"Kutsal kitaplarda çokça adı geçen şeytan, gerçek dünyada size ahlak dersi veren bir yobazdan başka bir şey değildir."
~ Nietzche
*
"Harry kes şunu."
Farkında olmadan oturduğu tahta sırada asasıyla ritim tutarken, önünde oturan Neville ın kitabının rengini mora çevirdiğinin farkında olmayan Harry, Hermione nin uyarısıyla asasını bıraktı.
Derse bir türlü odaklanamıyordu. Dün akşamdan beri Ginny i düşünmeden duramıyordu. Yeniden Malfoy un peşine düştüğü için mi bu kadar kızmıştı? Daha önce onu hiç bu kadar gergin gördüğünü hatırlamıyordu. Ancak çapulcu haritasını Harry nin cebinde görmeden önce de hali bir tuhaftı. Belki de gerçekten söylediği gibi hastaydı.
Ron a anlatmayı düşünmüştü ama kız karkadeşiyle bir sebepten ötürü arasının açıldığını öğrenirse vereceği tepkiyi kestiremiyordu. Hermione ise kahvaltıda bir sıkıntısı olduğunu hemen anlamıştı. Neler olduğunu anlatması için onu sıkıştırdıktan sonra kabarık saçlı kız "Isabet olmuş." dedi. "Bir daha Malfoy un peşine düşmek gibi saçmalıklar yapmazsın. Ginny başını belaya sokmanı istemediğiden senin için endişelenmiş sadece. Yakında gönlünü alırsın."
"Ama böyle aşırı tepki vermesi tuhaf değil mi?" Harry ısrar etti.
"Belki gerçekten çok sinirlenmiştir. Sırf seni seviyor diye her yanlış davranışını hoş karşılamasını bekleme Harry."
Slughorn nihayet onları günün son dersi olan iksirden azad ettikten sonra eşyalarını cabucak toplayıp akşam yemeğine yetişmek için büyük salona gittiler.
"Önüne baksana Potter."
Harry köşeyi dönerken kime çarptığını fark edince kaşlarını çattı. Tuvaletteki kazadan beri Malfoy u hiç görmemişti. Diğerlerine onu yaraladığını bire bin katarak anlatmış olmalı ki yanındaki slytherin sürüsü Harry e nefretle bakıyorlardı. Özellikle sene sonunda Gryffindor un quidditch kupasını kapmış olması da nefretlerini ikiye katlayan bir faktördü.
Konuşan Blaise Zabini ydi. Malfoy, Harry e sadece tepeden bakmakla yetinmişti.
"Bakmazsa ne olur?" Ron kolunu sıvadı. Her zamanki gibi slytherinlere hiç tahammülü yoktu. "Bir diyeceğin varsa söyle."
"Ron." Hermione uyardı. Zindanları telaşla taradıktan sonra ekledi. "Slughorn hala sınıfta."
"Bulanığı dinlesen iyi olur Weasley. Tek başına bir şey becerdiğin yok çünkü."
Ron öfkeden mora döndü. Yüzü alaycı bir gülümsemeyle çarpıldı. "Gryffindor un attığı fark canınızı çok yaktı herhalde."
"Siz can yakmayı iyi bilirsiniz ne de olsa." Pansy Parkinson köpek havlamasını andıran bir şekilde hırladı "Öyle değil mi Potter?"
"Harry bile isteye kimseye zarar vermez." Hermione kaşlarını çattı. "Tuvalette olanlar bir kazaydı, bunu sen de Malfoy da çok iyi biliyorsunuz-"
"Profesör Snape yetişmeseydi Draco ölüyordu ama!"
"Kazaydı dedik ya!" dedi Ron. Pansy nin sinir bozucu sesini taklit ederek ekledi. "Siz öldürmeyi ne de olsa herkesten daha iyi bilirsiniz."
Malfoy kaşlarını çatmadan önce göz bebeklerinin bir an için büyüdüğünü fark etti Harry.
Slytherinler asalarını çıkarınca karsılık vermeye hazırlanan Ron u sertçe koridorun sonuna çekiştirdi. Ta ki arkalarından alay edip hakaret etmeye devam eden slytherinlerin sesi kesilene kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FACELESS • ~Harry Potter~
FanfictionGece ateşte kavrulurken, Ay güneşe kavuştuğunda, Kedi ve fare oyunu dönecek tersine, Yüzsüz ondan çalınanı geri almak için, Üçüncü kez dönecek evine. Karanlık Lord, kolla kendini. * Tarih 2 Mayıs 1998. Kalenin soğuk duvarları arasından kan ve gö...