Chapter 13

104 6 25
                                    

->Helen'in gözünden

Pansy ile hemen odaya gelmiştik. Kıyafetleri giymeden önce makyajımızı yapmış daha sonra elbiseyi gitmiş en sonda saçımızı yapmıştık.

HM: Hadi pansy! Seni görmeden gidersem öldürsünler beni?

PP: Ay geliyorum dur. Takıyı takması çok zor.

HM: Yardım gerekli mi?

Ayağa kalkmıştım lavaboya giderken aniden kapı açıldı ve kapıya baktım.

MR: Hanımefendi. Ben seni nasıl hâlâ abime kaptırdığımı bilmiyorum.

HM: Kaptırmadın zaten. Beni zorla kaptırdılar.

PP: HAZIRIM ULAN!

HM: GÖZÜMDE YAŞ KALBİMDE SIZI. GEL ARTIK AMK KIZI!

MR: JALSJWŞDKEĞEKFPDLSĞS

PP: Geliyorum.

Pansy yavaş adımlarla lavobadan çıkmıştı. En sonunda o güzel elbisesinin içinde onu görmüştüm... Çok güzeldi.

MR: Ee Helen bu arada Tom kapıda seni bekliyor.

HM: Şimdi mi söylenir acaba? Lütfen bu şimdi mi söylenir Matt.

MR: Ne bileyim ben.

TR: Hadi Helen Ay Narcissa Riddle.

MR, PP: NEY!?

HM: Ne dedi az önce o.

PP: Senin soyadın yerine. Riddle'mı koydu o az önce?

TR: Senle görüşeceğiz Pansy Parkinson. Şimdi Leydi Malfoy dışarı çıkın.

Hızlıca dışarı çıkmıştım. Tom kapıyı tutan sol duvara yaşlanmış bekliyordu. Yanına geldiğimde uzun süre bedenimde gezdi o koyu renk gözleri. Yalan değil onda hoşuma giden bazı şeyler vardı.

TR: Yüce İsa sana geliyorum. Neyse. Hadi gidelim.

PP: Blaize'de geldi. En son siz gelin.

HM: Tamam siz gid-

MUGGLER ÖLMELİ!
ÖLMELİ!
ÖLMELİ!

Kafamda dolanan bu sözler etrafıma bakmama sebep oldu. Ama birşey göremeyince yeniden önüme döndüm.

ÖLSÜNDE BANA MİYE SÖYLÜYON?!

TR: Nereye baktın?

HM: Bir durum yok. Zaten sadece bu gece için yan yana ve beraberiz.

TR: Boynuna bunu tak.

Riddle arkasından çıkardığı seti bana uzattı. Kapağını bir çırpıda açtım. Ve işte o güzeller karşımdaydı. Siyah detaylı bir kolye ve onu tamamlayan bir çift küpe.

Kolyeyi kutudan çıkardım ve Tom'a uzattım.

HM: Sanırım bir arkadaşlık başlatmamız gerekli. İlk adımı ben atayım. Takar mısın?

TR: Tabii.

Tom eline aldığı kolyeyi boyuma takmıştı. En sonunda gerçekten hazır olmuştum.

HM: Geç kalacağız hadi.

TR: Önden.

Yavaş adımlarla merdivenlerden inmeye başlamıştım. Her adımımda topuklu ayakkabıdan çıkan ses beni tatmin ediyordu. En sonunda aşağıya varmıştık. Zaten salon sadece iki koridor vardı. Tom bana kolunu uzattı. Nazikçe o koldan destek alarak yürümeye başladım. En sonunda salona gelmiştik. Biz geldiğimizde kapılar açıldı ve içeri girdik. Masaya geçip oturduğumuzda bütün gözler bize bakıyordu.

TR: Önünüze bakın.

Ve evet. Bütün herkes iki kelimeyle önlerine dönmüşlerdi.

HELEN AY MALFOY.
AŞAĞIYA GEL. AŞAĞIYA GEL.

Yeniden aynı ses. Tanıdık ama nereden bilmediğim o ses.

Tek hareketim ile DJ bölümünde olan aletleri kontrol altına aldım. Yavaş müzik açtım ve işte başladılar. Herkes dans ediyordu. Tom ayağa kalktı ve elini uzattı.

Geliyorum. Bekle.

Dansa kalktık ve diğerlerine uyum göstermeye başladık. Dans bitişindeyse içki dağıtımı yapıldı.

Helen Ay Malfoy. Yanıma gel.
YANIMA GEL ARTIK.
GEL AMK KIZI.

GELİYOM LAN GELİYOM.

HM: Güzel gece için teşekkür ederim. Ama artık gitsem iyi olac-

MR: Bu içki benden olsun.

HM: Ama Matt git- tamam.

Elime içkiyi aldım ve dışarı çıktım. Hiçkimse hiçbir şey umrumda değilmişcesine dışarı çıktım.

Neredesin? Yerini söyle.

Sırlar Odasındayım Leydimiz.

Kullanılmayan kızlar helasına gittim. Yılan simgesi arıyordum. Ve bulmuştum. Soldan 5. Musluk. Çatalca bişiler dedim ve işte kapı açılmıştı.

Merdiven niye yok ya?

İn artık aşağıya ya.

Geliyom be. Sende ne sabırsızmışsın. Aşağıya kaydım ve işte oradaydım. Güzeller güzeli sırlar odasının kapısının önünde. 7 başlı yılan kapısının önünde...

Yılanın başına yavaşça elimi değdirdim ve 8. Yılan 6 yılanın etrafında dolanmaya başladı. En sonunda kapı açıldı ve içeriye girdim.

Basilisk: Hoş geldiniz leydim.

HM: Hoş buldum Helia.

Basilisk: Helia?

HM: Adını sorsam söyleyecek misin?

Basilisk: Hayır?

HM: O yüzden adın bundan sonra Helia.

.
.
.
End.

Malfoy'sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin