Slytherin evinde Helen hakkında bir konuşma yapılacaktı. Ne öğrenirlerse onlar için kârdı.
DM: Bakalım neler karıştırıyorsun?
Draco elimi yukarı kaldırınca slytherin ortak salonunda olanlar ona bakmıştı. Mattheo boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
MR: Bu eve gelen kapüşonlu kız hakkında ne biliyorsunuz!?
Hepsi susmuştu. Çünkü Helen'i sadece Pansy ve Fleur biliyordu öğrenci olarak.
TR: Bir şey bildikleri yok. Kız hakkında dedikodu çıkarıp onu kötü duruma düşürme hayalleri var.
AG: Benim bildiğim bir şey var!
Hepsi astoria'ya bakmıştı.
AG: O da kızın zevksiz olduğu!
MR: Bunu nereden çıkardın astoria?
AG: Yoldayken kızın boynuna bakın. Yeşil bir kolye var.
DM: Yeşil mi...?
MR: O ne kolyesi Draco?
DM: Malfoy soyadında anneden kıza geçen yeşil ve yılan detaylı bir kolye var. O kolye annemde ve geleceğe aktarılmadı çünkü annemin bir kız çocuğu olmadı.
TR: Konuyu daha çok aç.
DM: Annem yani Black soyunda bir gelenek var. Anneden kıza miras bırakmak. Büyükannem anneme düğününde miras olarak bir kolye vermiş ve bu kolyede annemin kızına 17 yaşında vermesi gereken bir kolyeymiş.
BZ: Yani kızımız Malf-
PP: Kız hakkında yalan yanlış şeyler çıkartmayın. Salondasınız ve herkes sizi dinliyor!
Tom kızı incelemeye çalışıyordu. Helen ise yüzünde sırıtması ile duruyordu.
TR: Neden gülüyorsun?
PP: Ben gülmüyorum.
TR: Sana demiyorum yanında ki kıza diyorum. Neden gülüyorsun!?
Helen birkaç adım geriye gitmişti. Pansy ise odasına gitmeye başlamıştı. Helen arkaya gittikçe kara göle bakan cama gidiyordu.
MR: Oraya atlama gibi bir şey yapayım deme!?
HM: *sessiz bir sesle*neden olmasın Matt?
MR: Aynı yerde.
Helen eğilmişti sonra ise arka tarafa dalmıştı. Tom koşmuş ve kıza bakmıştı ama görünürde ne kız ne de su dalgası vardı.
TR: ŞU SİKTİĞİMİN YERİNDE BİRİDE NORMAL OLSUN?!?!?
Tom sinirle yukarı çıkıyordu. Bütün salonun ağzını bıçak açmıyordu çünkü biri birşey derse ölme ihtimali yüksekti.
.
.
.
End.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy's
Fanfiction"Eğil" dedim sertçe. Diz çökmesini istiyordum. Yenilgiyi kabul etmesini ve kraliçesine saygı göstermesini. Eğildi. Dizlerinin üzerine çöktü. Ve yeminini etti. "Canımın, malımın ve ruhumun üzerine yemin ederim ki... Bu bir yenilgiydi..."