Draco'ya sadece birkaç adımım kalmıştı. Seslendim.
HM: Babam ne yazmış?
Draco bana döndü. Saçımı açtım ve aşağı süzülmelerine izin verdim. İkizimdi o benim. Biri birimizin diğer cinsiyetteki versiyonuydu.
Draco bana bakınca gözlerinin dolduğunu gördüm. Kollarımı sağa ve sola açtım. Draco koşarak bana sarıldı.
DM: Özür dilerim!
HM: Özür dilemene gerek yok. Sadece sessiz ol. Diğerleri uyanmasın.
DM: Senin hakkında neler düşündüm! Özür dilerim çok özür dilerim..
Draco'nun saçı ile uğraşmaya başladım. Birazda olsa sakinleşmişti. İkimizi kendi odasına cisimledim. Kısa sürede bir uyku iksiri hazırladım ve hemen Draco'ya içirdim. Yaklaşık 2 dakika sonra uyumuştu. Hızlıca odadan çıktım ve kendi odama gittim. O sırada garip bir ses duydum.
Helen... Yanıma gel.. Açım.
Sesin nereden geldiğini araştırmaya başlama kararı aldım. Hızlıca yanıma aldığım birkaç parça eti küçülttüm ve yola çıktım. İlk önce hogwarts'ın dışarısına daha sonra da karanlık ormana. İşte orada duruyordu. Sadık yardımcım... Kurtlarım ve kurt adamlarım. Yanlarına geldiğimde önümde eğildiler. Bende onlara saygıyla baktım. En sonunda elimde olan etleri yere koydum ve boyutunu büyüttüm.
Planımız nedir kraliçem?
HM: Sizi şu anda çıkarmak gibi bir amacım yok. Hatta perileri ziyarete gideceğim.
"Pekala kraliçem iyi geceler diliyoruz."
HM: Sadece gelecek güne kadar sağlam kalın. Ortalarda dolaşan tehditleri ne yaptınız?
"Dediğiniz gibi öldürdük efendim."
HM: Aferin size. Şimdi perilerin yanına gidiyorum ben. Size de afiyet olsun. Bir isteğiniz olduğunda seslenin.
"Teşekkürler efendim."
Yürümeye devam ettim. Bu sefer perilerle görüşecektim. Kapüşonumu açtım ve güçlerimi kullanmaya başladım. Etrafımda olan görünmezlik kalkanına güveniyordum. İşte o arada periler kalkandan girmeye başladılar. Saçlarım ışıldar duruma geldiler. Periler saçlarıma yaklaştılar.
"leydim."
HM: Hoş geldiniz hoş geldinizzz!
"Leydim iyi misiniz?"
HM: Biliyorum çok saçma bir karşılama oldu ama-
"Leydim?"
HM: Efendim?
"Güçlenmişsiniz. Yeni güçleriniz gelmiş."
HM: Nasıl oluyor o?
"Biz periler parıldayan saçlarınızda güçlerinize ait renkleri görebiliyoruz. Sizde neredeyse çoğu renkler var."
HM: Gerçekten mi..?
"Bu duruma üzülmediniz değil mi leydim?"
HM: Zaten şu anda kullanabildiğim güçlerimle bile bu kadar düşman kazandım. Yeni güçlerle...
"Size el falı bakmamızı ister misiniz?"
HM: Bak bakalım fala inanma falsızda kalma derler.
Peri yavaşça elime indi. Gülümseyerek bana baktı.
"Leydim. Önünüze çok yakışıklı uzun boylu birisi çıkmış. Sevmemişsiniz. Ama o size karşı duygularını netleştirememiş. Başka bir durumda uzun bir zamanda kendi krallığınızı ortaya çıkaracağınızı görüyorum. Ayrıca yakın bir zamanda da okulda bir patlama olacağa benziyor. Pek patlama denmez planlar ortaya çıkıp büyük bir durum olacak gibi.. "
HM: Patlama tamam. Severim. Ama krallığımı su üzerine çıkarmak ve de birine aşık olmak gibi bir şey yapacağımı sanmıyorum.
" Sadece el falı bu leydim. Siz demediniz mi fala inanma falsızda kalma diye? "
Gülmüştüm. Korumayı etrafımdan kaldırdığımda sabah olduğunu gördüm. Yine bir gecemi uykusuz geçirmiştim. Kahve içmem gerekliydi ve de bugün balo vardı! Ah yazar ah! Neden yarın akşama koymadın ki?
(İşim var yavrum. Yarınla uğraşamam ben. Ayrıca senin işin yok muydu?)
Hasssssss! Doğru. Pansy'i uyandırayım ben.
.
.
.
End.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy's
Fanfiction"Eğil" dedim sertçe. Diz çökmesini istiyordum. Yenilgiyi kabul etmesini ve kraliçesine saygı göstermesini. Eğildi. Dizlerinin üzerine çöktü. Ve yeminini etti. "Canımın, malımın ve ruhumun üzerine yemin ederim ki... Bu bir yenilgiydi..."