17. Bölüm ~ St. Mungo ~

130 24 13
                                    

"Çoğu kişiden epey zeki olduğum için hatarım da o derece muazzam oluyor."

~ A. Dumbledore

*

1931

"Bu kez hataya yer yok."

Gecenin bir yarısı Wool's Yetimanesinin önünde dikilen iki siyah cübbeli yabancı, tüm ışıkların söndüğünden emin olduktan sonra harekete geçtiler.

Hedeflerinde beş yaşında bir oğlan vardı. Hayır, insan suretine bürünmüş bir canavar demek daha doğru olurdu. Kızıl saçlı oğlan diğerinin asasını cübbesinin yeninden çıkarmasını izledi. Bahçe merdivenlerini tırmanırken arkasından takip etti. Arkadaşı kilidi açıp içeri girdi ama yürümeye devam etmediğinde meraklandı.

"Ne oldu Harry?"

Yeşil gözlü oğlan etrafına telaşla bakmaya başlayan Ron a "Kimse yok." dedi.

"O zaman neden durdun?"

Harry hemen yanıt vermedi. Söylemek istediği bir şeyler varmış da bir türlü kelimelere dökemiyormus gibi bir hali vardı. "Bunu yapamayacağım."

Ron şaşırdı. "Ne? Neden-"

"Çünkü o beş yaşındaki bir çocuk Ron. Lanet olası, beş yaşındaki bir çocuk! Gelecekte bir seytana dönüşecek olsa da bir çocuk... Asamı bir çocuğa dogrultma fikrinden nefret ediyorum."

"Günlerdir- hayır, yıllardır onu öldürmek için fırsat kolluyoruz Harry. O zaman da bir cocuğu öldürmek için plan yaptığımızı biliyordun. Neden şimdi?"

"Çünkü..." Harry ne söyleyeceğini bilmiyordu. Asa tutan yumruğunu sıktı. "Onu öldürmeye geldiğimiz ilk geceyi hatırlıyor musun? Yetimhane görevlisi fark ettiği için kaçmıştık. O gün hissettiğim şey ne hayal kırıklığı ne öfkeydi Ron. Sana bunu hic söylemedim ama ben o gece rahatlamıştım. Başarısız olduğumuz için rahatladım ve böyle hissettiğim için kendimden nefret ediyorum. Hele ki annem ve babam onun elinde-" cümleyi tamamlayamadı.

Harry Ron nun ifadesini görmekten korktuğu için gözlerini yere dikmeye devam etti. Bunun ne kadar berbat hissettirdiği hakkında hiçbir fikri yoktu. O canavar ailesini ve arkadaşlarını öldürmüştü. Başarısızlına sevinmek vicdanını sızlatıyordu. Yetimhaneye geldikleri ilk günden beri suçluluk duygusundan gözüne uyku girmiyordu. Ron ile ikinci kez onu öldürme planları yaparken bile aynı duyguyu icinde taşıyordu. Birinin, bir şeyin onlara engel olmasını istemişti ancak bu kez planları kusursuz işliyordu.

Eğer Ron ona bağırırsa kızmaya hakkı yoktu. Çünkü Harry de bu kadar zayıf olduğu için kendinden nefret ediyordu.

Ron nun elini kaldırdığını fark etti ama yerinden kıpırdamadı. Ama Ron beklediği gibi ona vurmak yerine omzunu tutmuştu. Hatta titrek bir nefes bile verdi.

"Bunu duyduğuma rahatladım çünkü ben de aynı şeyi hissediyorum Harry."

Harry şaşkınca başını kaldırıp kızıl saçlı oğlana baktı. Ron acı çekiyormuş gibi bakıyordu. "Gerçekten mi?"

Kızıl saçlı oğlan başını salladı. Mavi gözleri dolmaya başladı. Ya da yüzünün yarısına çarpan ay ışı yüzünden gözü parlıyordu. "Ama sana itiraf etmekten korktum... H-hermione yi öldüren canavarı öldürmekten korktuğumu nasıl söyleyecektim ki?"

FACELESS • ~Harry Potter~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin