"Her kim bir canavarla çarpışmayı göze alırsa, bir canavar olmayı da göze alsın. Çünkü karanlığa uzun süre bakarsanız, karanlık da size bakmaya başlar."
~ Nietzsche
*
Harry, artık Harry değildi sanki. Içinde bir şeyler ölmüştü. Ölü bir yıldızın yansımasıydı onda kalanlar. Kara göle vuran ay ışığı, tıpkı gölün derinliklerinde yer alan yosunlar gibi Harry i dibe çekiyordu. Göl onu, hislerini ve bel bağladığı ufak umutları yutuyordu.
"Harry bunun mümkün olduğunu sanmıyorum-"
"O kesinlikle gelecekten geliyor. Neden öyle olmasın ki Hermione?" diye tersledi Harry. "Ginny nin hortkuluklar hakkında her şeyi bilmesinin başka ne açıklaması olabilir? Dumbledore un bana anlattığı hiçbir şeyi sizden başka kimseye anlatmadım ki! Dumbledore un yüzüğü bulmak için günlerdir ortadan kaybolduğunu, bir sonrako hortkuluğu bulmak için onunla yolculuk etmeye söz verdiğini ve Malfoy hakkında söylediklerini... Hortkulukların ne olduğunu Dumbledore bile bilmiyor!"
Harry delirmiş bir vaziyette gölün kenarında voltalar atarken Ron ve Hermione kuzguni saçlı oğlanı endişeyle izliyorlardı.
Ron ve Harry görünmezlik pelerinin altında zindanları dinlerken Mrs Norris ayaklarının dibinde dolanmaya başlamasaydı çok daha fazlasını öğrenmiş olabilirdi. Daha sonra Filch onları kovalamaya başlayınca ortak salona geri dönmek zorunda kalmışlardı. Harry yatakhaneye nasıl çıktığını bile hatırlamıyordu. Şoktan bacakları kaskatı kesilmişti. Ron kolundan çekiştirip durmasaydı kendine gelemezdi.
Bütün gece ikisinin de gözünü uyku tutmamıştı. Sabah kalktıklarında da Hermione planın işe yarayıp yaramadığını sorunca kıza düzgün bir cevap veremediler. Çok gizli bir konuydu, ayrıca beş dakika da hazmedilecek gibi değildi. Akşamı beklemek zorunda kaldılar. Bu yüzden Harry tüm günü berbat bir ruh haliyle geçirmek zorunda kaldı. Ginny i de görememiştı. Zaten görmek istediğinden değildi, eğer karşılaşsalardı Ginny surat ifadesinden bir sorun olduğunu hemen anlardı. Ona gelecekten gelen bir kopyasının olduğunu anlatamazdı. Bu işleri daha karmaşık bir hale sokacağı gibi Ginny nin de yok olmasına sebep olurdu.
"Hufflepuff un kupası, slytherin madalyonu, Ravenclaw a ait bir eşya ve Nagini." diye devam etti Harry hararetle. "Dumbledore bu objelerden şüpheleniyordu. Ginny de aynı şeyi söyledi! Ama o Nagini olduğunu bilmiyor gibiydi. N-nasıl... gelecekten gelmiş olabilir anlamıyorum. Zaman döndürücülerde her bir turun bir saatte eş değer olduğunu sanıyordum."
Harry onaylamasını istercesine Hermione ye bakınca "Zaten öyle." dedi kabarık saçlı kız çaresizce. "Sahte Gin- Yani gelecekten gelen Ginny nin birkaç gündür burada olduğunu biliyoruz. Eğer normal bir zaman döndürücüyle yolculuk etmiş olsaydı yüzlerce kez çevirmiş olması gerekirdi ve bununla kimse uğraşmaz. Belki bilmediğimiz başka bir zaman döndürücü türüdür. Gelecekte üretilen bir tane."
"Önemli soru nasıl geldiği değil, neden geldiği." dedi Ron gergince. Kimsenin dile getirmeye cesaret edemediği soruyu sordu. "Sizce-"
"Öldüm." dedi Harry tereddüt etmeden. Ginny nin gelecekten geldiğini anlar anlamaz bunu fark etmişti zaten. Koridorda gece yarısı karşılaştıklarında bu yüzden ona bakmamıştı. Oysa Harry kızgın olduğunu sanmıştı.
Dumbledore birinin diğerinin elinde öleceğini ona özel derslerinde defalarca söylemişti. Harry için şaşırtıcı bir son değildi fakat Ron ve Hermione için beklenmedik bir haber olduğu açıktı. Ikisi de Harry nin gerçekten ölebileceğini düşünmemişlerdi. Kazanacağını düşünüyorlardı. Kazanacağını umuyorlardı. Hermione nin gözleri doldu. Ellerini yüzüne kapatmıştı. Ron ise dalgın dalgın ayaklarının dibindeki taş parçalarına bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FACELESS • ~Harry Potter~
أدب الهواةGece ateşte kavrulurken, Ay güneşe kavuştuğunda, Kedi ve fare oyunu dönecek tersine, Yüzsüz ondan çalınanı geri almak için, Üçüncü kez dönecek evine. Karanlık Lord, kolla kendini. * Tarih 2 Mayıs 1998. Kalenin soğuk duvarları arasından kan ve gö...