"Sakinliğimi çalanlar beni deli olmakla suçluyor."
~Frida Kahlo
*
"Bu taraftan."
Knockturn Yolunda dolaşan siyah pelerinli üç yabancı, şüphe çekmemek için başlarını kaldırmadan sımsıkı sarıldıkları asalarla hızlı hızlı yürüyorlardı. Birinin upuzun bir bıyığı ve sivri burnunda görenleri şaşkına çevirecek korkunç bir çıban vardı. Diğeri bastonundan daha hızlı yürüyen kambur bir cadıydı. Arada çok özlü iksir içtiğini hatırlayıp topallamaya özen gösteriyordu. Diğeri ise sarışın, ergenlik çağına yeni girmiş bir oğlandı. Bu uzaktan bakıldığında nasıl bir araya geldikleri merak konusu olan tuhaf gruba o yön veriyordu.
"Doğru yolda olduğumuza emin misin Ron?"
"Şunu sormayı keser misin Hermione? Daha önce gittik."
"Sanki o zaman böyle dar bir sokak yoktu-"
"İşte, babamın bahsettiğin yaşlı cadı!" Ginny sabırsızca araya girdi. Soldaki dönemeçte bağdaş kurup oturan buruşuk cadıya işaret etti. "O olmalı."
Tuhaf grup vakit kaybetmeden yaşlı cadının yanına gittiler. Önünde yere serdiği paçavranın üzerinde yamuk meyveler, boncuklar, fal küresi, hayvan kemikleri ve buna benzer türlü garip şey vardı. Ron bıyığını düzeltip boğazını temizledi. "Rozmelda sen misin?"
Kadın buruşuk başını kaldırıp onlara baktı. Bir gözü sarı, diğeri gece gibi kapkaraydı. Yarı ayık, yarı uyukluyordu. Öğle uykusundan uyandırıldığı için huysuz görünüyordu. "Benim... Ne almak istiyorsun?"
"Buradakiler işime yaramaz." dedi Ron, paçavraya bakmadı bile. "Özel mallardan gerekiyor."
Yaşlı kadın biraz daha ayılmış göründü. Tekinsiz sarı gözünü üzerlerinde gezdirdi. "Kime hizmet ediyorsun?"
Hermione ve Ron şaşkınca birbirlerine baktılar. Bu soruya nasıl cevap vermeleri gerekiyordu? Babası kadının tuhaf sorular sorduğunu söylemişti ancak bir taraf belirtmek güvenli miydi? Ron tereddüt içinde "Karanlık olmayan ne varsa." dedi.
Cadı Rozmelda biraz düşündükten sonra buruşuk elini havaya kaldırıp arkasındaki duvara işaret etti. "Geçebilirsiniz."
Üçü de sevindiler. Duvara dokununca tıpkı Kings Cross taki gibi görünmez bir geçit açıldı. Hermione önden girdi. Sıra Ginny ve Ron a geldiğinde "Sadece iki kişi." dedi Rozmelda.
"Sen git." dedi Ginny, Ron a. "Sizi dışarıda beklerim."
"Olmaz, seni burada yalnız bırakmam-"
"Acele et, vaktimiz yok." Ginny kaşlarını çattı. "Kendimi koruyabilirim."
Ron hala emin görünmüyordu. "Eğer ölüm yiyenler gelirse sana verdiğim galleona dokun." Ginny onaylayınca o da duvarın arkasında Hermione gibi gözden kayboldu.
Hogwarts Savaşının üzerinden 3 ay geçmesine ragmen büyücülük dünyasında çoğu şey değişmişti. Harry nin ölümüyle birlikte safkan rejimi delilik seviyesindeki bir takıntıyla büyümüştü. Tekinsiz büyücülerin yuvası olan Knocturn Yolu artık muggle doğumluların ve Yoldaşlık üyeleri gibi Voldemort karşıtı politika takip eden büyücülerin pazar yeri haline gelmişti. Safkan büyücüler dışında kimse Diagon Yolunda alışveriş yapamıyordu. Ölüm yiyenler kimseye göz açtırtmıyordu.
Fred ve George un - artık sadece George un - şaka dükkanı bile kapatılmıştı. Weasleyler safkan aile olmalarına rağmen savaşta Harry Potter safında yer aldıkları için en çok arananlar listesinin başında geliyorlardı. Kaçak hayat sürmekten kurtulmanın tek şartı Voldemort a biat etmekti ancak bunu kabul etmek için fazla gururluydular. Bill Fleur ile birlikte çocukları alıp Fransa ya taşınmıştı. Anne ve babası da onlarla birlikte kalıyorlardı. Charlie Romanya da kalmayı tercih etmişti. George ve Percy, Ginny, Hermione ve Ron ile birlikte karargahta yaşıyorlardı. Her şeye rağmen Voldemort a ve ölüm yiyenlerine direnmeye devam ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FACELESS • ~Harry Potter~
Hayran KurguGece ateşte kavrulurken, Ay güneşe kavuştuğunda, Kedi ve fare oyunu dönecek tersine, Yüzsüz ondan çalınanı geri almak için, Üçüncü kez dönecek evine. Karanlık Lord, kolla kendini. * Tarih 2 Mayıs 1998. Kalenin soğuk duvarları arasından kan ve gö...