Koşarak okula girmiştim. Ayakkabılarımın sesi bütün koridorda yankılanıyordu. Ama ben yinede koşmaya devam ediyordum. En sonunda odaya vardım ve hızlıca üzerimi değiştirdim. Daha sonra da pansy'in yatağının başına geçtim. Dürttüm onu.
HM: Üzgünüm geç kaldım ama uyanman lazım.
Pansy birkaç defa mırıldanmıştı ama uyanmamıştı. Bu sefer kafasında bir adet su torbası yaptım. Uzaklaştım ve kafasına torbayı bıraktım. Su kafasına ulaştığı anda korkuyla bağırdı. Bende kenarda gülmekle ilgileniyordum. Pansy ayağa kalktı ve üzerime gelmeye başladı. Yolda olan kıyafetleri görmediği için takılıp düştü. Ben daha çok gülmeye başladım. En sonunda odaya biri daldı. Pansy yerde ağlarken ben kenarda kahkahalardan boğuluyordum.
MR: Ne yaşadınız oğlum siz?
HM: PUHAHAHAHAHAHAHAHAHA!
MR: OHA kızım evrim geçireceksin!
Mattheo Pansy'e baktığında o da gülmeye başlamıştı. Pansy yerde ağlarken biz gülüyorduk. Odamıza gelen 1 kişi daha vardı. Five Hargreeves.
FH: Helen Malfoy. Sizi görmek bir şereftir.
Nazikçe elimi kaldırıp dudaklarının üzerine koyduğunda gülümsedim.
HM: Five Hargreeves. Bu ne centilmenlik?
MR: Ehh siz birbirinizi nasıl tanıyorsunuz?
HM: Zihnini okudum. Mektupta adımı gördü. Sadece bu kadar. Ve de benim hakkımda yalan yanlış bilgiler edinme. Tanışırız zaten.
FH: Umarım. Bu kadar güzel bir hanımefendi ile tanışmamak salaklık olur değil mi?
MR: Yavaş yavaşş YAVAŞŞŞŞ. Tom ne dedi biliyorsun.
FH: Hıh napim.
HM: Hey hey hey Tom Riddle size ne dedi?
MR: Senin onunla baloya gideceğini bütün slytherin ortak salonunda bağıra bağıra söyledi daha napsın?
HM: YA ANANIN. ANANIN ANANIN. ANAAN!
(Bence burdan bir Alraen izleyicisi olduğum anlaşılmıştır...)PP: Helen hadi kıyafet almaya gideceğiz daha.
HM: Ah doğru hadi gidelim. Ama süpürge lazım. Süpürgeleri nereden buluruz?
MR: Benimkini alabilirsin.
HM: Benim var ki? Senin var mı Pansy?
PP: Var. Ama senin süpürge nerede?
Islık çalmıştım. Ve o anda camda bir süpürge belirtmişti.
HM: Hadi atla gidelim.
Pansy dolaptan süpürgesini çıkarmıştı. Bende süpürgeme bindim. Pansy arkadan gelecekti.
FH: Helen kıyafetin gelmiştir senin. Tom seninle görüşecekmiş haberin olsun.
HM: Ay Mattheo ciddiyim senden daha çok yararım Five istiyor. Bu arada sizde gelmek ister misiniz?
MR ve FH: OLUYYYYYY
HM: AY TİMAM HADİ SÜPÜRGENİZİ ALIP GELİNNN!
PP: H-hazı AAAAAĞH hazırım.
(Burada AAAAĞH'ın geldiği anlama esneme. Üşendim yazmaya AAAAĞH yazıcam)
HM: Pansy üzerini değiştir. Pijamaların var hâlâ.
Pansy üzerine bakmış ve hızla kıyafetlerimden birkaçını seçip banyoya girmişti. Kıyafetleri giyip çıktığında gerçekten yakışmış olduğunu görmüştüm.
PP: Senin kıyafetleri giydim. Sorun olmaz değil mi?
HM: Yakışmış. Çıkarma onu. Ayrıca senin üzerine başka ne yakışır biliyor musun?
PP: Ne yakışır?
HM: Bir strablez ve türbe yeşili elbise. Ayrıca Blaize.
PP: YA HELEN!
HM: KOMİKTİ AMA!
PP: HADİ HELEN HADİ. SUS.
MR ve FH: Biz geldik hadi gidelim.
Hepimiz süpürgelere atlamıştık. Cadı kazanına gidecektik. Yolda biraz aşağıya bakıyordum. Merak ettiğim çok yer vardı.
HM: Hey aşağıda olan takıcıya bir inelim mi? Ne dersiniz?
MR: Tatlım biz burada ayrılalım Five ile benim işim var ama siz Pansy ile gidebilirsiniz.
HM: Ne dersin Pansy? Gidelim mi? Takıları alırız en azından.
PP: HADİ İNELİM.
Yavaşça aşağı inmiştik. İndiğimizde karşılaştığımız herşey çok güzeldi.
PP: Hadi içeri girelim. Fiyatlar falan iyi ayrıca sana set alırız. Babanın sana takı göndereceği yok. En azından biz alalım.
HM: Ben sana alalım diye indim ama bir şey beğenirsem alırım zaten.
TR: *sessizce aşklarım* aaa hayır hanımefendi almayacaksın. Daha doğrusu alamayacaksın.
Sırtımda hissettiğim sıcak nefesle arkamı döndüm ama hiç kimse olmadığını görünce yeniden önüme döndüm. Pansy dükkana girmişti. Bende arkasından gittim.
PP: Şu takım sana çoook yakışır.
HM: Bende sana şu takımı düşünmüştüm. Tatlı ve asil duruyor.
PP: Aslında onu bende sana beğenmiştim. Neyse o dursun biz bunu alalım. Ya da 4 set alalım. Ne dersin?
HM: Önce denesen mi? Hani teninin üzerinde falan. Nasıl duruyor görürüz.
PP: Şurada olan 4 tane seti çıkarır mısınız lütfen? Arkadaşı- kardeşim ile deneyeceğiz de.
Çalışan büyücü: Tabii ki efendim.
4 seti dışarı çıkarmışlardı. Pansy hepsini denemiş ama en çok benim seçtiğimi beğenmişti. Ama kötü olan ben dört setide sevmiştim.
HM: Pansy sana bu seti alalım saat çok geç oldu daha hazırlanacağız çünkü.
PP: Ah ama sen ne olacaksın?
HM: Birkaç takım var onları takarım hadi elbisen yok!
Pansy hızlıca parayı ödemiş ve dışarı çıkmıştı. Arkasından son kez setlere bakmış ve bende çıkmıştım.
PP: Şu karşı dükkana geçelim. Güzel elbise modelleri var. Hızlıca alıp çıkalım.
Kafamı sallamış ve hızlıca dükkana girmiştim. Elinden tuttuğum Pansy'i de arkamdan sürüklemiştim.
Pansy birkaç elbise dememişti ve kolyeye en çok yakışan elbiseyi seçmişti. Uzun saçları elbise üzerinde çok güzel duruyordu..
HM: Hadiii-
HM ve PP: HAZIRLANALIMMM!
.
.
.
End.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy's
Fanfiction"Eğil" dedim sertçe. Diz çökmesini istiyordum. Yenilgiyi kabul etmesini ve kraliçesine saygı göstermesini. Eğildi. Dizlerinin üzerine çöktü. Ve yeminini etti. "Canımın, malımın ve ruhumun üzerine yemin ederim ki... Bu bir yenilgiydi..."