2.Bölüm

1.2K 55 6
                                    

Yazar'dan

Doruk sabah gelir gelmez girdiği toplantıda ekibini tanıyordu.
Sena ve Canan cana yakın duruyorlardı. Akın ve Ekrem'in davranışını babacan bulmuştu. Rüzgar ortam çocuğu gibiydi daha çok eğlence peşinde gibi duruyordu. İçlerinden biri ürkütüyordu mavi gözlüyü. Selda. Kötü bakıyordu boğacak gibi anlayamamıştı. Ayaz'ın desteği ile arada dönen sohbete ayak uydurdu. Ayaz bu işi onun yönetmesini ve son düzenlemelere kadar Doruk'un düzelteceğini bu işte güzel bir sonuç çıkarırsa ekip lideri olarak devam edeceğini anlattı ekibe. Sena, Canan, Ekrem, Akın halinden memnun görünüyordu. Rüzgar'ın umurunda değildi. Selda ise artık daha da korkunç duruyordu. 1 saatlik toplantının ardından hepsi de işe koyuldu. Doruk yapacakları işi kısa anlatıp görev ayrımı yaptı. İşin ana hatlarıyla beraber mail üzerinden bilgisayarlara gönderip eğer lider olursa alabileceği odaya girdi. Boydan boya cam olan odada güzel masasının karşında stor perde ile kapalı bir alan vardı. Stor perdeyi açınca Ayaz'ın odasını görebildiği bir alan vardı. Stor perdeyi açık bırakarak çalışmaya koyuldu. Ekip lideri olmak istiyordu. Bu işi alabileceğini de biliyordu. Bunca yıl boşuna okumamıştı.

2 saatlik çalışmanın üstüne kahve almak için odadan çıktı. Ofisi tam gezememişti. Elinde kahve ile çıkan adamın girdiği alana girdi. Doğru yere girdiğinde mutlulukla kahve makinesine yöneldi. O sırada aklında onlarca soru işaretini düşünüyordu. Gözleri uzaklara dalıp gitti. O sırada arkasında erkeksi gür sesi duymasıyla yerinden sıçradı. Hemen arkasına döndü.
"Pardon Doruk korkuttum mu seni otur şöyle bembeyaz oldun."

Ayaz sandalyeyi çekip Doruk'un oturmasını sağladı.

"Yok yok bir şey düşünüyordum bir anda gelince ufak korktum sıkıntı yok."

Kahve makinesinin kahvenin hazır olduğuna dair sesi gelince Doruk ayaklanacakken Ayaz fincanı Doruk'un önüne bırakmıştı bile.

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim. İş nasıl gidiyor yardıma ihtiyacın var mı?"

"Daha ana hatlarındayız ilerisine bakacağız bakalım."

"Peki o zaman biliyorsun hemen yan odandayım bir şeye ihtiyacın olursa yanıma gelmen yeterli."

"Teşekkür ederim Ayaz."

Ayaz gülümseyip gitti. Doruk Ayaz gitmeden incelemeden geçemedi. Kemikli parmaklarındaki yüzüklere bakmıştı. Yüzük demişken acaba sevgilisi var mı diye düşünmeyi de geçemedi. Sonra ise aman canım beni ne ilgilendirir ki diyip elindeki fincanla odasına gidip işine devam etti.

Öğle saatine kadar aralıksız çalıştı. Arada Sena ile Ekrem gelmişti odasına. İkisi de iş ile konuşmuş gitmişlerdi. Bir süre sonra karnının guruldamasıyla dün geceden beri doğru dürüst bir şey yemeyen Doruk iki kat üste olduğunu öğrendiği yemekhaneye gitti. Yemekhane iyi ki boştu yoksa aşağı geri inerdi. Nefret ederdi kalabalıktan. Ekibinin oturduğu masaya baktı. Ayaz'da oradaydı masada tek bir boş alan vardı. Oraya oturup sohbetlerini bozmak istemedi. Biliyordu son gelen hep dışlanırdı. Yemeğini yerken tam karşına bir tabak geldi karşısına oturan kişiye baktığında Ayaz'ın olduğunu gördü. Doruk yediği yemeğin boğazında kalmasıyla öksürdü. Bu adamın yanında ne oluyordu kendisine ?

Ayaz su bardağını eline verdi. Doruk içine kadar bekledi. Doruk yutkununca Ayaz boğazını temizleyerek konuştu.

"Galiba vücudunun bana alerjisi var beni görünce ya korkuyor ya yemeğin boğazında kalıyor."

Ayaz'ın dediğine kıkırdadı o sırada Ayaz'ın etkilenmiş gözleriyle baktığından haberi yoktu Doruk'un. Ayaz ise mavi gözlüye gülmek ne kadar yakıştığını düşünmekten ne diyeceğini unutmuştu. Silkelenip devam etti Ayaz.

TRAVMA (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin