Rabia'dan
Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Yerimden doğrulmaya çalıştığımda vücuduma bir ağrı saplanmıştı.
Hiç böyle olmamıştı vurulmalarımda.
Birinde böyle olmuştu sadece, o da...
O adamın silahının içindeki madde ile lanet'in (üvey baba ) silahındaki madde aynıydı.
Derin bir nefes aldım ve düşünmeyi bıraktım.
Yatağın yanındaki kırmızı düğmeye bastım.
Bir kaç dakika sonra hemşirenin gelmesiyle tekrar doğruldum, o sırada camdan bana endişeli gözlerle bakan sinan yüzbaşıyı gördüm.
Hemen baş selamı verdim, 'sen akıllanmazsın' bakışı atmıştı bana.
Hemşire hanım doktor beyi çağırırken, kontrollerim yapılırken, yeni odaya alınırken, veya ben çaktırmadan kaçmaya çalışırken bile sinan yüzbaşı yanımdaydı.
Haliyle şuan yatakta yatıyor ve sinan yüzbaşının zoruyla sultan teyzenin ( sinanın annesi ) gönderdiği çorbayı yemeye çalışmaya çalışıyordum...
" rabia aç su ağzını bak kızıyorum haa"
" yüzbaşım cidden bırakın yiyemiyorum bakın vallahi yiyemiyorum bakın üzerinize kusarım, ciddiyim "
Bıkkınlıkla nefes verdi.
" kusabilirsin , serbest, ama bu bitecek"
" yüzba-" kaşığı ağzıma tıkmasıyla susmak zorunda kalmıştım.
Zorlukla yutkunurken çorbanın içindeki acı boğazımı delerek geçmişti
" yüzbaşım bunun içinde ne var allah aşkına diyorum. Çok acı , tekrar vurun beni yoğun bakım, koma yatayım ama yemeyeyim ne olur "
" annemin yaptığı yemeği beğenmiyormusun ... Tamam öyle düşünmemiştim kusura bakma "
Çorbayı geri tepsiye koyarken kendime sövüyordum.
" yüzbaşım cidden güzel , bakın vallahi çok güzel ama acı. Çok acı "
" tamam rabia bir şey demiyorum, yeme "
Eşyaları toplarken içimden gelen dürtüyle toplayan elini tuttum ve çorbayı elinden aldım ve içmeye başladım.
Boğazımı yaksa bile güzeldi. Yani yüzbaşının üzülmesini istediğimden değildi , hemde hiç değildi...
" rabia ver şunu, sen dedim acı diye "
Elimden almaya çalıştı ama kaşığı eline verip tabağı tepeme diktim.
Hepsi bitince tabağı yüzbaşına verdim.
" annenizin ellerine sağlık. Hangi biber bilmiyorum ama baya kaliteli."
Başını sağa döndürerek güldü.
" sen varya cidden... Neyse "
" hey hey hey, neymişim ben "
" bir şey değilsin rabia. "
İnanmadığımı belirten bir bakış attım
Ama üstelemedim.
Bir kaç dakika sonra isler bittiğinde yüzbaşı oturmuştu.
" rabia bir sey söyleyecektim ben sana unuttum "
" dinliyorum."
" neredeyse düz hesap 4 gündür buradasın. Hasan albayı aradım ben ama açmadı, ailen kim onuda bilmiyorum, yani burada olduğundan ailenin haberi yok "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
benim ailem vatanımdır
Randomaile kurgusudur klasik bir şey yazıyorum umarım beğenirsiniz