

Doruk'u teker teker giydirip gür saçlarına şekil verip tek hamle ile kucağına aldı kuş gibi hafif bedeni.

Aşağıya inince meraklı gözlerle etrafa baktığı sırada Emre'yi Zafer Amca'yı Sultan Teyze'yi ve Selin'i gördü. Mutlulukla gülümsedi. Ayaz koltuğa yavaşca bırakıp alnına öpücük bıraktı. O sırada Emre ve Doruk bol ağlaşmalı hasret gideriyolardı. Zafer ile Sultan ise Doruk'un nasıl olduğuyla ilgili şeyleri dinlerken derin bir sohbete koyuldu bütün aile. Doruk iyiydi. Çok mutluydu.

TRAVMA (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin